Olmasın translate Spanish
73,319 parallel translation
Tam da bu sebepten dolayı Lena'ya ben ısrar ettim, herhangi bir ebeveynsel tepki olmasın diye.
Insistí en que Lena los hiciera por esta razón, para prevenir cualquier reacción parental.
Bunun senin projen de olmasını istiyor musun?
¿ Quieres que este sea nuestro proyecto?
Evet. Neden olmasın?
Sí. ¿ Por qué no?
Kolay olsun, olmasın Oliver elimizdeki her yolu kullanmamız gerekiyor.
Bueno, simple o no, Oliver, tenemos que usar todos los recursos que tenemos.
John'un tahliye olmasını sağlayan NSA dosyası... Bir hacker grubu tarafından bana verilen istihbarat belleğinin bir kısmıydı. O bellekte ayrıca Detralink elemanına baskı yapmak için kullandığım bilgi de yer alıyordu.
El archivo de la NSA que exoneró a John, era parte de una un conjunto de información que me entregó un grupo de hackers, y esos datos incluían la información que usé para presionar al ejecutivo de Detralink.
Ülkemizin bugün bu halde olmasının sebebi acaba bu mu diye düşünmeden edemiyorum.
No puedo evitar preguntarme si tal vez por eso es que nuestro país está como está hoy en día.
Yani olmasının dışında, niye?
¿ Por qué? O sea, además del hecho de que lo es, pero ¿ por qué?
Dinle Ollie, bunu senden saklamamın tek sebebi bu işte parmağın olmasını istemediğim içindi.
Escucha, Ollie, la única razón por la que no te lo he dicho fue porque estaba intentando mantenerte al margen de esto.
Bu yüzden, Green Arrow'dan teslim olmasını talep ediyorum.
Así que en este momento exijo que Green Arrow se entregue.
Yüz yüze olmasını tercih ederim.
Lo prefiero de esta forma, cara a cara.
Anahtarların olmasının olayı zaten hacklenemez olmalarıydı.
La cuestión de tener las llaves es para que no se puedan hackear.
Chase'in artık ortalıkta olmasını istemediğini biliyorum Oliver ama Cayden James bir serseri mayın kadar tehlikeli.
Sé que quieres a Chase fuera de tu vista, Oliver, pero Cayden James es tan peligroso como una bomba nuclear.
Aynısının eşime de olmasını istemiyorum.
No quiero que eso le pase a mi mujer.
Umalım da zehirli ve yanıcı gaz hattı olmasın.
Solo espero que no sea la tubería de gas altamente tóxico e inflamable.
Aramızda artık gizli saklı olmasın istiyorum John. - Ama senden istediğim bir şey var.
No quiero que haya más secretos entre nosotros, John, pero hay una cosa que necesito saber de ti.
- Öyle olmasını mı umuyorsun peki?
Pero lo esperas, ¿ verdad?
Bu herife hiçbir şey olmasın!
¡ Que nada le pase a este tipo!
Paranoyanın asker zihninde doğal bir durum olmasını anlıyorum.
Bueno, entiendo que la paranoia es un estado mental natural para un soldado.
Eros'un bizim işimiz olmasını gerçekten ummuştum.
¿ Sabe? Realmente espero que lo de Eros haya sido tecnología nuestra.
Mars'ın bunun olmasına izin vermeye istekli olmadığı da aşikâr.
Marte, evidentemente, no estaba dispuesto a dejar que eso pasara.
Benden hiç iz olmasın.
Que no lo rastreen hasta mí.
Emily ile aranızın iyi olmasına sevindim.
Me alegra que todo vaya bien con Emily.
Çılgın bir yanının olmasına sevindim Jean.
Me alegra que tengas un lado oscuro, Jean.
Bir insana ihtiyacın olmasındansa bir daireye ihtiyaç duymanı yeğledim.
Y creí que era mejor que tuvieras un apartamento que a otra persona.
Dayanabileceği herhangi bir dayanak olmasını istemiyorum.
No quiero darle lugar a una discusión.
Pied Piper'ın bir görüntülü konuşma şirketi olmasını istemiyorum.
