Nzt translate Spanish
296 parallel translation
... Finch'in baş şüpheli olduğunun kesinleştiği... 2011'de Narkotik, bir torbacıyı NZT-48 dediği nöro-uyarıcı bir bileşim satarken yakaladı.
Se confirma que Finch es el principal sospechoso... En el 2011, la DEA atrapó a un narcotraficante vendiendo un compuesto nootrópico llamado NZT-48.
Eminim NZT için birçok uygulama yapıldığını düşünebilirsin.
Eres una mujer muy lista, Rebecca. Estoy segura que puedes imaginar múltiples aplicaciones para la NZT.
Brian Finch'in NZT'yle nasıl bir bağı olduğunu bilmiyoruz.
No sabemos cómo Brian Finch está relacionado con NZT.
Bankada NZT kullanan iki kişi daha var.
Hay otras dos personas en el banco usando NZT.
NZT'yi kullanan diğer adamlar bunlar.
Esos son los otros que usan NZT.
Biri bu adamları NZT'leri için öldürüyor.
Esto no es suicidio. Alguien está matando a esta gente por su NZT.
Bankada NZT'yi kullanan başka insanlar da var.
Hay otras personas en el banco tomando NZT.
Biri Manchester-Reid'de NZT kullanan insanları öldürüyor.
Alguien está matando a las personas que usan NZT en Manchester-Reid.
FBI'a her şeyi anlattım... NZT'yi kullanan üçüncü adamın adı hariç.
Le dije al FBI todo... excepto el nombre del tercer sujeto que tomaba NZT...
Buraya bir NZT hapı için geldim.
Vine aquí por una pastilla de NZT.
NZT hapların bitiyor.
Te estabas quedando sin NZT.
NZT adında bir hapı arayan kaçağı nasıl vurduğumu anlatmak için sabırsızlanıyorum.
Es decir, no puedo esperar para decirles cómo le disparé al fugitivo que vino a buscar una droga llamada NZT.
Bir NZT hapı.
Una píldora de NZT.
Sonrasında ise yan etkisi olmadan istediğin kadar NZT kullanabilirsin.
Y puedes tener tanto NZT como quieras sin los efectos secundarios.
İşler beklediğim gibi giderse istediğin kadar NZT'ye sahip olabileceksin.
Bueno, si las cosas salen como espero, tendrás todo el NZT que necesites.
Dairesinde hiç NZT olmadığını söyledi ancak buradaki yöneticiye göre aşağıda bir kutu kasası varmış.
Me dijo que no tiene NZT en su apartamento, pero de acuerdo con el gerente aquí, tiene una caja de seguridad allá abajo.
NZT dosyalarını gördün.
Viste los documentos del NZT.
Brian en az iki doz NZT aldı.
Brian tomó cerca de dos dosis de NZT.
Brian'ın, NZT almanın yan etkilerine karşı bağışıklığı var.
Brian es inmune a los efectos secundarios del NZT.
NZT'yi her kim yaptıysa, ki bu hala bir sır onu, dışarıda herhangi birine veriyor olabilir.
Quien creó el NZT, que sigue siendo un misterio, por cierto, puede estar afuera dándosela a cualquiera.
Eğer Brian, NZT'yi her halükarda alacaksa onu aldığı her an dünyadaki en zeki kişi olacak.
Si Brian va a tomar NZT de todos modos, cada vez que lo haga, se convertirá en la persona más inteligente del mundo.
Sanırım babam da o gece NZT'nin etkisi altındaydı.
Creo que mi padre consumió NZT esa noche.
NZT adında bir hap alana kadar 28 yaşında bildiğin boş beleşin tekiydim.
Era el típico metepatas de 28 años hasta que tomé una pastilla llamada NZT.
Bu aşıdan olmuyorsan NZT seni öldürür.
El NZT te matará, a menos que recibas estas inyecciones.
Artık yan etkisi olmadan istediğin kadar NZT alabilirsin.
Ahora puedes tomar tanta NZT como quieras sin los efectos secundarios.
Sık sık bu aşılardan olacaksın Yan etkisi olmadan istediğin kadar NZT alabilirsin.
