Otomobil translate Spanish
1,004 parallel translation
Otomobil lastiği mi?
¿ De automóvil?
Patlamayan otomobil lastiği.
Un neumático de automóvil que no puede pincharse.
Diğer bir deyimle sizi otomobil işine geri veriyorum.
En otras palabras, le devuelvo al negocio del automóvil.
Dodsworth Otomobil Firması, Samuel Dodsworth, başkanı ve kurucusu yaklaşık bir saat önce Union Motors'un malı oldu.
Ahora puedo decirte que Samuel Dodsworth no es el propietario de la Dodsworth Motors desde hace una hora. ¿ Y cómo te sientes?
Amerika'da 20 milyon otomobil var. Kendi medeniyet seviyemle onların her birine bir tutam da olsa katkı sağlamış durumdayım.
Hay 20 millones de automóviles en América y creo haber contribuido algo a eso con mi esfuerzo personal.
At yariºi mi, otomobil yariºi mi?
¿ Es una carrera de caballos o de automóviles?
Tatillerde çelik ve otomobil fabrikalarında çalıştım.
En vacaciones trabajaba en una acería y en una fábrica de coches.
Magazin skandalına imza atan ünlüler de gelmişti tabii : Mesela Tom Price, kendisinden daha uzun otomobil mirasçısı Linda Ray Harmon'la evlenen Wall Street dâhisi.
Y, por supuesto, con la élite llegaron los escándalos sensacionalistas, como Tom Price, el genio de Wall Street, que se casó con la heredera automotriz de más nivel, Linda Ray Harmon.
Ne güzel otomobil.
Vaya, que automóvil tan hermoso.
12 yıldır otomobil için para vermedin.
No ha pagado el coche en 12 años.
12 yıldır otomobil için para vermedi.
Lleva 12 años sin pagar ese coche.
- Otomobil, banka açmadım.
- Sólo autos, bancos no.
Bu bir otomobil, kamyon.
Es un automóvil, un camión.
Bir de otomobil alacaktım.
También iba a comprar un automóvil.
Kocaman, bundan daha büyük bir otomobil.
Uno grande, más grande que éste.
Tabii ki otomobil kornası isterim.
Claro que me encantan las bocinas de los coches.
Rahibe Bessie bana yepyeni bir otomobil alacak kocaman kornalı. Kazağım nerede?
La hermana Bessie me va a comprar un coche nuevo con una gran bocina. ¿ Y mi jersey?
Bessie, Dude'a kocaman kornalı yepyeni otomobil alacağını niye söyledin?
Oye, Bessie, ¿ por qué le dices a Dude que le vas a comprar un coche nuevo con una gran bocina?
Ne güzel bir otomobil.
Menuda preciosidad de coche.
Ne güzel bir otomobil.
¿ No es una preciosidad de coche?
Çok iyi bir otomobil.
Es un coche estupendo.
Ucuza yepyeni bir otomobil almak ister misiniz?
¿ Quiere comprar un coche nuevo a precio barato?
Baksanıza, Morgan'ın otomobil firmasına girmeyecek, değil mi?
Mira, no va a invertir en el asunto del automóvil de Morgan, ¿ cierto?
Ah, hayır. Otomobil firması tamamıyla Eugene'in.
No, el asunto del automóvil es todo de Eugene.
Başka bir otomobil ve şoför bul.
Traiga otro coche y otro chófer.
Geçirdiğim otomobil kazasını ve yanımda olan erkeği.
Acerca de mi accidente de coche y el hombre que estaba conmigo.
- Otomobil fanını kullandım.
- Con el ventilador del coche.
Geçen yıl 35.000 erkek, kadın ve çocuk ülkedeki otomobil kazalarında öldü.
El año pasado, 35.000 hombres, mujeres y niños fallecieron en accidentes de coche en este país.
Otomobil Kulübü iyi bir firmadır...
No critico a la competencia.
Otomobil kazası.
- Jenny. Un choque en un auto.
Bildiğim bir otomobil kulübünü aradım.
Llamé a un club de autos que conozco.
- Araba, vasıta, otomobil.
- Un auto, un automóvil.
Otomobil kazalarını kontrol ettirmek istiyordum.
Hola, me gustaría verificar un automóvil.
Otomobil Kulübü, YMCA. Bir sürü yer.
He preguntado en muchos lugares.
Otomobil nerede?
Las cuatro y cuarto, ya deberíamos estar allí. ¡ Date prisa!
Otomobil mezarlığından çıkış yapan üç liberti gemimiz var. Üç tam mürettebata ihtiyacımız var.
Tenemos tres buques de carga, requerimos tres tripulaciones completas.
Tabii duydunuz. Kendisi otomobil kralıdır.
¿ Has oído hablar de Henry Ford?
Uluslararası Otomobil Kulübü'nün yetkilileri pistin işaretli güzergâhı ile yarış aranjmanlarını tasdik ettiler.
Los directivos del club automovilista internacional... habían dado los permisos correspondientes para la carrera.
Günaydın, otomobil kazası, ha?
Buenos días. - Accidente de coche, ¿ eh?
Sevgilim, bir de otomobil acentesine uğrar mısın?
Ve también al concesionario.
Ve deliller daha çok seni gösteriyor. Otomobil işin içinde olduğundan -
Y las pruebas le apuntan más a usted que a ella, ya que hubo un automóvil de por medio...
O Kusuda Otomobil'in varisi.
Es hijo del dueño de Automóviles Kusuda.
Otomobil yarış pistinin ortasında durmanı ben istemedim.
Yo no te pedí que te plantaras en medio de esa pista de carreras.
Fairchild pırlanta gibi iyi bir şofördü..... baktığı sekiz otomobil gibi.
Fairchild era un chofer experto y extraordinariamente pulcro, como reflejaba el brillo de los ocho coches a su cuidado.
- Otomobil.
- Automóviles.
Michot'ya telgraf çekin, Paris'te ona bir otomobil ve bir apartman..... alsın ve bankamızdan bir kredi mektubu versin.
Llame a Michot para que le ponga un coche en París. Y un apartamento. Una carta de crédito a nuestro banco de París.
Havaalanından Deutscher Hof'a kadar otomobil kafilesi
Comitiva de automóviles desde el aeropuerto al Hotel DeutscherHof
Otomobil mi?
¿ Un automóvil?
Otomobil kapsam içinde değil, fakat eviniz...
Un coche no bastaría...
- Kusuda Otomobil'in yöneticisi mi?
- ¿ En serio?
- Ne demek istiyorsun, araba mı? - Evet otomobil. - İki milyon.
Ahora me toca trabajar con estos principiantes.