Okudum translate Spanish
8,098 parallel translation
Ben de ilkinde işe yaramayabileceğini okudum.
- No siempre funciona la primera vez.
- Tabii ki okudum.
- Por supuesto que lo leí.
Sanırım size şunu söylerek başlamalıyım... Berkeley'de sosyal hizmet okudum 20'li yaşlarımda kar amacı gütmeden çalıştım fakat çocuklarıma konsantre olabilmek için beklemeye aldım....... ki bu harika oldu.
Supongo que debería comenzar diciéndoles... que estudié Trabajo Social en Berkeley... y de joven trabajé en varias ONG... pero lo dejé todo para tener a mis hijos... y eso ha sido grandioso.
20 yıl önce The Great Gatsby'i okudum.
Hace unos 20 años leí El Gran Gatsby.
Bi'dakika, bunu okudum ben.
Espera, leí eso.
Kitabı okudum.
Leí el libro.
Kitap okudum.
Leía un libro.
Makalenin tamamını okudum.
Leí el artículo.
Makaleyi okudum.
Oh, he leído el artículo.
Okudum, nihayetinde.
Sí, al final lo hice.
Bana çok anlamsız geliyor fakat "Benlik ve Kimlik" kitabını okudum.
Me suena todo a chino... pero he leído "El yo y el ello" de Freud.
Affedersiniz ama, konuyla ilgili bilmem gereken her şeyi okudum.
Disculpe, he leído todo lo que necesito saber sobre el tema.
Güney Carolina'da Wofford College adlı küçük bir okulda okudum.
Estudié en Carolina del Sur, en la Universidad Wofford.
Uzman değilim, sadece bir dönem okudum ama bu Gaudi binası gibi ama küçük versiyonu. - Bu inanılmaz.
Esto es increíble.
Aslında ben sanat tarihi okudum.
En realidad, estudié Historia del Arte.
- Bir kitapta okudum.
- Eso lo leí en un libro.
Walt Whitman'ı baştan sona okudum... ve, işte...
Leí a Walt Whitman y, ya sabes...
Zaten, sizin hakkınızda şeyler okudum, herşeyinizi kaybetmişsiniz ve bu kulağa süper berbat geliyor.
En fin, leí sobre ustedes, y todo por lo que han pasado, suena súper horrible.
Bana verdiğin çeviriyi okudum.
Terminé la traducción que me diste.
Galerilerde kitabının bir çevirisini okudum.
Bueno, leí una traducción de tu libro, En las Galerías.
Evet, bütün üçIüyü okudum.
Sí, he leído toda la trilogía.
Söylemek isterim ki dün gece kitabı okudum. Bayıldım.
Solo quiero decir que leí el libro anoche, me encantó.
Bütün kitaplarını okudum.
He leido todos tus libros.
Yazmayı daha yeni okudum.
Acabo de leer el manuscrito.
Yani, hayır. Kişisel olarak anlamam ama... Boşanmış karakterli çok roman okudum.
Digo, no, no lo entiendo, personalmente, pero leí muchas novelas con personajes divorciados.
- Biliyorum, okudum.
Lo sé. Lo he leído.
- Az önce ilk bölümü okudum.
Acabo de leer tu capítulo.
Sen duş alırken katilin adını okudum.
Leí el nombre del asesino mientras te bañabas.
Ekran geçişini okudum ve bir anlığına maçı kazanmak aklımdan çıktı.
Leí un pase pantalla y fallé... una intercepción para ganar.
İyi yerlerde okudum.
Tengo uno muy bueno.
Konuşmayı okudum.
Bueno, he leído el discurso.
Bu Tim'den gelen notları okudum ve yasal olarak baktım.
Bueno, he leído las notas de ese tal Tim y las pasé al departamento legal.
Tim'den gelen notları okudum ve yasal açıdan baktım.
Así que lei las notas de este Tim, y las hice revisar por los abogados.
İsmim Jack Gee, efendim ve 32 yaşındayım. Titustown, Virginia'lıyım ve 10.sınıfa kadar okudum.
Mi nombre es Jack Gee, señora, tengo 32 años soy de Titustown, Virginia y llegué hasta el décimo grado.
Kahrolası kitabı okudum.
Leí su maldito libro.
Sonra da bir kitap okudum.
Luego leí un libro.
Ölüm ilanlarında okudum.
Lo he leído en la necrológicas.
Dudaklarını okudum.
Yo sé leer los labios.
Ama hep okudum.
Pero siempre leí.
Tüm kitaplarını okudum.
Leí todo lo suyo.
Evet, tabii ki okudum.
Sí, claro que lo leí.
Ben de bilmiyorum, sadece okudum işte.
Yo tampoco, solo lo que leí.
Kemik kanserinin en ölümcül olan kanser türlerinden biri olduğunu okudum.
Leí un artículo sobre cómo el cáncer ósea es uno de los más mortíferos.
Tyndale'nin İncil'ini okudum.
He leído el evangelio de Tyndale.
- Evet ama hakkında bir şeyler okudum.
No. Pero leí sobre ello.
Onunla ilgili şeyler de okudum.
Leí sobre ello, también.
Kitabı okudum.
He leído el libro.
Elbette kitabı okudum!
¡ Desde luego que he leído el libro!
Okudum.
Cada página.
Yine de okudum işte.
Ay, no. Pero sí lo leí.
Sanırım bu çalışmayı okudum ya da kocam bundan bahsetmişti çünkü bu şey hakkında çok fazla konuşuyoruz sanırım Harvard ya da başka bir yer için bu çalışmayı yapmışlardı, diyorlar ki parası olan insanlar az parası olanlara göre daha mutlu yaşıyor ve sonra duraklama dönemine girip diğer herkes kadar mutsuz oluyorlar ama daha fazla mutlu oluyorlar.
- No sé. Creo que leí un estudio... Mi esposo me dijo de un estudio porque hablamos mucho de esto.