Cada cierto tiempo, recibes una de estas inyecciones... y puedes tomar todo el NZT que quieras, sin efectos secundarios.
Eğer ayrıldığın kişiyle karşılaşacak olursan bunun NZT'nin etkisindeyken olmasını şiddetle tavsiye ederim. Ne yaptın sen?
Y si alguna vez te topas con la que se escapó, recomiendo altamente que lo hagas bajo los efectos del NZT.
NZT'nin etkisindeyken?
¿ Mientras estabas bajo los efectos del NZT?
NZT bana Shauna için yeni bir şans vermiş olabilirdi ama New York'tan gidiyorsa ne fark ederdi ki?
Entonces, el NZT puede haberme dado otra oportunidad con Shauna, pero ¿ de qué valía si se iba de Nueva York?
Ayrıca bunun yalnızca NZT sayesinde olduğuna da eminim.
También estoy bastante seguro de que es solo por el NZT.
NZT Brian, sıradan olanından çok daha fazla şey yapabiliyor.
El Brian con NZT puede hacer muchas más cosas que el Brian ordinario.
NZT adında bir hap alana kadar 28 yaşında bildiğiniz boş beleşin tekiydim.
Era un perdedor promedio de 28 años hasta que tomé una píldora llamada NZT.
Bundan olmuyorsanız NZT sizi öldürür.
La NZT te matará, a no ser que te pongas esto.
Artık yan etkisi olmadan istediğin kadar NZT alabilirsin.
Ahora puedes tomar tanto NZT como quieras sin efectos secundarios.
NZT'nin yan etkilerine neden bağışıklığım olduğunu anlamak için üzerimde çalışmak istediler.
Querían estudiarme, para así poder descubrir por qué soy inmune a los efectos secundarios del NZT.
Bu aşılardan birini olursan yan etkisi olmadan istediğin kadar NZT alabilirsin.
Te pones una de estas inyecciones y puedes tomar todo el NZT que quieras.
NZT işleri heyecan verici tutan şeydi.
El NZT mantiene las cosas... interesantes.
Sadece NZT kullandığında.
Solo mientras estés bajo los efectos del NZT.
NZT almışken bürodan çıkamazsın.
No se te permite salir de la oficina mientras estés bajo los efectos del NZT.
NZT etkisini yitirince ne oluyor?
¿ Qué pasa cuando se agota el efecto del NZT?
Artık yan etkisi olmadan istediğin kadar NZT alabilirsin.
Puedes tomar todo el NZT que quieras sin efectos secundarios.
NZT'nin etkisi geçti.
¿ Puedo tener dos? No estoy bajo los efectos del NZT.
NZT'nin etkisi altındayken inanılmaz şeyler yapabiliyor ama kendini kurumlara karşı bir yere koyuyor.
Puede hacer cosas increíbles cuando está bajo los efectos del NZT, pero se define en contra de las instituciones.
NZT'nin etkisi geçmeden yemeğe gidersin.
Presentarte a cenar antes de que el efecto del NZT se agote.
NZT adında bir hap alana kadar 28 yaşında sıradan birisiydim.
Yo era el típico metedura de pata de 28 años de edad, hasta que tomé una pastilla llamada NZT.
Bundan olmuyorsanız NZT sizi öldürür.
NZT te va a matar, a menos que tenga este tiro.
Artık yan etkisi olmadan istediğin kadar NZT alabilirsin.
Ahora usted puede tener tanta NZT como desee, sin efectos secundarios.
Bence o gece babam NZT etkisi altındaydı. Nereden geldiğini çözebilirsem belki ona ne olduğunu da çözebilirim.
Creo que mi padre estaba en NZT esa noche, y si puedo averiguar de dónde viene, tal vez pueda averiguar lo que le pasó.
Biz NZT hakkında oldukça çok şey biliyoruz.
Sabemos citar mucho de NZT exterior de la valla.
Sanırım babam öldürülmeden önce NZT kullanıyordu yani tekrar resim yapmaya başlamışsa sebebi budur.
Creo que mi padre estaba tomando NZT antes de que lo mataran. Así que, si finalmente se pinta de nuevo, es por eso.
Ama benim NZT'siz halimsin.
Pero usted me está sin NZT.