Okaliptüs translate Spanish
56 parallel translation
Okaliptüs ağaçlarının orada, bir arabada beş kişi var.
Hay un auto con cinco tipos estacionado cerca de los eucaliptos.
Okaliptüs ağacından 10 adım at, Otobanın bitiminden 500 metre ilerde.
10 pies desde el árbol de eucalipto, un cuarto de milla fuera de la autopista.
İşte okaliptüs ağaçları burada.
El árbol de eucalipto.
Kendisini bir okaliptüs ağacına bağlamıştı.
Y se encadenó a sí mismo a un árbol.
- Onu, o okaliptüs ağacının altına gömdüler.
- Lo enterraron bajo ese árbol...
Okaliptüs kokusu gibi.
Como el olor de los eucaliptos.
Avustralya'ya özgü değillerdi, yavrularını keselerinde taşımıyor ve o nefis okaliptüs yapraklarından yemiyorlardı.
Ninguno de ellos era australiano, ni llevaba las crías en la bolsa... ni comía hojas de eucaliptus.
Kısa zaman içinde pek çok çeşit ağaç yetiştireceğim. Okaliptüs... Zeytin ağacı Akçaağaç...
Algún día plantaré toda clase de árboles... eucaliptos... olivos... arces japoneses... mimosas.
Çam esanslı Tonificant, ardıç esanslı "Decontractant Musculaire", lavanta esanslı Revigorant, ve okaliptüs esanslı Calmant.
Tonifiant, con esencia de pino ; Décontractant Musculaire, con esencia de romero ; Revigorant, con esencia de lavanda ;
Uzun bir yolculuktan sonra okaliptüs esanslı su dolu küvette bir kadeh sıcak brendimle dinlenmek gibisi var mı?
¿ Hay algo más refrescante tras un largo vuelo que un baño caliente con sales de eucalipto y una tibia copa de Poire William?
Önce bir kaç okaliptüs mumu almak gerek çünkü daireme yosunsu bir hava katıyor.
Primero tengo que ir a comprar velas de eucalipto porque hacen que mi departamento huela a musgo.
Okaliptüs içeriyor.
Tiene eucalipto.
Tepeler var, ve eee, okaliptüs ağaçları.
Hay colinas y algunos eucaliptos.
Kullandığım kokular birbiriyle uyumlu değil. Okaliptüs ve papatya değil mi?
Las esencias no se complementan entre sí. ¿ Eucalipto y manzanilla?
Koalalar sadece okaliptüs ağaçlarının yapraklarıyla beslenir.
Los koalas se alimentan exclusivamente de las hojas de eucalipto.
Sadece bu okaliptüs yapraklarını yiyerek yaşamayı yalnızca koalalar başarabiliyor.
Solamente los koala son capaces de vivir con una dieta de este tipo.
Bu kurumuş okaliptüs ormanı yiyecek bulmak için pek uygun görünmüyor olsa da ağaçlarda bol miktarda termit var.
Estos bosques secos de eucaliptos se ven poco prometedores como fuente de alimento, pero están llenos de termitas.
Birkaç kilometre ilerideki bir okaliptüs korusu.
Donde crecen eucaliptos.
Okaliptüs. Aydınlanma için.
De eucalipto, para que te ilumines.
Çatalı geçin, okaliptüs ağacına doğru gidin.
Pasada la bifurcación, diríjase al eucalipto.
Okaliptüs suyuna ne dersin?
¿ Agua mineral con eucalipto?
Okaliptüs tohumu ve bambu....
Las vainas de eucalipto y bambú y...
Bir okaliptüs ağacı görüyorsun.
Véis un eucalipto.
Şimdi, herkes okaliptüs ağacının gölgesine otursun, çabuk.
Ahora, todas. Rápido. Sentaos a la sombra del eucalipto.
Okaliptüs ağacı.
- Es un eucalipto.
Sıcak bir öğleden sonra, Galilee tepelerinde aç bir kalabalık okaliptüs ağacının gölgesinde toplanıyor birdenbire...
