English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ N ] / Nogales

Nogales translate Spanish

93 parallel translation
Bu nispeten zengin vadide bazı ceviz, kiraz ve zeytin ağaçları bulunmaktadır.
En este valle relativamente rico, se encuentran algunos nogales, cerezos y olivos.
Kafa çekmeye Nogales'e gitti.
Se fue a Nogales, a emborracharse.
Bu gece Nogales'te bulusuruz.
Nos veremos en Nogales esta noche.
Tren, Nogales'den Hermosillo'a birlik ve ikmal maddesi taşıyor.
El tren transporta tropas y provisiones... desde Nogales hasta Hermosillo.
Seni temin ederim ki, şimdiye kadar çoktan Nogales'e varmıştır.
Te garantizo que ya estará casi en Nogales.
Şimdi Nogales'e gidiyorum.
Ahora estoy con Nogales.
Bilirsin, bir seferinde Nogales'te biz...
- Una vez en Nogales...
Bir seferinde Nogales'te küçük bir banka vardı...
Esa vez en Nogales, había un pequeño Banco...
O olmasa, hala NOgales hapishanesinde çürüyor olurdun.
Si no fuera por él, aún te estarías pudriendo en la cárcel de Nogales.
Sence Nogales'teki o şerif olabilir mi?
¿ Creen que es ese sheriff de Nogales?
Cuma'ya kadar Nogales'te silahlara sahip olacaksınız?
¿ Tendrán las armas en Nogales el viernes?
yakında Nogales'ta silahları teslim alacağız.
Pronto llevaremos las armas a Nogales. ¿ Quieres acompañarnos?
Nogales'te fahişe yok mu?
¿ No hay putas en Nogales?
Biz, yarın Nogales'e gideriz.
Mañana partimos para Nogales.
ben Nogales'e gideriz dediğim zaman gideriz.
Iremos a Nogales cuando lo diga yo.
sanırım Nogales, kötü olacak.
Supongo que lo de Nogales se ha cancelado.
- Sen hala, Nogales'e gitmek iste?
- ¿ Sigues queriendo ir a Nogales?
Veya Nogales'e git.
O haberse ido a Nogales.
Altı yıl önce, Nogales'te küçük bir yerde.
Hace seis años, un lugarcito en Nogales.
Muhtemelen Nogales'deki bir kerhanede küfelik olmuşlardır.
¡ Esos 3 estarán en Nogales, borrachos!
Eğer Nogales'deki bir kerhanede küfelik oldularsa, 24 saat içinde öğreniriz.
En 24 horas lo sabremos.
Bir keresinde Nogales'te küçük bir kızın kafasını kesmişti.
Una vez degolló a una chica en Nogales.
İki devasa ceviz ağacı vardı.
Había dos nogales grandes, enormes, gigantescos.
Sanchez, Nogales'e gidip o tarafa geçmeye başlasana.
Sánchez, ¿ por qué no vuelves a Nogales y cruzas desde allí?
Tamir edebilir misiniz yoksa Nogalese mi gideyim?
¿ Puedes hacer reparaciones o debo dirigirme hacia Nogales?
Ailemle öğleden sonrayı geçirmek için Nogales'teydim.
Fuimos a pasar la tarde a Nogales.
Sadece günübirliğine Nogales'e gittik.
Llevé mi familia a Nogales hoy.
Evet, Packard, bu dirsek parçalarını Nogales'li Çocuklar'dan 2,900 dolara aldım.
Y que hay de esas... Todo listo. Conseguí estos refuerzos por 290 billetes.
Nogales'e giderdim... Gutterboy gibi şapşal çocuklarım olurdu... ve seninle olmaktansa ölmeyi tercih ederdim.
Prefiero ir a Nogales y tener los hijos de Gutterboy... o morir, a estar contigo.
Ve ceviz ağacı bahçeleri.
Y de nogales también.
Nogales'de çözdüğünüz göçmen cinayetini okudum.
Leí lo que hizo en el asesinato del "espalda mojada" en Nogales.
Nogales'teki bankayı soyup polis dolu bir caddeden kaçmıştık.
Un día en Nogales asaltamos un banco... y al salir a la calle, estaba llena de soldados.
Duyduğuma göre ceviz koruluğu hakkında büyük planların varmış.
Supe que tienes planes para los nogales.
Cevizi her zaman severdi.
Siempre le habían gustado los nogales.
Nogales'ten beri hiç durmadım!
No paré desde Nogales!
Nogales'teydi, saat 8 gibi burada olur.
Estaba en Nogales, así que llegará sobre las 8.
Nogales'deki bir arkadaşımı ziyaret edeceğim.
Voy a ver a un amigo.
Nogales, Arizona yakınlarındaki gümrük komisyoncuları Alvarez'i geçen gece, Meksika sınırını geçmeye çalışırken yakaladılar.
Agentes de aduana cerca de Nogales, Arizona, hallaron a Alvarez anoche, muy tarde, mientras trataba de cruzar la frontera a México.
Nogales Arizona'da pantolon askısı takmak yasaktır.
En Nogales, Arizona es ilegal usar tiradores.
Ve acaba Nogales'de, geceleri gizlice buluşarak kanuna rağmen kemerlerini çıkartan ve askı takan radikal politik gruplar var mıydı?
¿ Y hay grupos radicales en Nogales que se reúnen en secreto de noche, se quitan los cinturones y, desafiando la ley, se ponen tiradores?
Ceviz agaçlari telgraf direkleri ve çiftlik hayvanlari.
"Los nogales" "Los postes telegráficos y el ganado"
Nogales'teki bir kaynağım Javier Perez'in Meksika yetkililerince tutuklandığını söyledi.
Un contacto mío en Nogales me ha informado que Javier Pérez fue capturado por las autoridades mexicanas.
Turunç, zeytin... fındık, yenidünya... asma, elma... kayısı, erik, avokado... mango, armut, incir, ceviz.
viñas, manzanos, albaricoqueros, ciruelos, aguacates, mangos, perales, higueras, nogales.
Sark güneye gitmiş olabilir. Çünkü Echelon, Nogales'teki bir depodan çıkan Mutabakat mesajlarını yakaladı.
Sark debe haber ido al sur, porque Echelon captó un llamado breve de El Convenio desde un almacén en Nogales.
Ceviz ağaçlarıyla dolu bir orman buldum.
Encontré un bosque lleno de nogales.
- Cevizlerin üzerine.
- Ahí, en los nogales.
Ne yazık ki, hanımefendi, ceviz bahçeleri nemli olmasıyla ünlüdür.
Verá, señora, las plantaciones de nogales crean una atmósfera húmeda.
Nogales'te bir ofisi var.
Tiene su oficina en un habitación en Nogales.
Maaş bordrosunda, Nogales kasabasının gümrük görevlisini buldular.
Tienen sobornado a un oficial aduanero de Nogales.
- Doğrul bakalım. - Baba, ceviz bahçesi ne tarafta?
Papá, ¿ dónde están los nogales?
Silver City'de bir eşin olabilirdi. Veya Nogalesde. Veya Bisbee'de.
Puedes tener una esposa en silver City o en nogales, o en Bisbee.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]