Olurdu translate Spanish
34,193 parallel translation
James küçükken her yolculuğa çıktığımda bunlardan bir tane alırdım ve eve gidince yaptığım ilk iş bunu ayıcığına takmak olurdu.
Cada vez que me iba de viaje cuando James estaba joven, Le compraba uno de estos, y se lo ponía a su osito de peluche a primera hora de la mañana, para que supiera que estaba en casa.
Belki böylesi daha iyi olurdu.
Quizás eso hubiese bastado.
Taşınmadan önce biraz çıtlatsaydın güzel olurdu.
Quizás hubiese estado bien avisar que te estabas mudando.
İnan bana, eğer ölecek olsam uzun zaman önce olurdu bu Doktor.
Créeme, si fuera a morirme, ya hubiese pasado.
- Bence çok iyi olurdu.
- Creo que sería una buena idea.
Keşke bu bana kalsaydı çünkü cevabım "hayır" olurdu ve bütün bunlar sona ererdi.
Ojalá dependiera de mí, porque la respuesta sería "no" y se acabaría el asunto.
Sadece bir tanesini bulmak bir ömür boyu ödül olurdu.
Ubicar tan solo una sería el premio de toda una vida.
Daha az şiir saçmasalak daha iyi olurdu ama neyse.
Hubiese sido mejor con menos basura poética, pero no importa.
Eğer kurt sineği larvası olsalardı, belki feromonlarla olurdu... fakat bunlar kurt sineği larvası değil.
Si se trata de un gusano barrenador, quizás feromonas pero no es un gusano barrenador.
Çok talihsiz olurdu ama fırtınayla başa çıkmasını biliriz.
Eso sería desafortunado, pero traeríamos la tormenta.
Peabody'nin ölümünden sonra, sıradaki mantıklı adım bu olurdu.
Con Peabody muerta, ese sería el paso lógico.
Benden çok sağlam özel dedektif olurdu ha.
Yo creo que sería un investigador privado estupendo.
Sürekli kıçımı kollamasan iyi olurdu.
Bueno, estaría bien que no me miraras el culo todo el tiempo.
Senden de bir şeyler duymak güzel olurdu.
Estaría bien que me dijeses algo.
Elbette aşkın ayağına dolanmak istemezdim ama bu kadın onun için bir felaket olurdu.
Por supuesto que no quiero interponerme en el amor, pero esa mujer podría ser un desastre
- Bu nasıl bir seviye olurdu Lucius?
¿ Y qué nivel sería ese, Lucius? Extremo.
Ona zarar vermek aptallık olurdu.
Ser estúpido no lo lastimaría.
Artık çok geç. Ben olmasaydım... Uriel hâlâ hayatta olurdu.
Uriel estaría... todavía estaría vivo si no fuera por mí.
Ama Swift ya da Drake'i almanın prestiji ayrı olurdu.
Pero hay cierto prestigio en poseer a una Swift o a un Drake.
Uyuşturucuyla uçsak yararı olurdu. Sen bir şey bulabilir misin?
Sería mejor si pudiésemos llevar algo. ¿ Puedes conseguir algo?
Bu çok havalı olurdu.
Eso sería estupendo.
- Teyit etsek güzel olurdu.
Sería bueno que apoyaran esa teoría.
- Dostum, bu harika olurdu.
Oh, amigo, sería genial.
Hiç kaçırmadan "Çözülmemiş Esrarlar" ı izlerdi ve her zaman bir teorisi olurdu.
Veía Misterios sin Resolver religiosamente... y siempre tenía una teoría.
Bu da en kötü kabusu olurdu.
Y esa hubiera sido su peor pesadilla.
Eğer biri benden şüphelenseydi, şimdiye kadar haberimiz olurdu.
Si alguien fuera a por mí, ya lo sabríamos.
- O ne aradığını bilmiyor. Herhangi bir şey iyi olurdu.
- Ni siquiera sabe qué está buscando.
Daha güçlü olmuş olsaydın, belki Ten hâlâ hayatta olurdu.
Si hubierais sido más fuertes, quizás Diez estaría vivo.
Burası her zaman dolu olurdu.
Esto solía estar lleno todo el tiempo.
Şimdi de olsa iyi olurdu.
Ahora me vendría bien una.
Bak, eğer Reagan'ın telefonu yanında olsaydı, bana mesaj atmış olurdu.
Mira, si Reagan Tenía su teléfono, ella me habría enviado un mensaje de vuelta.
Kadın olsaydı diğer tarafta olurdu.
Estaría en el otro lado.
Başka bir gün hastanede olurdu.
Quizá en... Quizá en un hospital hubieran podido hacer algo.
- Boston harika olurdu.
- Boston...
Hey! Bizden sevimli bir çift olurdu.
Haríamos una pareja estupenda.
Daha hızlı olurdu.
Era más rápido.
Çok etkili olurdu.
Eso sería tan, como, real.
- Eğlenceli olurdu.
Sería divertido.
Adli bilişimde elden geçirdiğim sabit disklerin yarısında yanma izi olurdu.
Casi todos los discos duros tenían quemaduras.
Bilmiyorum. Sinir ağı fiziksel deneyimleri yeniden yaratmanın bir yolunu bulmuş olabilir ama bu emsalsiz bir durum olurdu.
No sé, quizás la red neuronal haya encontrado alguna forma de replicar las experiencias físicas, pero eso sería algo sin precedentes.
Deli rolünü yapmasaydın,... bizi sikine takmamazlık yapmasaydın, annem yaşıyor olurdu.
Que si no te hubieras hecho el loco y no hubieras pasado de nosotros, mamá seguiría aquí.
Biriniz yardım etseydi çok güzel olurdu.
Estaría bien que alguien me ayudara.
Ama önce beni tutacakları koşulları görmeliyim. Çünkü mesela birinin bir arabaya bomba koyup ben oraya vardığımda patlatması pek kolay olurdu.
Pero antes debo revisar las condiciones en que me van a poner porque sería muy fácil, por ejemplo, que me pusieran un carro bomba que explotara cuando yo llegara.
Belki güvenliği daha çok ciddiye almış olsaydınız kocanız bugün hayatta olurdu ve yardım için bize gelmezdiniz.
Pues, de pronto, si vos te hubieras ocupado más de tu seguridad, a lo mejor tu marido estaría vivo. Y no estarías acá, pidiendo nuestra ayuda.
O orospu çocuğu hala hayatta olsa, daha çok polis ölü olurdu. Aslında polise iyilik ettim.
Si ese hijo de puta estuviera vivo, muchos más policías iban a morir, así que le hicimos un favor a la policía colombiana.
Pablo'yu dinleseydiniz, kardeşim hala hayatta olurdu.
Si hubieras oído a Pablo, mi hermano estaría vivo.
Eğer kokain yasal olsaydı, ne olurdu hayal edebiliyor musunuz?
¿ Usted se imagina qué pasaría si el perico fuera legal?
Yemek yapıyorum. Güzel olurdu ama bu akşam Bridge var.
Sería maravilloso, pero tengo partida de cartas.
Harika olurdu.
Sería genial.
Öylesi bencillik olurdu.
- Sí.
Bu bir tesadüf olurdu değil mi?
Qué casualidad, ¿ no?