En una tarde caliente, en las colinas de Galilea... Una multitud hambrienta se reunió bajo la sombra de un eucalipto. Cuando de repente...
Volkanik kil maskesi, aroma terapisi, okaliptüs maskesi.
Máscara de lodo volcánico, aromaterapia envolturas de eucaliptos.
- Okaliptüs.
- Eucalipto.
Okaliptüs nane aromamız var, siyah frenküzümü vanilya karışımı ya da çam kokusu.
Tenemos menta verde de eucalipto. Vainilla negra, o "Evergreen".
Okaliptüs kağıt hamuru yapımında kullanıIıyor.
El eucalipto es usado para hacer pulpa de papel.
Okaliptüs ağaçlarının dibinde hiçbir şey yetişemiyor çünkü yaprakları ağacın dibinde diğer bitkiler için zehirli bir zemin oluşturuyor.
Al pie de estos árboles de eucalipto, nada crece, porque sus hojas forman una cama tóxica para la mayoría de las demás plantas.
Soya fasulyesi, hurma yağı, okaliptüs ağaçları...
El fríjol de soya, la palma de aceite, el árbol de eucalipto...
Ne zaman okaliptüs alacağız?
Como cuando nos tragamos el eucalipto.
Sen burada okaliptüs görüyor musun?
¿ Ves alguno por aquí? ¿ Acaso hay eucaliptos aquí?
Ayrıca okaliptüs kokuyorlardı.
Además olían a eucalipto.
Ama her yerde okaliptüs ağacı var burada.
Pero hay árboles de eucalipto por todos lados aquí.
İçinde lavanta, okaliptüs ve kraliçenin iksiri, hem bütün müşteriler bu karışımın, çamaşırların güzel ve ferah kokmasını sağladığını söylüyorlar.
Tenía lavanda, eucalipto, y los sirvientes de la Reina y todos los clientes gustaron del olor de sus ropas, agradable y fresco.
Toprağınızda buğday yerine cüce okaliptüs ekerseniz, onu tuzundan arındırabilirsiniz ve bu BM İhracat Konvansiyonu'na büyük paralar kazandırır.
Usted podría desalinizar su suelo sustituyendo trigo con matorral de mallee que le hará ganar mucho dinero CER en el subsidio UN de comercio
Shirley, okaliptüs kökü ve iğrenç göründüğünü biliyorum ama domuz salyası çiğne.
Shirley, mastica una raíz de eucaliptos y... sé que suena feo... saliva de cerdo.
Git ve biraz okaliptüs yaprağı kes.
Ve a cortar unas hojitas de eucalipto
Biraz okaliptüs yaprağı topla.
Ve a cortar unas hojitas de eucalipto
Kendimi okaliptüs ağacı gibi hissediyorum.
Me siento un eucalipto aquí.
Göğsümde okaliptüs yaprakları mı ovalardın?
¿ Frotarías hojas de eucaliptus por mi pecho?
Amy için sanırım adaçayı, paçuli ve okaliptüs esanslı bir şeyler düşünüyordum.
Para Amy, pensé que querrías... algo más del estilo... de la salvia, pachulí, quizás eucalipto.
Yani diyorsun ki rutubetli, ıslak, ve okaliptüs kokuyor?
¿ Te refieres a húmedo, mojado y con olor a eucalipto?
Hepiniz mentol ve okaliptüs yağı kokuyorsunuz.
Todos huelen a mentol y aceite de eucalipto.
İncir ve okaliptüs.
Higos y eucalipto.
Bu okaliptüs tedavisinin bir faydası olmuyor.
Este tratamiento con eucalipto no está teniendo ningún efecto.
Okaliptüs mü?
¿ Eucaliptus?
Okaliptüs özünden yapılıyor.
Están cubiertas de savia de eucalipto.
Yarasalar, kilometrelercelik alanda kalsiyumdan ve enerjiden yana zengin olan ökaliptüs çiçeklerini yiyip bitirdiler.
Los murciélagos se comieron las flores de eucalipto llenas de calcio y energía de toda la redonda.