Olanları duydum translate Spanish
602 parallel translation
Olanları duydum.
Oí lo que pasó anoche.
Bugün olanları duydum Jesse sınır hattında ödül alan sarı köpek hikayesi.
Me enteré que fuiste... un gran cobarde en la línea de la cerca.
- Sevgilim, olanları duydum.
- Querido, supe lo ocurrido.
Olanları duydum. Bunun seninle ne ilgisi var?
¿ Qué tiene que ver contigo?
Bugün olanları duydum ve sana söylemeye geldim. Bugün hayatının en mutlu günü olabilir. Çerez parası kazandığın tezgâhtan oldun ama şimdi 5. caddede dükkân açabilirsin.
Escucha, me he enterado de lo que ha ocurrido, pero quiero decirte... que aunque te hayas quedado en la miseria, puedo abrirte un despacho en la Quinta Avenida.
Yaşlı Temple'ın oğluyla beraber İtalya'dayken olanları duydum.
Así que estuvo en Italia con el hijo de Temple.
Olanları duydum.
Me enteré de lo que habló con su padre.
Olanları duydum.
He oído lo que ha pasado.
Olanları duydum. İkinci kişi kimdi?
Lo sabía. ¿ Quién era el otro?
Grafton'un yerinde olanları duydum.
He oído hablar de usted en el bar de Grafton.
Sevgili Matsue... Kız kardeşine olanları duydum.
Querida Matsue, me he enterado de lo de tu hermanita.
George'a olanları duydum, Van.
Me he enterado de lo George.
Brandeston'da olanları duydum, Richard.
Supe lo de Brandeston, Richard.
Billy, olanları duydum.
Billy, he oído todo sobre tí
Tabi ki olanları duydum.
Claro, estoy al tanto de estas cosas.
Dün gece olanları duydum.
Supe lo que pasó anoche.
Olanları duydum ve çabucak geldim.
Me he enterado y he venido corriendo.
Bayan Farmer'ın sınıfında olanları duydum.
Oí lo que pasó en la clase de la Srta. Farmer.
Vestiyerdeyken olanları duydum.
Escuché las campanas sonar cuando estaba en el guardarropas.
Karına olanları duydum.
He sabido lo de su mujer.
Senin burada.. Herneyse. Olanları duydum.
Me he enterado.
Geçen gece olanları duydum.
Ya me enteré.
Dün gece olanları duydum.
Oí Io que pasó anoche.
Olanları duydum.
Me enteré de lo que pasó.
Joel'a olanları duydum ve eh, şimdi iyi görünüyor.
Oí lo que le pasó a Joel... y, bueno, ahora parece estar bien.
- Jesse hakkında olanları duydum.
- Me enteré sobre Jesse.
Hey, dostum, kanapene olanları duydum.
- Oye, amigo. Oí lo del sillón.
Mahkemede olanları duydum.
Me enteré de lo sucedido en la corte.
Olanları duydum, Euphemia.
Euphemia.
Lütfen Stephanie, o kadınla olanları anlamaya çalış... Sadece konuşacak birine ihtiyaç duydum, yalnızdım Stephanie
Por esto trata de entender que al estar con esa muchacha sólo quería conversar.
Bayan Susie'nın okulda olanlar yüzünden, kızgın olduğunu duydum.
Me han dicho que la señorita Susie está muy disgustada.
Oğluna olanları da duydum.
También oí lo de su hijo.
- Olanları duydun mu? - Evet, duydum.
- ¿ Ya lo sabes?
Dün akşam olanları yeni duydum.
Acabo de oir lo que sucedió anoche.
Hayır. söyleme. duydum olanları.
No me lo digas, pues lo he oído todo.
Kuzeyde bu şeyi olanların uçabildiğini duydum.
Oí que en el norte tienen una de esas cosas que vuelan.
Orada olanları iki hafta sonra duydum.
Sólo oí lo que pasó dos meses después.
Olanları az önce duydum.
Acabo de enterarme de lo ocurrido.
Bayan Santini'ye olanları duydum.
"Nadie en la ciudad."
Helena'ya olanları şimdi duydum.
Me enteré de lo de Helena. ¿ Cómo está?
Lymangood'a olanları şimdi duydum.
Me han dicho lo de Lymangood.
Babama olanları duydum... — Nasıl oldu?
Me enteré de Io de papá. ¿ Cómo fue?
Şu zavallı hayvanların hislerini anlıyoruz, lakin, aralarında vahşi olanların bulunduğunu duydum.
Todas ellas nos simpatizan, aunque sean violentas. Por favor, tengan cuidado con ellas.
Bu sabah mahkemede olanları duydum.
¿ Más que Abby Sandoval?
Az önce olanları duydum.
- El que... - Sí.
Olanların hepsini duydum.
Ya hablaremos.
Demek istediğim olanları duydum.
Lo he oído.
Olanları duydum.
Oí lo que ocurrió.
Olanları duydum.
Me enteré de lo que ocurrió.
Raheem'e olanları duydum.
He oído lo de Raheem.
Olanları duydum. - Yemeğe çıkabilir misin?
Supe lo que sucedió.