Octavio translate Spanish
348 parallel translation
Octavius'la Antonius iktidarı paylaştılar ve Roma İmparatorluğu uğruna Brutus ve Cassius'la savaşmaya hazırlandılar. "
EL JOVEN OCTAVIO, A QUIEN CÉSAR HABÍA ADOPTADO COMO HIJO. ANTONIO Y ÉL SE REPARTIERON EL PODER Y SE PREPARARON A LIBRAR
Octavius, ben senden daha çok gördüm dünyayı.
Octavio, he vivido más que tú.
Benim atım da öyledir Octavius. Onun için bol bol yem veririm ona.
También lo es mi caballo, Octavio, y por eso le doy cebada.
Şimdi Octavius, gelelim büyük işlere.
Octavio, escucha algo importante.
Gel Antonius, gel Octavius, gelin! Yalnız Cassius'tan alın öcünüzü. Cassius bezdi çünkü dünyasından.
Venid, Antonio y joven Octavio... vengaos de Casio... pues Casio está cansado del mundo.
Yokluğum tüketmiş sabrını. Octavius'la Antonius'un güçlenmeleri de son umutlarını yıkmış olmalı çünkü ölüm haberi, onların yükseliş haberleriyle birlikte geldi.
De impaciencia por mi ausencia, y apenada porque el joven Octavio... y Marco Antonio se han hecho tan fuertes... pues esas noticias me llegaron con la de su muerte.
Messala, bak mektuplar aldım. Octavius'la Antonius, büyük bir orduyla üstümüze iniyorlarmış Philippi'ye doğru.
Mesala, he recibido noticias... de que Octavio y Marco Antonio vienen hacia aquí con un gran ejército... y dirigen su expedición hacia Filipos.
Octavius, Antonius ve Lepidus 100 senatörü öldürmüşler ayaklanma ve kanunları çiğnemeyle itham edip.
Que, por órdenes ilegales... Octavio, Antonio y Lépido han matado a 100 senadores.
Esir alınmadı Octavius, Brutus esir alınmadı.
A salvo, Octavio. Bruto está a salvo.
Her şeyi yitirdiğim bugün kazanacağım şerefi Octavius'la Marcus Antonius kazanamayacaklar aşağılık zaferleriyle.
Tendré más gloria por esta derrota que Octavio y Marco Antonio... por su vil victoria.
Ottavio lütfen!
¡ Octavio!
Bu evde birileri var mı?
¡ Octavio, por favor!
Ottavio, lütfen sakin ol. Çocuk gibi davranma!
Octavio, por favor, no te comportes como un crío.
- Ottavio, dur bir saniye, nereye?
¡ Octavio, espera un momento ¿ Adónde vas?
Tabii ki, Ottavio'ya da söyledim!
¡ Sí, por supuesto, abogado! ¡ Se lo he dicho a Octavio!
Tabii ki, Ottavio'ya hak veriyorum!
¡ Sí, sí, en eso le doy la razón a Octavio!
Babam çok iyi anladı! Ottavio'nun çılgınlık yapacağı bir an varsa, o da budur!
Papá ha comprendido perfectamente, que si hay un momento... en que Octavio evitará cometer imprudencias, es éste...
Ama dikkat edin, artık para mevzularını Ottavio'ya sormalısınız!
Pero, escuche, desde ahora el dinero se lo ha de pedir a Octavio.
- Sonra söylerim, olur mu! Ottavio, şu vekaletnamenin altına küçük bir imza atar mısın lütfen?
Escucha, Octavio, te importaría echar una firmita aquí.
Çok iyi bir genç diyorum! Buyurun sayın profesör!
¡ Digo que Octavio es una bellísima persona!
Sonunda Filippi'de kendisinin ve Sezar'ın varisi Octavian'ın lejyonlarıyla onların karşısına çıktı.
Al fin, en Filipos lanzó contra ellos sus legiones y las de Octavio el heredero de César.
Octavian moralimi bozuyor.
Octavio me deprime.
Octavian, o sikkeleri Sezar'ın tanrı ilan edilmesini kutlamak için çıkarmıştı.
Octavio las acuñó para conmemorar la divinización de César.
Octavian, Lepidus'u komutanlıktan azledip sürgüne göndermiş.
Octavio ha destituido y exiliado a Lépido.
Burada, Tarsus'ta tanrıcılık oynayarak harcama baksana Octavian Roma'da tanrı olmak üzere.
No lo malgastes jugando a ser dios en Tarsus mientras Octavio se convierte en dios en Roma.
Octavian'ın haftada bir kez tıraş olduğu doğru mu?
¿ Octavio sólo se afeita una vez por semana?
Octavian'a dikkat et.
Ten cuidado con Octavio.
Antony ve Octavian, büyük bir anlaşma imzalamışlar.
Antonio y Octavio han hecho un pacto.
Octavian.
Octavio.
Sezar Octavian.
César Octavio.
Bu Octavian'ın istediğini yapmak olur.
¡ Todo quedaría en manos de Octavio!
Roma'yı, İtalya'yı, dünyayı Octavian'a vermek mi?
¿ Entregar Roma, Italia y el mundo a Octavio?
Bu yüzden de Octavian'a zincirlenmiş bir köle gibi geri geldin.
Has venido como esclavo de Octavio.
- Octavian'ım da olmayacak.
- Ni a Octavio.
Octavian'ın da efendisi var mı?
Y Octavio, ¿ no tiene amo?
Octavian onları çoktan çaldı, şimdi de Roma'nın sana olan sevgisini kız kardeşi adına yok edecek.
Octavio los ha arrebatado y quiere destruir, con su hermana el amor que Roma te tiene a ti.
Octavian'dan asla korkma mı?
¿ Y dices que no tema a Octavio?
Octavian aptal değil. Savaşmayacaktır.
Octavio no es tonto y no luchará.
İzin verin Roma'ya gideyim, Octavian'la, mümkünse Roma halkı ile görüşeyim ve onlara barış istediğimizi söyleyeyim.
Déjame ir a Roma a hablar con Octavio y los romanos para asegurarles que queremos la paz.
Tıpkı Antony'nin önceden söylediği gibi Octavian'ın orduları onları karaya çıktıkları yerde karşıladı bu yer Yunanistan'da Aktium'du.
Y tal como auguró Antonio las tropas de Octavio les alcanzaron en el punto de desembarco. Fue en Actium, Grecia.
Gözcüler, Octavian'ın sancağını gördü mü?
¿ La insignia de Octavio?
Octavian'a geldiğimizi bildirin.
¡ Que sepa Octavio que vamos!
Antony ve beraberindekiler, Octavian'ın peşindeler.
Antonio y los suyos persiguen a Octavio.
Antony, Octavian'ı kovalarken Agrippa gemileri Antony'nin arkasına çekecek.
Agripa se cerrará, mientras Antonio persigue a Octavio.
Şu anda Roma donanmasının ortasında Octavian'ı kovalıyor.
Está en medio de la flota enemiga persiguiendo a Octavio.
Octavian'ın gemileri bizim Mısır gemilerinden daha hızlı.
La nave de Octavio es más rápida que las nuestras.
Octavian!
¡ Octavio!
Ottavio?
¡ Octavio!
Beyler, elimden gelenin en iyisini yapacağım! Bekle bir dakika, bir şey daha söylemem gerekiyor!
¡ Octavio, espera un momento!
- Dikkat et.
- ¡ Octavio, calma!
Teşekkürler Ottavio! İşte.
¡ Eso, muy bien, gracias Octavio!