Odaklanın translate Spanish
997 parallel translation
Kalan hatlardan aktarıma odaklanın!
¡ Continúen la inyección forzada!
Derhal kanatların acil onarımlarına odaklanın.
Dense prisa con los procedimientos de emergencia para las alas principales.
Unutmayın kızlar, işinize odaklanın.
Recuerden. Concéntrense en su trabajo.
Yaralıları kurtarmaya odaklanın.
Concentren los esfuerzos en rescatar las bajas.
Şimdi, buna odaklanın!
¡ A trabajar!
Odaklanın. Orada kalın.
Concentren el disparo y manténganlo.
Odaklanın.
Concentre su mirada.
Sadece parçaya odaklanın. Bunun faydası olmaz diye düşünseniz bile. Her parça bir deliktir.
Pensar sólo en la pieza, cada pieza es un agujero, cada agujero es una pieza.
Odaklanın!
¡ Concentrados!
Şimdi gözlerinizi kapatın ve odaklanın.
Ahora, cierre los ojos y concéntrese.
Listedeki diğer isimlere odaklanın.
Céntrate en el resto de la lista.
Başlangıçta, bence, yukarı odaklanın.
Yo diría que empiecen apuntando hacia arriba.
Yani, buna odaklanın, başka bir şeye değil!
Así que ocuparos de eso y nada más.
Lütfen odaklanın ve resimlere bakın.
Concéntrese y mire atentamente las fotos.
Odaklanın.
No pierdan de vista la cámara.
Odaklanın!
¡ Concentrense!
Karın bölgesine odaklanın.
Concentrémonos en la zona del ombligo.
Çocuğunuza odaklanın.
Concentrate en tu niñez.
Tanner'a odaklanın Tanrı aşkına!
Tanner, por Dios!
Gözlere odaklanın, sonra geri çekilin.
Nuestros ojos vuelven...
Odaklanın. Zamanlayıcıyı ayarladım.
Pongo el automático.
Ya da onun iyiliği için Gezgin'e odaklanın.
O en el viajero, en su bienestar.
Aynadaki bulutlanma gidene kadar yansımama odaklanın.
Sólo quédense mirando nuestro reflejo en el espejo hasta que el vidrio se ponga negro.
Şimdi, aynadaki görüntüme odaklanın.
Ahora, concéntrense en mi reflejo en el espejo.
Odaklanın.
¡ Concéntrense!
Tamam, şimdi odaklanın.
De acuerdo, ahora concéntrense.
Odaklanın.
Concéntrense.
O bölgeye odaklanın.
Enfoque el área.
Odaklanın ve iradenize boyun eğdiremeyeceğiniz hiçbir şey kalmaz. Şu anda gördüğünüz gibi.
Si se concentran, no hay nada que se les resista.
Ona odaklanın.
Céntrese en ella.
- Mulder, anevrizma geçirebilir. - Odaklanın!
- Mulder, le vas a provocar un aneurisma.
- Odaklanın!
- ¡ Concéntrese!
Anormalliğin ilk nasıl oluştuğu üzerine odaklanın.
Concéntrese en cómo se formó esta anomalía.
- Gözlere odaklanın.
- En especial los ojos.
Millet, konsantre olun ve odaklanın.
Todo el mundo concentrado y focalizado.
Odaklanın.
Concéntrate.
Dedektiflik kısmını bırakıp suça odaklan. Önemli olan suçtur.
Olvida el detective y concéntrate en el crimen.
Dikkatlice hedefe odaklan. Kırmızı noktanın alt kenarına.
Apunta con calma al blanco... en el centro de la diana.
Şimdi, yaptığın işe odaklan, ve sakın sütü dökme.
No vuelques tu leche.
Hoş olabili.. Eğer özellikle baso yada alabalığa odaklanırsanız büyük birtane yakalama şansınız olur.
Si van a por las truchas o las carpas, podrán pescar una grande.
Başkalarının iftiralarından kurtulmak için herkes kendi işine odaklanır ya da kendi sorumluluğunu gizlemek için bir gruba dahil olarak suçunu başkalarıyla paylaşır.
Cada uno se remite a su propia individualidad cuando quiere alejarse de la miseria ajena que lo contamina, o se sumerge en el grupo cuando tiene que ocultar su propia responsabilidad, y contamina entonces, sin empacho, a los otros.
Koç da bunu yapıyor, Lamar Allen'a odaklanıp aklını başına toplaması için bir şans veriyor.
Es lo que hace el entrenador, le brinda a Lamar la oportunidad de centrarse y aclarar las ideas.
Her şeyi unutmalısın, dans studionu, her şeyi ve yalnızca gösteriye odaklan.
Debes olvidarte de todo tu academia de baile, todo y concentrarte sólo en el espectáculo.
Hepimizin içinde var olan canavara odaklanıyor olsak da Fred'i, Eddie Quist'in Zihni isimli yarım saatlik özel yayın için zorluyoruz.
Queremos hacer un especial de media hora sobre Eddie Quist, pero nos centraremos en la bestia que llevamos dentro.
Odaklan! Sakın dikkatinin dağılmasına izin verme!
¡ Concéntrate!
Bir dakikalığına bana odaklanır mısınız?
¿ Me permiten su atención un minuto?
Anlayacağın sadece güzelliklere odaklanıyorum. Çünkü güzellik eserlerimde hayat buluyor.
Intento pensar sólo en cosas bonitas porque así la belleza se notará en mi trabajo.
- Kafanı eğik tut kollar gergin, omuzlarını düşür, yoğunlaş, odaklan
- Agache la cabeza... estire los brazos, baje el hombro, concéntrese.
Şimdi Kung Fu antrenmanlarına daha iyi odaklanırsın.
ahora que eres un eunuco, podrás enfocarte en el entrenamiento de kung fu.
Kendi ihtiyacını unut. Benim ihtiyacıma odaklan.
Concéntrate en lo que yo necesito.
"Odaklan ve dikkatini dağıtma sakın."
Concéntrate, no vayas a la deriva.