Olsaydın translate Spanish
12,878 parallel translation
Keşke bırakmamış olsaydın?
Entonces, ¿ por qué te rendiste?
Keşke bana gelip bunların hepsini anlatmış olsaydın.
Ojalá hubieras venido a mí y me hubieras contado todo eso.
Bana istediğimi vermiş olsaydın, çoktan yoluma bakmıştım.
Si me hubieras dado lo que quería, ya me habría ido.
Eğer hayatta olsaydın kızlar tehlikede olduğunda ortaya çıkacağını biliyordum.
Sabía que, si estabas viva, aparecerías cuando las chicas estuviesen en peligro.
Bize yalan söylememiş olsaydın Ultron burada olmazdı bile. Alo!
Ultron ni siquiera estaría aquí si no nos hubieras mentido.
Ölen o değil de sen olsaydın... Şimdi burada senin düşündüklerinin aynısını düşünecekti.
Y si hubiese muerto en su lugar, él estaría aquí mismo con las mismas preguntas.
Bana anlatmış olsaydın...
Si me lo hubieras dicho...
Biliyorsun, bizi birlikte hiç düşünmemiştim. Bu kadar belirgin bir şekilde hayatımın içinde olsaydın inkar edilebilir özelliğin olurdu.
Usted sabe, yo nunca realmente estoy descubierto el concepto de negación plausible presentaría tan prominente en mi vida adulta.
Burada olsaydın ne demek istediğimi anlardın Jackson.
Quiero decir, Jackson, si estuvieras aquí, entenderías de lo que hablo.
Keşke yanımda olsaydın.
Ojalá estuvieras aquí.
- Başka bir şey yapabilecek olsaydın.
Si pudieras hacer cualquier cosa.
Ama eğer orada olsaydınız, kiriş tarafından dümdüz edilirdiniz, kötü anlamda değil.
- Sí, pero si tiene que partir aplastado por una viga no es una mala manera.
- Kendimin değil. - Eğer görmüş olsaydın bunun gibi bir şey olurdu.
Si lo hubieras visto, se parecería mucho a esto.
Bana biraz öğüt vermiş olsaydın şu an şu an bu durumda olmazdım-tebasa!
Si me hubieras enseñado todo esto antes... Yo... ¡ Yo nunca habría terminado en tal situación!
Yollarımız fuayede kesiştiğinde günahlarını kamera önünde itiraf etmiş olsaydın, şimdikini biraz düzenleyebilirdim.
Si hubiera confesado sus pecados en cámara cuando nuestros caminos se cruzaron en el vestíbulo, probablemente hubiera editado esta parte.
Ciddi olsaydın, silah kullanırdın.
Si se va en serio, que habría utilizado un arma de fuego.
İlk etapta bunu yapmasına engel olsaydın eğer bu karmaşanın ortasında olmazdı.
No estaría en este problema si lo hubieras detenido de hacer esto.
O kadar zeki olsaydın, ne zaman susacağını bilirdin.
¡ Si en verdad fueras tan listo, sabrías cuando callar!
Eğer Zygon olsaydın kardeşinin ölümünden günler sonra geri eski haline dönmüş olurdun.
Si fueras un zygon, habrías vuelto a cambiar en los días siguientes a la muerte de tu hermana.
Yaralanmamış olsaydın keşke.
Odio que te haga daño.
Keşke bana sormuş olsaydın.
Sólo deseo habrías pedido.
Belki siz Ruby vurmamış olsaydınız, şimdi onunla konuşuyor olabilirdik.
Quizá si no hubieran disparado a Ruby podrían estar hablando con ella ahora mismo.
Katil olmuş olsaydın seni bu kadar çok sevemezdim.
Si lo fueras no podría quererte tanto como lo hago.
Eğer gitmesine izin vermemiş olsaydın.
Si tan sólo no la hubieras dejado ir.
Aynen, tenis ayakkabısı, lekesiz ama yeni değil ki dördüncü olarak, "spor ayakkabısı" demez miydin Batı Yakası'nın aksine eğer gerçekten Kuzeydoğu'dan olsaydın?
Sí, zapatillas deportivas que están impecables pero no son nuevas cosa que, cuatro, hubieras denominado deportivas si en realidad fueras del noreste en lugar de... ¿ la costa Oeste?
eğer Lady Lola senin karın olsaydı ve benzer bir durumda onu Lord Narcisse ile birlikte görseydin, neler hissederdin?
Dime algo : si Lady Lola fuera tu esposa y tú la espiaras en un encuentro idéntico con Lord Narcisse,
Eğer o benim karım olsaydı o adamın ölmesini isterdim.
¿ cómo te sentirías? Si fuese mi mujer... lo querría muerto.
Eğer bu doğru olsaydı şuan burada oturuyor olmazdın, değil mi?
Si eso fuera cierto, entonces ahora no estarías sentado aquí, ¿ verdad?
Eleanor, 30 yaş daha genç olsaydım ve sen evli olmasaydın, aman Tanrım!
Eleanor, si tuviera 30 años menos... y tú no estuvieras casada, dios mío.
