Olamaz translate Spanish
48,695 parallel translation
Bu iyi bir sey olamaz, degil mi?
Es malo, ¿ verdad?
- Hayır, benim evimde bu olamaz...
Oh, no, no, no en mi casa.
Olamaz, Binbaşı.
No puede ser, Mayor.
Olamaz.
No puede ser.
Sadece öylesine eğlenmek için gelmiş olamaz mıyım?
¿ Qué tal si sólo vine a disfrutar de todo esto?
Gençlik yıllarındaki Bina ve Jerry'i anmak için gelmiş olamaz mıyım?
¿ Por qué no puedo venir para rememorar los comienzos de Bina y Jerry?
- Herkese ait olamaz.
Nada le pertenece a todos.
- Olamaz. - Ne?
Ay, no.
Olamaz.
Ay, no.
- Olamaz.
- No.
Hayır, bu doğru olamaz.
No. No puede ser verdad.
Olamaz, demin dedim ya.
No, se lo dije.
Olamaz.
Santo cielo.
Olamaz! Bak bakalım, kim kaptı!
¡ Santo cielo, mira quién está aquí!
Olamaz.
No.
Olamaz Bailey.
Bailey, no.
Olamaz, Ethan'ın başı belada.
Ethan está en problemas.
Olamaz, burada ne işi var?
¿ Qué está haciendo él aquí?
Olamaz.
¡ Dios mío!
- Olamaz.
No.
Hiçbir şey ayrılmamıza sebep olamaz gibiydi.
Parecía que nada nos separaría.
Bundan daha kötüsü olamaz herhalde.
No se puede peor que eso, supongo.
Bacon, işinde silahın olamaz!
¡ Bacon, no puedes tener un arma en el trabajo!
- Yok, yok, yok. Hayır, olamaz. - Neden gelmiyor?
¿ Qué te dije de usar la campana con fines de cómicos?
Olamaz ya! Gitmem gerek.
No tengo tiempo para robos de cajeros ni para tus notas lindas.
Mahallenin sevimli dostu Örümcek Adam olamaz mısın?
Créeme, Cap te hubiera podido noquear. Si te topas con esas armas otra vez, llama a Happy.
Ben yetim olamaz.
¡ No puedo ser un huérfano!
Olamaz.
De ninguna manera.
Çok uzun sürmüş olamaz.
No podría haber sido hace mucho tiempo.
Olamaz, gerçekten de kafama girmiş.
Dios, me está controlando.
Olamaz!
¡ No! ¡ Rápido!
Olamaz!
¡ Ay, no!
Onlar da "olamaz" diyecekler.
Y ellos van a decir : "¡ Ay, no!".
- Olamaz.
- Ay.
Olamaz.
¡ Ay, no!
O normal biri olamaz.
No puede ser normal.
Bu Gargamel denen şahıs gerçekten var ve bu yöne doğru geliyor. Olamaz.
El tal Gargamel existe, y viene para acá.
- Ciddi olamaz. Hayır, hayır, hayır.
- No puede hablar en serio.
Olamaz, ölmek üzere.
No. Está muriendo.
Bu doğru olamaz.
No puede ser.
Savaş hikayeleri bir nebze utanç olmadan doğru olamaz.
Una historia de guerra no es verdadera si no tiene algo de deshonra.
Olamaz.
Claro que no.
Bu adam olamaz.
Este tipo, no.
Çocuk felci olamaz.
No pudo ser pollo.
Şekil almıyorsa verimli olamaz.
Si no se forman, la tierra no es fértil.
Olamaz.
Cielos.
Olamaz!
¡ Dios!
Olamaz!
¡ Cielos!
- Olamaz Ted.
- ¡ No, Ted!
Olamaz!
¡ Santa piedad!
- Olamaz.
- ¡ No!