English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ N ] / Notlar

Notlar translate Spanish

5,649 parallel translation
Notlarınla ilgilenmiyorum.
Yo... digamos que no me interesan tus apuntes, ¿ vale?
Spencer Hastings ne zamandır başkasının notlarına güvenir oldu?
¿ Desde cuando Spencer Hastings confía en algunos apuntes que no sean los suyos?
Okul notlarınız harika. Biz de gönüllü arıyoruz.
Tienes un gran historial academico y estamos buscando voluntarios.
Artı fen notlarım gayet iyi.
Aparte mis notas en ciencias son muy buenas.
- Henning notlarında bahsetmiş.
- Henning lo mencionó en sus papeles.
Bu ikinci ziyaretinizin amacı neydi? Konuşmanızın notları sizdedir herhâlde. Bize okur musunuz?
¿ Cuál fue el propósito de volver a visitarla? Estoy segura de que tomó notas de la conversación. ¿ Podríamos oírlas?
Dr. Kaur notlarının indirilmesini istiyor.
La Dra. Kaur quiere que le bajes sus anotaciones.
Roman'dan matematik notlarını istiyordum ben de.
Hola. Solo estaba preguntando a Roman por sus notas de cálculo.
- Notlarımızı nasıl alacağız?
- Esquí Cap. - ¿ Cómo vamos a ser clasificado?
Hadi ama çocuklar ; yüzdeler, notlar, ders programları...
Vamos, chicos, porcentajes, grados, esa cosa programa...
Azıcık da olsa daha yüksek notlar hak ediyorsunuz.
Te mereces grados ligeramente más altos!
- Jeffrey, bir şey yap! - Azıcık da olsa daha yüksek notlar.
Jeffrey, hacer algo.
Azıcık da olsa daha yüksek notlar!
Aquí. Grados ligeramente más altas! Grados ligeramente más altas!
- Azıcık da olsa daha yüksek notlar!
Todo el mundo, cálmate.
Bu sömestrda iyi notlar almayı gerçekten çok istiyordu.
pero el colegio era tan importante para ella... y realmente quería sacar buenas notas este semestre.
İki yıl boyunca notlarım dibe vurdu.
Mis notas han ido bajando desde hace dos años.
Notlarımda altı çizilmiş Condor Gözetim Programı'na geri dönmek istiyorum.
Quiero reiniciar el programa de vigilancia Condor mencionado en mi memorándum.
Henüz notlarınızı okumadım.
no he leído aún su memo.
Kulağa ne kadar mantık dışı geldiğini biliyorum ama notlarıma bir bakarsanız...
- ¿ El Vicepresidente? Sé que todo esto te suena absurdo, pero si miran mis notas...
- Notlarını inceledik zaten.
- Las hemos mirado.
Notların ikna edici değil.
Tus notas no son convincentes.
Peter Bernadone'nin dosyasındaki notlarınız, önceki vaka görevlisinden... -... epey farklı.
Tus notas en el archivo de Peter Bernardone son drásticamente diferentes a las de su último trabajador social.
Hastaların notları karşılaştırmaya başlarsa ne olur, çok merak ediyorum Dr. Lecter.
Tengo curiosidad por saber lo que pasaría si sus pacientes empezasen a comparar notas, Dr. Lecter.
FBI, onları tek parça halinde bırakırsam notlarımı didik didik edecektir.
El FBI estudiará detenidamente mis notas si las dejo intactas.
Harika kişiliğinin ve mükemmel... notlarının yanı sıra, ihtiyaç sahiplerine yemek dağıtır, U.N'de modellik ve "Y"'de gönüllü yüzme eğitmenliği yapıyor.
Además, tiene gran personalidad, buenas calificaciones, está en meals on wheels, club de la ONU y enseña natación de forma voluntaria en YMCA.
Profesörün notlarında "Gehenna anahtarı" olarak adlandırılmış.
Las notas del profesor se refieren como a la "Llave Gehena".
Profesörün notlarını araştırdık.
Hemos revisado las notas del profesor.
Kuş üzümü Notlar, tütün...
Notas de grosella negra, tabaco...
- Mm. Bazı notlar almak ister misiniz?
- ¿ Quieres tomar notas?
Notları beni bu binaya getirdi.
Sus notas me trajeron hasta este edificio.
Hagen tüm gün birisini gözetleyip, notlar alıyormuş.
Hagen estuvo vigilando a alguien todo el día y tomando notas.
Hagen tüm gün birisini gözetleyip, notlar alıyormuş.
Hagen estaba vigilando a alguien todo el día y tomando notas.
Bilirsiniz, buradaki bir çok öğrenci iyi notların öğretim üyelerine yağ çekerek alındığını zannederler.
Saben, muchos de los estudiantes de aquí piensan que sus buenas notas van incluidas con la matrícula.
Notlarına göre direkt olarak İran SAVAMA'dan geliyor.
Según sus notas, proviene directamente de los archivos de la SAVAMA iraní.
Stan'in notlarına göz attım.
Mmmmmm Revisé las notas de Stan.
Kişisel fotoğraflarım vardı! Her şeyi almışlar, yazdığım notları bile.
Se llevaron todo, incluso mis notas manuscritas.
Benim notlarım iyi. - Birkaç dersi kaçırmış olmama rağmen.
Mis notas son buenas a pesar que falté a algunas clases.
Birinci sayfada ikinci paragrafa bakarsan notlarımı göreceksin.
Si vas al párrafo dos de la página uno, ahí es donde verás mis notas.
Notlarımızı karşılaştırıp, biraz kafa buluruz.
Podríamos comparar notas, ajustarlo un poco.
Zinberg'ün notlarını okudum.
Leí el trabajo de Zinberg.
Bu notları iyice inceledim ve Christiansen'in cerrahi olarak yaptığı hiçbir hata yoktu.
He analizado en detalle sus papeles y no hubo nada que hiciera mal quirúrgicamente.
Notlarımı yazmak için buradaki personelime bel bağlamaktan daha kolaydı.
Era más fácil que confiar en mi personal a que tomara todas las notas.
Bana notlarını verdi.
Me ha dado notas.
Tıbbi özgeçmişi orta okuldaki notları, spor ve ders dışı ilgilendikleri.
Perfil médico, calificaciones desde el secundario en adelante, actividades atléticas y extracurriculares.
Reddington tanıştığınız doktorun araştırma notlarını gönderdi.
Reddington ha mandado las notas de la investigación del doctor que visteis.
- Pumpkin, eğer notlarını şimdi almak istemiyosan bence susmalısın,
- pumpKin, si quiere iniciar tomando sus exámenes en la sala tranquila con todo el especial-de estudiantes,
Hani şu kimsenin hakkında bir şey bilmediği küçük notları yazan James Novak'mı?
El James Novak quien escribió ese pequeño pedacito hit en ese pequeño papel pequeño que nadie ha oído hablar?
Karen ise tiyatrocu. Tüm notları "A".
Karen hace teatro, saca matrículas.
Yani okuldaki tüm notların A ya da B.
Sacabas muy buenas notas en la escuela.
- Videoları ve notları elimizde.
Los vídeos y sus notas son todo lo que tenemos.
Azıcık da olsa daha yüksek notlar!
Grados ligeramente más altas!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]