Ortağım translate Spanish
6,144 parallel translation
- Eddie benim ortağım.
- Eddie es mi compañero.
Ama şu an bir kısmım odaklanamıyor. Eddie'yi ortağım gibi değil de sevgilin gibi görüyor.
Ahora, hay una parte de mí que no está en foco que no puede ver a Eddie como mi compañero sino como tu novio.
Bu bey ortağım Dedektif Griffin.
Este es mi compañero, el detective Griffin.
Ve çalındı diye rapor etme yoksa ilk işim senin ikinci işini açığa çıkarmak olur, yeni para ortağım.
Y no avisaría de su robo tampoco, o mi siguiente pasó será hacer un poco más público tu experiencia de pluriempleado, Sr. Recién estrenado compañero.
İhtiyacım olan son şey şirket ortağımın mahkemelik olması.
Lo último que necesito es un socio en esta firma en juicio ahora.
Samantha Lipton, sizi diğer yönetim ortağımızla tanıştırayım. Neil Truman.
Samantha Lipton, Me gustaría presentarte a... nuestro otro socio gerente, Neil Truman.
İmzalanması gereken büyük bir mülk anlaşmam var ve iş ortağım kayıplara karıştı.
Tengo un gran negocio de venta de propiedades en ciernes y mi socio está desaparecido.
Seni kaybetmek istemem, ne ortağım ne de dostum olarak.
No quiero perderte como socio ni como amigo.
- Ortağım değilsin.
- No eres mi compañero.
Ortağımın ve yeni komiserin kara listesindeyim.
Estoy en la lista negra de la capitán y mi compañero.
Ne tuhaftır, iş ortağım bu toplantının pek de iyi gitmeyeceğinden endişeliydi.
¿ Sabes qué es gracioso? A mi socia le preocupaba mucho - que esta reunión no saliera bien.
İlacın etkisindesin ortağım.
Estás un poco colocado, compañero.
Diğer ortağımız mutlu değil.
Nuestro otro socio no está contento.
Bu da ortağım Thomsen.
Este es mi compañero, Thomsen.
- Hayır. Açıkçası, ortağım ve ben artık arkadaşlarımıza yan gözle bakmaya başladık.
Francamente, nos tiene a mí y a mi compañero mirando a nuestros colegas.
Ortağım Thomsen'i aradım.
Llamé a mi compañero, Thomsen.
Ortağımla tanışmış mıydınız?
¿ Han conocido a mi compañero?
ortağım, Detective Baez.
Esta es mi compañera, la detective Baez.
Ortağım ve ben Lothal'ın bakanı... -... Tua'ya hizmet ediyoruz...
Mi compañero y yo estamos al servicio de la ministra Tua de Lothal.
- Ortağım kendisi.
- Bueno, es mi compañero.
Ben de ortağımın seni bulmak zahmetine katlandığını sanıyorum.
Así que usted nos ha llamado. Y yo aquí pensando que mi compañero había tenido problemas para encontrarle.
Ortağım en az öldürdüğün pislikler kadar beter olduğunu düşünüyor.
Mi compañero piensa que eres igual que la escoria que matas.
Ortağım ve ben davayı üstlendik.
Mi compañero y yo tomamos el caso.
Ortağımla yaptığımız araştırma büyük bir şey.
Bueno, esta investigación que mi compañero y yo llevamos, es... es grande.
Size yeni ortağımı tanıştırayım.
Les presento a mi nuevo socio.
Ortağımın ortadan kaybolmasını araştırıyoruz.
Estamos investigando la desaparición de mi compañera,
Ortağım sizin intiharla benim cinayet arasında bir bağlantı olduğunu söylediğinizi söyledi.
¿ Mi compañero me ha dicho que has encontrado una relación entre mi homicidio y un suicidio en el que estás trabajando?
- Ortağımla mı?
¿ Mi compañero?
Bayan Winter benim çırağım, ortağım değil.
La Srta. Winter es mi protegida, no mi compañera.
Komiser ortağım ortalıkta yok diye başımın etini yiyor.
Tengo a la Capitana sobre mi trasero por la ausencia de mi compañero.
Ah, iş ortağım geldi de.
Mi socio acaba de entrar.
Merhaba millet. Benim adım Pam Panning ve ortağım Ellen'ın demek istediği gibi biz çok güzel sanatsal cupcakeler yapıyoruz.
Hola, todo el mundo, mi nombre es Pamela Panning... y lo que mi socia, Ellen, intenta decir es que... hacemos unos hermosos cupcakes artesanales.
Bu da ortağım Harvey Bullock.
- James Gordon. Él es mi compañero, Harvey Bullock.
Ortağım künyeleri hazırlar ve sahne arkasından işleri yürütür.
Mi socio... se hace con las chapas... trabaja a la sombra.
Onun yerine ortağımın kan kaybından ölmesine izin verdin ve saldırganın peşinden gittin.
En lugar de eso, dejaste que mi compañero se desangrara... para que pudieras ir tras el tirador.
Ortağınım ben senin, yardımcın değil.
Soy tu compañero, no tu asistente.
Ortağınızdan yardım istemek zorundasınız.
Tendrás que traer a tu compañero.
- Ne? Ben isim ortağıyım Alicia, ben olmadan buna karar veremezsin.
Soy socio mayoritario, Alicia, no puedes decidir esto sin mí.
Sanırım ortağınız sizinle görüşmek istiyor.
Creo que tu socio quiere hablar contigo.
Sanırım iş ortağımı kaybetmeye hazır değilim.
Supongo que no quiero perder a mi socio.
Ortağınızla işim bittikten sonra size sorularım olabilir.
Tengo más preguntas para usted cuando termine con su compañero.
Ortağın mı?
¿ Tu compañero?
- Kurbanımızın eski laboratuar ortağı.
Ex compañera de laboratorio de nuestra víctima.
Yani, ortağı anahtarımız.
Así que el socio es la clave.
Kendi hukuk şirketimde ortağım.
Soy socio de mi bufete de abogados.
- Hayır, ortağıyım.
No, soy su socia.
- Fong Danışmanlık Grubun sahibi ve yönetici ortağıyım.
Propietario y socio administrador - del Grupo Consultor Fong.
Morgan ve Kate, Chino hapishanesine gidin ve Rodney Tanner'in bir ortağı var mıymış öğrenin.
Morgan y Kate id a la prisión estatal de Chino y averiguad si Rodney Tanner tenía un socio.
Bu Tanner denen adam onun bir ortağı mı var, yoksa kopya cinayetler mi?
¿ Creen que el tal Tanner tiene un socio o que esto es cosa de un imitador?
Onun yeni ortağıyım.
Soy su nueva compañera.
Yani, senin yanından olduğunu gördüm, ortağına yardım edebilecek durumdaydın.
Quiero decir, yo vi que estabas cerca... tú estabas en capacidad de ayudar a tu compañero.