Numara translate Spanish
20,807 parallel translation
Evde kameranın çektiği tek odada numara yapması ayarlı gibi değil mi?
¿ No es demasiada coincidencia, que haya montado un incidente en la única habitación de la casa, que tenía una cámara de video grabando?
11. sokağın doğusu 537 numara artık terkedilmiş bir araziydi.
537 East de la Calle 111 era sólo un terreno baldío ahora.
Sadece bir iki numara yapıyor.
¡ Por favor, solo hace trucos!
Cebimde hep başka numara bulundururum.
Siempre tengo un as bajo la manga.
Cebimde başka numara kalmadı.
Ahora me quedé sin jugadas.
Dört numara, öne çık.
El número cuatro, un paso adelante.
- İki numara, öne çık.
Número dos, al frente.
İki numara, şapkanı çıkart.
Número dos, quítese el gorro.
İçinde sadece bir numara olan bozuk bir kullan-at telefon.
Un quemador roto con sólo un número en él.
Bu numara Lars'ın veya sinek Charley'nin olabilir.
Este número podría ser de Lars o de Charley Fly.
Stanton Caddesi, 55 numara.
Calle Stanton 55.
Dört numara.
Número cuatro.
Ve iki numara.
También el dos.
İyi numara sansar.
bien hecho, comadreja!
Baban senin on numara yalan bulucu olduğunu söyledi.
Tu papá dice que tienes un detector de mentiras de clase mundial.
Marina Otel, 254 numara.
Habitación 254 en el Hotel Marina.
Sekiz numara?
¿ Numero ocho?
- Numara yazmıyor ki.
Pero, no hay ningún número. No.
- Evet. On numara.
Tiene clase.
Herkes her hangi bir numara için gözünü açık tutsun.
Todo el mundo mantenga los ojos abiertos para el juego de cualquier tipo.
Numara al.
Toma un número.
62 numara çıktı.
Le toca al número 62.
Bilmelisiniz ki... Sizde olduğundan daha fazla numara biliyorum.
Deberías saber, que tengos muchos más, además de tu número telefónico.
Bir numara alın.
Toma un número.
- Ama tüm bunlar bilinmeyen bir numaradan. - Bilinmeyen numara, Rachel.
Pero todos son de un número desconocido No es desconocido.
Ayrıca tek bir numara izledin daha.
Además, si has visto un truco...
Jeannie, bir numara için onunla sahneye çıkmamı istemişti. Fakat sihirbaz, seyircilerin arasından bir tane herif çıkardı.
Jeannie quería que subiera al escenario con ella para el truco, pero el mago eligió a otro tipo de entre el público.
O gitti, numara yapmayı bırakabilirsin.
Se ha ido, ya puedes dejar de fingir.
Bilinmeyen Numara : Bulüzün hoşuma gitti.
ME GUSTA LA CAMISA QUE LLEVAS.
Bir tür numara.
Una especie de truco.
Keçiler bir numara!
¡ Vamos, Cabras!
Dört numara olduğunu tahmin ediyorum.
Supongo que es talla cuatro.
Yanlış numara olduğunu söyleyeyim.
Diré que tienen un número equivocado.
Numara yaptım, oldu mu?
Lo fingí, ¿ de acuerdo?
Yanlış numara.
Número equivocado.
Kahrolası iki numara.
¡ Jódete, maldito número dos!
Bir numara, 50-1.
Número uno, de 50 a 1.
İki numara, 500'den 1'e.
Número dos, 500 a 1.
Üç numara, 100-1.
Número tres, 100 a 1.
Dört numara daima önce ölür.
El número cuatro, siempre muere primero.
Kaçsan iyi olur, beş numara.
Es mejor que corras, número cinco.
Çünkü öldüreceğim Dört numara ve sonra Sana geri döneceğim Ve ben seni güzelce yavaş yavaş öldüreceğim.
Porque voy a matar al número cuatro... y luego regresaré por ti... y voy a matarte despacito y lento.
90 : 1'de üç numara.
Número tres, 90 a 1.
300'den 1'e iki numara.
Número dos, es 300 a 1.
Bir numara, 40 ile 1 arası.
Número uno, probabilidades de 40 a 1.
İki numara, olasılık 300'den 1'e.
Número dos, probabilidades de 300 a 1.
Üç numara, 1 milyon ile 1 arasında.
Número tres, de 1 millón a 1.
Sıradaki, beş numara.
Siguiente, número cinco.
Bonjour, baba. Bir numara oğlu.
Hijo favorito.
Bir numara koyun.
Dame una cifra.
Hey beş numara var.
Hola número cinco.