Oregano translate Spanish
156 parallel translation
Oregano.
Orégano.
"Oregano"? Neyin nesi bu?
"Orégano". ¿ Qué demonios es eso?
böylece adi oregano'lardan almazlar? Bunu asla öğretmemelisiniz. Bence bu yüzden cehenneme gideceksin.
para que así no les vendan orégano chungo no, nunca se debería enseñar eso irías al infierno por ello, en mi opinión
Yunanlılar Rigani diyor, italyanar Oregano.
Los griegos dicen "rigano", y los italianos dicen "oregano."
Veya senin için oregano.
Orégano, para ti.
- Bu oregano.
- Es orégano.
Sen kendi eşini çok kolay elde ettin diye bana kur yapmanı beklemedim diye, bu işin yolu bu mu sanıyorsun?
Como me encontraste tan fácil y no me hice de rogar, ¿ crees que todo el monte es orégano?
- Sadece biber ve kekik.
- lleva pimienta y orégano.
- Ve getirmeden öncede de.. .. biraz da kekik serpiştirin...
- Y póngale un poco de orégano un momento antes de servirlo.
Tereyağından kıl çeker gibi.
Tengo el campo orégano.
- Biraz daha keklikotu koy.
- Necesita un poco más de orégano.
- Senin çantandan.
Este no es mi orégano.
- Keklikotu değil.
- No es orégano.
Bu ot Tayland usulü Keklikotu gibi bir tat veriyor.
A su lado, esa hierba hacía que la tailandesa supiera a orégano.
Çok fazla baharat koymuşsun tatlım.
Demasiado orégano, cariño.
Yani mercanköşk gibi mi?
¿ Como el orégano?
Annem bu akşam en sevdiğim yemeği yapacak bol kekikli spagetti.
No puedo. Esta noche mi madre hace mi plato favorito : espagueti, con mucho orégano.
Bol kekikli.
Con mucho orégano.
Keklik otu atılmalı.
Falta orégano.
Biraz mercanköşk.
Un poco de orégano.
Evet doğru duydun, $ 40 dolarlık maydanoz.
Eso es correcto, $ 40 de orégano.
- Sadece kekikmiş!
- Solo era orégano.
Biraz kekik içen biri için üç aylık büro işi yapacaksın.
Te meterás tres meses de papeleo por una bolsita de orégano.
Bende biraz kekik var, o işe yarıyormuş.
Tengo un poco de orégano. Dicen que es un buen remedio.
- Kekik.
Orégano.
Hayır, tarhun otu.
No, es orégano.
- Tarhun otu mu?
- ¿ Orégano?
Kekiğin arkasında duruyor.
Detrás del orégano.
Elimde sadece keklik otu ve Fresca var.
Sólo tengo orégano y una soda.
Evet ama erkekler özgür aşkı özgür el diye algılıyorlar.
Cuidado. Que los hombres en cuanto les hablas de amor libre..... se creen que todo el monte es orégano.
Biberiye koyun etiyle, safranlı balık, kekikli tavuk, kırmızı biberli dana etiyle gider.
El romero se casa con el cordero, el azafrán con el pescado, el orégano con el pollo, la paprika con el ternero.
Calomayla ilgili, tavsiyem, mercanköşk, kimyon, ve zencefil karışımıyla... ovmaktır.
¡ En lo referente a la karouma! Le aconsejo... mezclar, frotar la carne con una mezcla de orégano, de comino y de... jengibre.
- Kekiği fazla.
- Demasiado orégano.
Kekik, sarımsak ve karabiber atmıştım.
Tenia orégano, ajo, pimentón.
Keklikotu mu?
¿ Esto es orégano?
Her tarafım parmesan ve keklikotu oldu ve de hepsi yağ yüzünden yapışıyor.
Estoy cubierto de orégano y queso y se me quedaron pegados por la mantequilla.
Worm onlara keklik otu ve Çin mahallesinden aldığı kestane fişekleri pazarlıyordu.
Les vendía bolsas de orégano, de un centavo, nunchoks y cohetes de Chinatown.
Keklik otu falan mı koyuyorsun.
¿ Le pones orégano...
Hindistan ceviziyle keklik otunu karıştırırsan, iyi kafa yaparmış.
Oí que mezclando nuez moscada y orégano, te pone cabeza arriba.
Keklik otu
Orégano
Niye bu kadar büyük bir çanta götürüyorsun?
Ahora, ¿ para qué necesitas una bolsa tan grande de orégano?
yani tarçının veya kekiğin tadını hissedebiliyor musun?
¿ Pero es el orégano lo que le da el sabor, o el estragón?
Limonata vücut dengesini düzenler ve çabuk toparlar.
- Sí. Piel de limón, orégano, un poco de crema- - - Sé cocinar un poco.
Kekik mi?
Orégano?
Tarçın, kekik.
Orégano. ¿ Cilantro?
On ve Trace örneğin içinde biraz da çörek otu kalıntıları buldu.
Y han detectado algo de orégano en la muestra. ¿ Interrogarás a Ben?
Biraz da keklikotu koyarsak tamamdır.
Agrega un poquito más de orégano. Creo que lo logramos.
Burada patlıcan yok, enginar yok, kekik yok...
No hay berenjenas, ni alcauciles, ni orégano,...
- Domates. - Güzele benziyor. - İsviçre peyniri ve bir tutam güvey otu.
Dados de tomates, queso suizo y un poco de orégano.
Ayrıca güvey otuna alerjim var. Onu da koyma.
Soy alérgica al orégano, así que quítalo también.
Üç çorba kaşığı portakal " - - kekik!
Orégano!