Nickie translate Spanish
138 parallel translation
Nickie acele etmeliyiz.
Nickie, démonos prisa.
Nickie yine bir şeyler karıştırıyor.
Nickie está haciendo algo.
- Nickie.
- Nickie.
Beni asıl düşündüren sen ve Nickie ne yapardınız?
Lo que me preocupa es, ¿ de qué viviríais Nickie y tú?
- Nickie içeride mi?
- ¿ Nickie va a dormir allí?
- Nickie, bu konu önemli, biliyorsun.
- Oye, Nickie, esto es importante.
Nickie mi ağlıyor?
¿ No está llorando Nickie?
Nickie!
¡ Nickie!
Önemsediğini biliyordum Nickie.
Nickie, qué bien me cuidas.
- Nickie?
- ¿ Nickie?
Nickie'ye göz kulak olacak biri lazım.
Sólo buscaba a alguien que vigile a Nickie.
- Freddie, Nickie'yi alır mısın?
- Freddie, ¿ quieres ir a por Nickie?
- Nickie nerede?
- ¿ Dónde está Nickie?
Nickie, bir şeyler yap.
Nickie, haz algo.
- Ben getiririm Nickie.
- Yo los traigo, Nickie.
Nickie bak. Yanıyor.
Mira, Nickie, está echando humo.
- Hayır.
- No es Nickie.
Nickie gitmiş.
Ha desaparecido.
Güzel kızlar için olan rekabet artık kesinlikle kolaylaşacak çünkü ünlü kadın avcısı Nickie Ferrante sahadan ayrılıyor.
La competencia por las jóvenes bellas será sin duda menor, ya que Nickie Ferrante, cazador de mujeres, saldrá de circulación.
Nickie Ferrante, Amerika'nın zengin şirketlerinden birinin varisiyle izdivaç yapmak için bu gece gemiyle yola çıkıyor.
Nickie Ferrante parte hoy para contraer matrimonio con una americana de la nobleza industrial.
Nickie?
- ¿ Nickie?
Nickie, Ben... Bana hayatımın en güzel en unutulmaz gününü yaşattığın için teşekkür etmek istiyorum.
Nickie, yo... quiero agradecerte... por brindarme el hermoso y más memorable día que jamás haya tenido.
Fırtına yaklaşıyor, Nickie.
Estamos entrando en aguas turbulentas, Nickie.
Ne söylemeye çalışıyorsun, Nickie?
¿ Qué intentas decir, Nickie?
Nickie, bu duyduğum en hoş...
Nickie, eso es lo más dulce...
Nickie, sevgilim!
¡ Nickie, querido!
- Nickie, bu Bay Lewis. Ropörtajı gerçekleştirecek.
- Nickie, el Sr. Lewis nos entrevistará.
Birazdan Bayan Clarke ve nişanlısı Bay Nickie Ferrante ile tanışacağız. Ve onlarla ülkenin dört bir yanındaki gazetelere manşet olan büyük aşklarını konuşacağız. Tüm dünyanın düşlerini süsleyen bir aşk.
En breve, conoceremos a la Srta. Clarke y a su prometido, el Sr. Nickie Ferrante, y conversaremos sobre su maravilloso romance, que ha aparecido en todos los titulares a nivel nacional, y que ha acaparado toda la atención de la opinión pública.
Şu Nickie Ferrante'yi görmeye can atıyorum.
Me muero por ver a ese Nickie Ferrante.
Lois Clarke ve Nickie Ferrante programa çıkmak üzereydi.
Lois Clarke y Nickie Ferrante estaban a punto de salir al aire.
- Nickie'nin bir sürü planı olduğuna eminim.
- Seguro que Nickie tiene todo tipo de planes.
İnsanlar, özellikle de kadınlar bu resmi kimin yaptığını bilirse, onu ve daha birçoğunu satabilirim.
Nickie, si me dejaras decirle a cada persona, quiero decir mujeres, quién lo pinto, podría venderlo y mucho más.
Nickie, gemiyi döndürmeme yardım et.
Nickie, ayúdame a voltear el barco.
Oh, Nickie, Sana ihtiyacım var.
Oh, Nickie, te necesito.
Vaktini boşa harcamamışsın, Nickie.
No has perdido tu tiempo, Nickie.
Burada, Nickie, gerçek bir ressam olmuşsun.
En éste, Nickie, te convertiste en artista.
Nickie?
¿ Nickie?
Nickie, gece gündüz, her daim seni düşünüyordum.
Nickie, he pensando en ti mañana, tarde y noche.
Ve Nickie...
Y, Nickie...
- Mutlu Noeller, Lois. - Mutlu Noeller, Nickie ve... Hoşça kal. ( Almanca )
- Feliz Navidad, Nickie, y... auf Wiedersehen.
Sağ ol, Nickie.
Gracias, Nickie.
Senin durumun nasıl, Nickie?
¿ Cómo están tus cosas, Nickie?
Hoşça kal, Nickie.
Adiós, Nickie.
Neydi o Nickie?
¿ Quién era, Nickie?
Çünkü sana ihtiyacımız var Nickie.
Porque te necesitamos, Nickie.
Bak Nickie, eğlenmekten söz ediyorum.
Mira, Nickie, se trata de algo muy divertido.
Nickie, bu da grubumuz.
Nickie, ésta es la banda.
- Selam Nickie.
- Hola, Nickie.
Yarımız içeride, yarımız dışarıda soyunalım Nickie de çatıda soyunsun.
¿ Y si unos se cambian adentro, otros afuera... y Nickie se cambia en el techo?
Hayır, Nickie.
No, Nickie.
- Bu Nickie.
Chicas, éste es Nickie.