Onion translate Spanish
50 parallel translation
Kareem of Union!
¡ Kareem de Onion!
Ooh, uh, hay Allah, True Believer, uh, Salvador, Onion Field, The Hard Way.
Veamos, True Believer, Salvador, Onion Field, The Hard Way.
Cream Onion? Hayır.
Las cebollas batidas?
Cooper'ın Soğan Halkaları geldi.
Los "Coopers Onion Ringers" han llegado Aplauso!
- Şu öteki mahallenin çocukları.
- Onion y unos negros aficionados.
- Öteki mahalle mi?
- ¿ Onion?
Bir kadeh bir şey mi içeceğiz şimdi?
¿ Irás a tomar algo a "Red Onion"?
Soğan pane sırasında olduğu için biraz dikkatim dağıldı ama yaşadım. Tamam.
Me estaba comiendo un Onion Brick así que estaba un poco distraído pero lo tuve.
Soğan paneye kötü tepki veriyorum.
No mucho. Reacciono mal al Onion Brick.
- Soğan panenin neresini anlamadın?
¿ Qué parte del Onion Brick no comprendes?
Bunu Onion'dan mı çaldın.
- Lo sacaste de "El Onion". - ¿ Qué?
Ne? Bunu Onion'da okudum.
Leí eso en "El Onion".
Eğer şimdi odana gidersem, Onion'ın bir kopyasını bulmayacağım, değil mi?
Así que si subo a tu pieza ahora mismo... no voy a encontrar una copia de "El Onion", ¿ verdad?
"Onion."
"Cebolla"
"Onion" mı?
¿ Cebolla?
"Onion?"
¿ Cebolla?
O-N-I-O-N. "Onion."
C - e-b-o-I-I-a. "Cebolla"
- Mor Soğan'da bir gösterimiz var.
- Tenemos un concierto en el Velvet Onion.
- Sizi Mor Soğan'da olduğunuzu sanıyordum.
- Pensé que tenías contactos en el Velvet Onion.
Ne-ne, tekrar söyle?
¿ Como se llamaba? ¿ "El Onion"?
Onion mı? Eğer şimdi odana gidersem, Onion'ın bir kopyasını bulmayacağım, değil mi?
Así que si subo a tu pieza ahora mismo... no voy a encontrar una copia de "El Onion", ¿ Verdad?
"Soğan var mı?" Ne?
- "Give me onion".
"Soğan salatası."
"Onion, onion salad"
Mesaj attığı bilgisayarı gizlemek için onion routing yapıyor ama L.A'de yaşadığından eminim.
Está usando routers encriptados para ocultar el ordenador desde el que escribe, pero estoy bastante seguro que está en LA.
Purple Onion'da, saat 21.30'da.
The Purple Onion. 9 : 30.
Çok geç değil. Soğan halkaları var.
No es demasiado tarde, tienen la Blooming Onion.
İsmi Onion'du.
Sé que su nombre era Onion
Yemek artıklarının arasında bile bir kadını bulabiliriz.
Podemos encontrar a esa mujer sin problema. de una "Outback Bloomin'Onion"
Sevgililer günü yemeği için yine Kırmızı Soğan'da rezervasyon yaptım.
He hecho la reserva habitual en el Red Onion para nuestra cena de San Valentín.
Ben bu işe Columbia gazetecilik okulunda başladım. Siyasi konuşma yazarlığı yaptım. Onion'da çalıştım.
Mira, pulí mis habilidades en la Escuela de Periodismo de Columbia, fui escritor de discursos políticos, hice sátira digital en "The Onion".
Belalılar Kampı'nı biliyor musun?
¿ Conoces lo de "The Onion Field"?
Onion yönlendirici kullanıyor.
Está utilizando un enrutamiento de cebolla.
Kokainini isimsiz ve tamamen risksiz şekilde X jeneratörlü asimetrik soğan yönlendirici ve dijital şifreli parayla satmama delilik diyorsan evet.
Sí, si es loco usar un enroutamiento asimétrico X-Gen Onion y cibermoneda critografiada para vender tu cocaína de forma anónima y completamente libre de riesgos.
Bir onion router'ı olan Tor ağını kullanıyorlar.
Usan una red Tor, que es un rúter con capas.
Valla, derin ağ vitrini bir soğan yönlendirici tarafından mühürlüymüş.
Su fachada en la Web Profunda estaba escondida por... un Onion Router.
Çok fazla şey söyleyemem ama Onion Ringery'in batmakta olduğunu duymuşsundur.
Ahora, no puedo decir demasiado, pero debes haber escuchado rumores de que Onion Ringery cerrará.
Onion Ringery.
Aros de cebolla.
Tor ağında proxy sunucusu geçiş hizmetinde, onion router bir yönlendirici mi kullandın, ne yaptın sen?
¿ Utilizaste un servicio de retransmisión por un servidor proxy o una red anónima, un router onion, qué?
Soğan yönlendirme protokolü sandığın kadar anonim değil.
El protocolo de enrutamiento onion, que no es tan anónimo como usted piensa que es.
The Onion'da çıkmış.
La leeré. Salió en The Onion.
The ONION CONNQUEST : "BİR ZAFER"
the ONION CONNQUEST : "UN TRIUNFO"
"Let It Be." yi söyledik "Yesterday" yi söyledik "Glass Onion" yi söyledik
Canté "Let It Be." canté "Yesterday." canté "Glass Onion."
White Onion Barının önünde dumanlanıyordum.
Estaba fumando, frente a la Taberna Cebolla Blanca.
11 : 30 olduğunu biliyorum ; çünkü The Onion'daki Karaoke gecesi yeni bitmişti.
Sé que eran las 11 : 30 p.m. porque la noche de karaoke en La Cebolla... Acababa de terminar.
Onion Vadisine giderken yolumuzun üstünde Independence'deki barı hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas ese bar al que fuimos en Independence de camino al valle de las Cebollas?
Onion City Film Festivali yaklasiyor. Yil sonunda yapilacak deneysel bir film ve video festivali.
Pronto será el Festival de Cine Onion City, para películas y vídeos experimentales.
Onion mı?
¿ "El Onion"?