Pied Piper no debería ser una compañía de videochat.
Bay Dünya, sanki doğruca kendisinden özür dilermişsin gibi özrünün her bir parçasının hakiki olmasını bekliyor.
El Sr. World espera que te disculpes. Y que seas tan auténtico disculpando con él directamente.
Ona hacker kanıtı olmasını sağlamak için fiziksel bir anahtara ihtiyaçları vardı.
El interruptor físico lo protege de hackers.
Aslında evimde olmasını tercih ederim.
En realidad, preferiría que fuese en casa y...
Hayallerini yıkmak olmasın ama aran veya aranma, kimse senden korkmayacak Riddler.
Bueno, no es que quiera desilusionarte, pero lo quieras o no, nadie va a temer a Riddler.
Acilin güvenli olmasını istiyorum.
- ¡ Tenemos que estabilizarlo! - Quiero esta sala de emergencias asegurada.
Ve anonimliklerini korumak için sevgili başkanımızın kafasının paramparça olmasına izin verecekler mi?
... ¿ dejamos que la cabeza de nuestro querido alcalde vuele en pedazos a fin de guardar su anonimato?
Bunun olmasının tek yolu var.
Solo hay una forma de que eso ocurra.
Yarım saate görev listesindeki her polisin üniformasıyla hazır olmasını istiyorum.
Quiero a todos los policías en plantilla en uniforme y preparados en media hora.
Bunun olmasının tek bir yolu var.
Solo hay una forma de lograrlo.
Evet, Flash nereye giderse o da gidiyor ama mesela bu sabah geride durup deponun yanıp kül olmasını bekledi.
Sí, él va a todas partes El flash se va, pero esta mañana, por ejemplo, sólo está de pie de nuevo, esperando el almacén para quemar.
Sokakta daha az silahlı insanın olması polislerin hoşuna giderdi açıkçası.
Y a los policías les gustaría más que hubiera menos gente con armas allá afuera.
Belediye başkanının kefil olması da etkili oldu.
No le hizo daño que el alcalde lo avalara.
Niye olmasın?
¿ Por qué no iba a hacerlo?
İkimizin de babasının korkunç insanlar olması gibi.
Ya sabes, como que nuestros padres eran hombres horribles.
Renard'ın belediye başkanı olması şehrin geleceğini belirsiz kılıyor.
Digo, con Renard como alcalde, ¿ quién sabe en lo que se convertirá esta ciudad?
Suikastçıların başarısız olması iyi oldu.
Qué bueno que los asesinos fallaron.
Gerekirse Dünya'ya iade ederiz diye arka cebimizde aşağılıkların olması hoş.
Sería bueno tener algo en nuestro bolsillo trasero para convertir a la Tierra en escoria de ser necesario.
Belki de bize ait olması gerekeni gerçek bir Kuşaklının alma vakti gelmiştir.
Quizá es hora de que un verdadero cinturino tome lo que debería ser nuestro.
Hiç de şaşırtıcı olmayansa zorbalığa maruz kalanların zorba olma ihtimalinin yüksek olması.
Y como era de esperarse, las víctimas de acoso tienden a convertirse en abusadores.
Kral Robert'ın imha etmemiş olması çok enteresan.
Es curioso que el rey Robert no los haya ordenado destruir.
Şimdi, Leprikon en başından beri bunların hepsine karşıydı ama onun bir dezavantajı var o da koyduğumun gerzeği olması.
Ahora, el duende, ha estado en contra de todo esto desde el principio, pero él está en desventaja. Siendo que es un maldito idiota.
Ama yanlış olmasın.
Pero no te equivoques,
Tüm bunların bir tezgah olması inanılmaz hayal kırıklığı olurdu.
Sería increíblemente decepcionante si todo esto fuera una artimaña.
- Gordon sizi bu işe sokmuş olabilir. - Sizi temin ederim Dedektif Gordon'ın sizi buraya getirmek için ikna olması gerekti.
Te aseguro, el detective Gordon tuvo que ser convencido de traerte aquí.
- Neden olmasın?
No vamos a soltarlo otra vez.