Nicky translate Spanish
2,725 parallel translation
artık Nicky ye aşık değilim.
Ni siquiera estoy enamorada de Nicky.
Tamam, Nicky.
De acuerdo, Nicky.
Nicky'ye ne olacaktı eğer, O 24 saat kalmış olmasaydı...
¿ Y si hubiera sido Nicky, y tuviera 24 horas...
Bana bir fırsat verin!
- No me molestes. - ¿ A Nicky?
Nicky? Endişelenmenize gerek yok.
No te preocupes.
Nicky, Hoş görmek zorundasın.
Nicky, no fuiste excusada.
Nicky.
Nicky.
Daha iyi biliyorsun.
Nicky, sabes que eso no se hace.
- Nicky öldü mü? Kan kaybediyor.
El murió? Está perdiendo sangre.
Sevgilim Nicky'nin erken yaşlanma hastalığı kötüye gidiyor.
El actual fin comienza una semana atrás. La enfermedad de edad avanzada de mi novio Nicky, se está poniendo peor.
Nicky'nin hastalığı kötüye gidiyor.
LA demencia de Nicky está empeorando, también.
Nicky bir de zeka özürlü. Eğri oturup doğru konuşmak lazım.
Además, pieso que el es un poco retardado, asi que sólo llamemos a una pala pala, ok?
Nicky'i sadece senle konuşmak için muayene ediyorum.
Solamente estoy haciendo esto esto para tener un poco de privacidad.
Nicky beni destekleyecek durumda değil. Hastalığı kalıtsalsa ne olacak?
Nicky no está en condiciones de apoyarme, y que hay si la enfermedad es hereditaria?
Şu anda Nicky'i düşünmelisin. Acı çekiyor.
Tienes que pensar en Nicky ahora.
Nicky çok yakında ölecek.
El tiene dolor. Nicky morira pronto.
Nicky çok yakında ölecek. Bir saniye, ne?
Nicky morira muy pronto.
- Nicky öldü mü? Suyu geldi! Kan kaybediyor!
¿ El murio? ¡ Rompio la fuente ¡
Selam, Nicky.
Hey, Nick
Erin, Nicky'den haber aldın mı?
- Erin, ¿ qué sabes de Nicky?
Nicky bana bunu geçen hafta yazmış olabilirdi.
Nicky pudo haberme escrito esto la semana pasada.
Peki, o halde Nicky'ye hentbol oynamayı kim öğretecek?
Bueno, ¿ y quién le va enseñar a Nicky cómo jugar frontón?
Nicky'nin hentbol umurunda falan değil.
A Nicky no le gusta el frontón.
Hoşça kal, Nicky.
Adiós, Nicky.
Nicky, neden polis olmak yerine bir avukat olduğum konusunda beni sorguya çekiyordu.
Nicky estuvo interrogándome sobre por qué me convertí en abogada en lugar de en policía.
Nic?
¿ Nicky?
Nicky?
¿ Nicky?
Ne istiyorsun Nicky?
¿ Qué quieres, Nicky?
O Nicky "Richter Ölçeği" Johnson.
Eso es Nicky "La Escala de Richter" Johnson.
Hey, Nicky.
Oye, Nicky.
Nicky'nin yine burnu kanıyor.
A Nicky le volvió a sangrar la nariz.
Nicky, önce sen başla.
Nicky, tú primero.
Nicky Diaz dersi geçemezsem, 10.sınıfı baştan okuyacağımı söyledi.
Y Nicky Díaz dice que si suspendo, voy a tener que repetir décimo curso.
Peki ya Nicky veya Maury D?
¿ Qué tal Nicky o Maury D?
Lindois'in karısı, Nicky.
La Sra. de Lindois, Nicky...
Nicky'le 57 yıl evli kaldığı ölen kocası hakkında birçok kez konuştuk.
Nicky, decía... tú me hablabas siempre de tu difunto marido. con quien viviste 57 años de matrimonio.
Sağol, Nicky.
Gracias, Nicky.
Nicky sana Los Angeles'ta ihtiyacım var.
Nicky, te necesito en LA.
Sana onu bulmanı söyledim, Nicky.
Te dije que lo encontraras, Nicky.
Söyle de duyalım, Nicky çünkü bana daha çok bir tuzak gibi geliyor.
Bueno, escuchémoslos, Nicky, porque desde donde estoy sentado, parece un maldito montaje.
Bir sorun mu var, Nicky?
¿ Hay algún problema, Nicky?
Yarın kiliseye gelemeyecekmiş, ama Ritz'deki yere kendisini davet etmen konusunda çok hevesli.
Claro que no puede ir a la abadía mañana, pero está ansioso de que lo invites al cuarto que reservaste para Nicky en el Ritz.
- Nicky bekle, nereye gidiyorsun?
- Espera, Nicky... ¿ A dónde vas?
Ben Nicky.
Soy Nicky.
Tek Hayalı Nicky.
Nicky "un huevo"
Nicky!
Nicky.
Bu Nicky'nin fikriydi.
Fue idea de Nicky.
Oh, Nicky, sensin!
- ¡ Nicky, eres tú!
Ya, evet.
- Haces algunas cosas estúpidas, Nicky.
Ne oldu Nicky?
¿ Qué pasa Nicky?
Nicky, ben de Alex.
Nicky, soy Alex.