Nose translate Spanish
200 parallel translation
Hey, İri Burun.
Ey, Putty Nose.
Kıvırmayı bırak İri Burun.
Deja de mentirnos, Putty Nose.
İhtiyar İri Burun sizi asla kandırmaz, değil mi?
Saben que Putty Nose nunca trata de engañarlos, ¿ no?
Başka bir şey bulursanız... ihtiyar İri Burun'u hatırlayın, olur mu?
Y si encuentran algo más... se acordarán de Putty Nose, ¿ no?
- Selam İri Burun.
- Hola, Putty Nose.
İri Burun kaçtı.
Putty Nose se escapó.
Bizi bu işe İri Burun soktu.
Pero Putty Nose nos metió en esto.
Şu dönek İri Burun'a bulaştığınız zaman kaygılandım.
Me preocupé cuando se mezclaron con ese traidor de Putty Nose.
Bizim İri Burun olduğundan emin misin?
¿ Estás seguro de que era Putty Nose?
Bir dakika İri Burun.
Espera un minuto, Putty Nose.
They kept pulling my nose. Mine of all noses!
Me tiraban de la nariz. ¡ De mi nariz!
Sandy Nose'un üç km. Doğusunda bir denizaltı var.
Hay un submarino a dos millas de Sandy Nose.
Linus, bu belaya nasıl bulaştım bilmiyorum. En başında gönüllü olmasaydım,... kazanamazdım,... ama sözlüğü de didik didik etmek zorunda kalmazdım.
nose como me metí en este lío.
"Düz Burun Curry ve Haberler Carver'ın da soyguna bulaştıkları sanılıyor."
"Se sabe que participaron en el atraco Flat Nose Curry y News Carver".
Logan'ın işin başına geçeceğini unutun, tamam mı?
¿ Nos olvidamos de Logan, verdad, Flat Nose?
Sağ ol, Düz Burun.
Gracias, Flat Nose.
Nose ile Emmett'i vurdular.
Mataron a Nose y a Emmett.
Sen ne düşünürsün bilmiyorum Ama, önümüzdeki temmuz ayında alizeler batıya doğru esecek. Ben de yelkenle Tahiti'ye gitmek istiyorum
Bueno, no - no - nose que pensaras pero... el proximo Julio, cuando el viento cambia al Oeste quiero navegar a Tahiti
Bilemiyorum Mary, ortadakinde nahoş bir etnik hava var sanki.
Nose, Mary. Ese tipo tiene un aspecto desagradable.
Bilemiyorum, filmdeki herif bayağı ölü gibi geldi bana.
Nose, ese tipo me parecia bien muerto.
- Bilemiyorum beyler ya.
Nose, chicos...
Saat 12'de, İngilizce'de burun ne demektir öğrenmiştim.
A los doce años, sabía que "nose" quería decir nariz, en inglés.
Koca Burunlu Kate diye bir fahişeyle yolculuk ediyor... ama onun pezevengi değil.
Viaja con una puta llamada Big Nose Kate, pero no es su chulo.
Bana Koca Burunlu Kate diyebilirsiniz.
Puede llamarme Big Nose Kate. Todo el mundo lo hace.
- Koca Burunlu Kate bile söyledi.
- Demonios, lo dijo hasta Big Nose Kate.
~ Shine up the runway while I powder my nose ~
# Se ilumina la entrada en cuanto # apareze mi nariz
Beni Alien Nose job veya Chevy Case ile 5 mükemmel hafta gibi Fox kanalının özel yayınlarından hatırlayacaksınızdır.
Quizá me recuerden de los especiales de Fox como... Rinoplastia alienígena, y cinco semanas fabulosas en El show de Chevy Chase.
Bakın beyefendi ne istiyorsunuz bilmiyorum.
Mire, señor. Nose que es lo que quiere.
Aslan, Midilli, Burun, Torpido bir de Matthew kardeşler.
Leo, Pony, Nose, Torpedo... -... y los hermanos Mamous.
Focus on American content production. Make Hoffmann pay through the nose.
Concéntrate en el contenido americano y haz que Hoffmann gaste bien el dinero.
Sanırım Forrest'in kafasının arkasında da bunlardan biri var tam Broken Nose Jack McCall'ın Wild Bill Hickok'vurduğu yerde.
Creo que si Forrest se sacara el sombrero se vería la herida donde Jack McCall Nariz Rota disparó a Bill Hickok el Salvaje.
Ama burası neresi bilmiyorum çünkü çok fena uçtum.
Pero nose que es aqui hombreee, estoy tan drogado...
Bunu sana nasıI söyleyeceğimi bilmiyorum.
- Mary... Nose como decirte esto pero.
- Bilmiyorum.
- Nose.
Maybe the nose was just a little bit smaller.
Creo que la nariz era más pequeña.
Solar plexus ( Karaciğer ), Instep ( Ayağın üst kısmı ) Nose ( Burun ), Groin ( Kasık )!
Plexo solar, Empeine Naris, Ingle!
Bilmem.
Nose.
O iki tembelin nerede olduğunu bilmiyorum ama bahse girerim oradaki punklar da onlarlaydılar.
Nose donde estan esos idiotas pero te apuesto que esos saben.
Ne dediğini anlamıyorum.
Nose que estas diciendo.
- Endişelenmeyin.Önemli birşey yok.
- Nose inquiete. Nada importante.
Tüm bunların neden olduğunu bilmediğimi sanma.
Bien, no creas que nose porqué haces esto.
Kadınlar, kaltakların olduğunu biliyor. Niye şaşırıyorlar, anlamıyorum.
Las mujeres saben que son rameras, nose porque están sorprendidas.
Nose, yardım et ona.
- No'se, ayúdale.
# # Your chu-chi, wootchi nose, your chu-chi, wootchi eyes
Tu nariz tan adorable
Tabii bütün komşular kapıya toplandı. Ortalık tam anlamıyla curcunaya dönmüştü.
De repente los vecinos empezaron a golpear la puerta y nosé todo se convirtió en un alboroto.
Tam olarak, Ateş Ulusu tarihindeki en karanlık gün. Şimdi anladım. O gün çok kötü bir şey olmuş.
El sol esta detras de la luna, es un eclipse solar literalmente es el dia mas oscuro en la historia de la nación del fuego ahora lo entiendo algo horrible les paso ese dia nose que fue pero se por que
- Nasıl desem, şey...
Nose como decirlo.
Bu ne demek bilmiyorum.
- nose que significa eso.
- Bilmem.
- Nosé.
Her neyse, bu tür şeyleri söylemeyi pek bilmem ama...
De todos modos bueno, nosé como decir esto así que lo diré directamente...
- Onu ne yapayım?
- Nosé qué hacercon este tipo.