Keşke babam da bana daha yakın olsaydı.
Me hubiera gustado que mi padre viviera más cerca de lo que vivía.
Steve Jobs hala hayatta olsaydı şimdiye kadar X-ışını bakışı bulunmuş olurdu.
Si Steve Jobs todavía siguiera vivo a estas alturas ya tendríamos visión de rayos X, ¿ verdad?
Sakatlanmamın nedeni küvette banyo yapmam olsaydı şaşırmazdım.
Todos estás confabulados. No me sorprendería si mi lesión fuera el resultado de ducharse en una bañera que fue deliberadamente diseñada para hacerte caer.
Ben Briggs olsaydım beni böyle gözetliyor olmazdın. Değil mi?
Si fuera Briggs, no estarías vigilándome ahora.
Eğer sorun beklentim olsaydı ekibine S.H.I.E.L.D.'ın tam desteğini ve kaynaklarını vermezdik.
Si esperara problemas, no habríamos prometido apoyo total y los recursos de S.H.I.E.L.D. a su equipo.
- Bu ne demek? Eğer Henry yeni Markiz olsaydı ona kancayı takmayan kadın olmazdı.
Si Henry fuera el nuevo marqués... no habría mujer que no quisiera conquistarlo.
Eğer yardımsever bir katil olsaydım bir otobüs dolusu masum Amerika'nın kafasını eğlence niyetine keser, sopaya geçirir Huck'u arardım.
Bueno, si necesito a alguien para asesinar autobuses llenos de inocentes y cortar sus caezas por diversión, llamaré a Huck.
Ama şimdi, rahatsız oğlunu dünyada yapayalnız bırakmak zorunda kalan bir baba olsaydım... .. belki ben de aynısını yapardım diye düşünüyorum.
Pero ahora, como un padre que tuviera que dejar atrás... a su hijo con problemas, sólo en el mundo... siento que habría hecho lo mismo.
Son zamanlarda ablamla çok vakit harcıyorsun. Aptal biri olsaydım, balıkların hayalet olduğunu düşünürdüm. Ayrıca Meg'i sıkboğaz ettiğini düşünüyorum.
estas seguro de si debes pasar mucho tiempo con mi hermana sabes, si no lo se es mejor pienso que los pescados son fantasmas y tambien pienso que estas intentando seducir a Meg con las peliculas
Kendimi ve anneni öldürmek Christie'yi geri getirecek olsaydı ikimizin boğazını da düşünmeden keserdim.
Si matarme a mí mismo y a tu madre trajera de vuelta a Christie, nos cortaría las gargantas.
Defiance'ın benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun ve başka şansım olsaydı...
Sabes lo mucho que Defiance significa para mi, y si tuviera otra opción...
- Hastaneye daha yakın olsaydık olabilir derdim ama 25 dakikalık uzaklıktayız.
- Si estuviéramos más cerca del hospital, diría que tal vez, pero estamos a 25 minutos.
Hastaneye daha yakın olsaydık bir şansı olabilir demiştin.
Dijiste que si estaba cerca del hospital, podría tener una oportunidad.
yani kitap kulübünde "Sınırlarını Zorla" kitabını okumamış olsaydık...
en nuestro club de vino...
- Eğer Dr. Winter'ın durumu kötü olsaydı- -
Sabe, si el Dr. Winter estuviese en menos que circunstancias cómodas...
İşitme duygusu harika çalışır ama eğer daha hassas olsaydı,... minicik bir molekülün bile kulak zarınıza çarpmasından rahatsız olurdunuz.
Tu oído está ajustado tan finamente que, si fuese más sensible, serías sensible a los movimientos aleatorios de las moléculas de aire golpeando tu tímpano.
Eğer şansın olsaydı yarın Ihab'ı öldürür müydün?
¿ Matarías mañana a Ihab si tuvieras la oportunidad?
Keşke beni biraz daha tanıma şansın olsaydı.
Ojalá me conocieras un poco mejor.
Barack Obama burada olsaydı ve uçağa binmek isteseydi onu da içeri almayacak mıydınız?
Si Barack Obama estuviera aquí y quisiera subir al avión, ¿ lo dejaría pasar?
Eğer insanların kalbinde olanları iyileştiriyor olsaydım. Kendim, Ohio'da satılık bir fırında çalışan biri olarak yaşardım.
Si pudiera arreglar a la gente en el interior, estaría dirigiendo una pastelería en Ohio ahora mismo.
Eğer bir oyuncunun şimdiki zaman algısı başkalarının geçmişi olsaydı ne olurdu?
¿ Qué le pasaría a un jugador si su experiencia del presente fuese lo que los demás ven como el pasado?
Baştan beri bu konuda açık olsaydı bu konuşmayı yapmazdık. Ama şu durumda Hanna dışarıda kaldı. İkimiz de bunun anlamını biliyoruz.
Bueno, si hubiera sido sincero con todo esto no estaríamos teniendo esta conversación pero como ha sido así, Hanna está a oscuras y tú y yo sabemos lo que eso significa.