Otra translate Spanish
200,436 parallel translation
Tekrar evlenmememden endişe ediyorsun değil mi?
Te preocupa que no me case otra vez, ¿ no?
Başka bir çıkış yolu bulmalıyız.
- Tenemos que encontrar otra salida.
Eğer tuzlu suyu tuzdan arındırırsak, Başka bir hipoksi bölmesine ihtiyacımız olacak.
Para expandir la línea celular, necesitaremos otra cámara hipóxica.
- Ve az önce bir tane daha gönderdi.
- Y acaba de enviar otra.
İnan bana, yapmak istediğim son şey benimki gibi başka bir yüzü görmek.
Créeme, lo último que quiero hacer es ver otra cara como las mías.
Yeniden başlama şansım oldu.
tuve la oportunidad de empezar de cero otra vez.
Ya da Jane yine bizimle oynuyor.
O Jane podría estar jugando con nosotros... otra vez.
Neden buraya getirdim sanıyorsun?
¿ Para qué otra cosa crees que la traje aquí?
Bu da tekrar tekrar yapabileceğim anlamına geliyor.
Lo que significa que puedo hacer esto una y otra vez.
İşte bu yüzden Roman'ın farklı bir yerde sorgulanması gerekiyor.
Es por eso que tenemos que interrogar a Roman en otra parte.
Başka... bir şey daha vereceğim.
Tengo... otra cosa para ti.
- Diğerini gömek ister misin?
¿ No? - ¿ Quieres ver la otra? - No.
Pizzacı oğlan skecini bir daha oyanayacağız.
Haremos otra vez lo del repartidor de pizzas.
Diğeri tutuklanma kayıt numarasının gerektiğini söylüyordu.
La otra decía que necesitaba su número de expediente de arresto.
Sadece başım kötü durumda.
Es más la cabeza que otra cosa.
Başka bir ameliyatta.
En otra operación...
Bir klemp daha verin.
Otra pinza.
Diğer insanlar için o kadar istemeyiz.
Para otra gente, no tanto.
Senden daha zeki değillerse başka bir oda bul.
Y si no son más listas que tú, busca otra habitación.
Tekrar ve tekrar.
Una y otra vez.
Tekrar söyle tatlım.
Espera, cariño, cuéntamelo otra vez...
Bu benim ilk ameliyatımdı.
Es que... Esta ha sido mi primera vez y nunca tendré otra.
O mu istedi, yoksa annem mi?
¿ Lo pidió ella? ¿ O fue mi madre otra vez?
Adım nihayet tekrar ameliyathane tahtasında yazıyor ama ameliyatların hiçbirini ben yapmayacağım.
Por fin mi nombre está en la pizarra de programación de quirófanos otra vez y ni siquiera se me permite hacer ninguna de las operaciones.
Başka sorunuz yoksa Dr. Edwards'la ikimiz sizi ameliyathanede bekleyeceğiz.
Si no tenéis ninguna otra pregunta, la Dra. Edwards y yo te veremos en la operación.
- Adı ne demiştin?
Dime su nombre otra vez.
- Hayır, Seattle Pres'i tekrar arayacağım.
Nada. Voy a intentar con el Seattle Pres otra vez.
Çocuğun başka seçeneği yok.
Este chico no tiene otra opción.
Başka bir çözüm yolu olabilir fakat -
Parad. Quizá tengamos otra opción, pero...
Başka seçenekleri tercih ederdi belki.
Sin embargo, podría querer cualquier otra opción.
Başka seçenek göremiyorum.
Sí, bueno, yo no veo ninguna otra opción.
Başka seçeneğimiz yok Wilson.
Wilson, no tenemos otra opción.
Tartışan bir aile daha.
Y otra riña familiar.
Diğer Avery de perinyal değerlendirme yapar. Böylece tam değerlendirme sonucunda nasıl devam edeceğimizi anlamış oluruz.
La otra Avery puede hacer un examen perineal y después de un examen completo, será claro cómo se debe proceder.
Polis raporlarında bulunandan fazlasını söylemiyorum.
- Yo no digo otra cosa que lo que contienen los informes policiales.
- Evet. Eğer kesin boşanacaksanız, resmileştirmeyi düşünün derim. Yoksa, onun hesaplarını da dondurabilirler.
- Si vuestra separación es permanente, entonces deberíais considerar hacerla definitiva con el divorcio, de otra forma, podrían embargar también sus cuentas.
Kurt McVeigh diğer hatta.
Kurt McVeig por la otra línea.
Bakın, başka bir toplantım var.
Miren, tengo otra reunión.
Bunu başka bir zaman tartışabiliriz.
Podemos discutir esto en otra ocasión.
- Hayır, başkasının arabasıydı.
- No. A otra persona.
Bir yanım fotoğraf çekmek istiyor ama diğer yanım sadece hafızamda kalsın diyor.
Una parte de mí quiere una foto de este momento. Pero otra parte solo quiere recordarla.
En önemli olan şey, suçlunun tam gözlerine bakıp ifadeleri sürekli tekrarlamaktır.
Lo más importante es conseguir que el sospechoso te mire directamente y repita su declaración una y otra vez.
Motoru yeniden çalıştıramam.
No puedo encender el motor otra vez.
Ne demek yeniden çalıştıramam Happy?
¿ Qué quieres decir con que no puedes encenderlo otra vez, Happy?
- Başka bir odada kimyasallarımız var.
Tenemos los productos químicos en otra habitación.
Sadece beni incittin, defalarca.
Solo me has hecho daño, una y otra vez.
- Cabe o kurutulmuş eti yine yiyor.
Cabe ha estado comiendo esa carne seca otra vez.
Tamam, fakat hattın öteki bölümlerini incelemeniz gerekirse bana haber verin ve ben de size eşlik edeyim çünkü tehlikeli olabilir.
Vale, pero si necesitáis inspeccionar otra sección de cañerías, hacédmelo saber y os acompañaré, porque podría ser peligroso.
Biliyorum, sadece daha iyi bir yolu olsun istedim.
Lo sé, simplemente me gustaría que hubiera otra forma.
- Bir tane daha istiyorum!
¡ Quiero otra!
- Hep beraber içelim!
¡ Otra ronda para todos!