Oğlunu translate Spanish
5,577 parallel translation
Arkadaşımız, oğlunu Makine'de beta testine soktu.
El Fundador ha hecho experimentos con tu hijo en la máquina.
Sen kocanı bırak ben de oğlunu bırakayım.
Suelta a tu marido, y yo soltaré a tu hijo.
Savaşta yedi oğlunu kaybeden birine kızamam.
No puedo molestarme con alguien que perdió siete hijos en la guerra.
Oğlunu ve kızını bulacağım ve onları eve getireceğim.
Voy a encontrar a tu hijo y a tu hija... y los voy a traer a casa.
Biliyorum bu oğlunu geri getirmez.
Sé que no te devolverá a tu hijo.
24 sene sonra oğlunu tekrar yanına kabul etmek cesaret istiyor olmalı.
Debe de haber requerido verdadero valor reconocer por fin a tu descendencia después de 24 años.
Her annenin oğlunu başka bir kadına vermek zorunda kalacağı zaman gelecektir.
Llega el momento en la vida de una madre... cuando debe entregar a su hijo a otra mujer.
Oğlunu merak etmiş.
Está preocupado por su hijo.
Kendi oğlunu katledecek.
¡ Va a matar a su propio hijo!
Eline geçen her fırsatta kendi oğlunu terk etmeyi denermiş.
Ella siempre trató de abandonar a su hijo en cualquier oportunidad que tuviera.
Oğlunu duydun mu?
¿ Escuchas a tu hijo?
Hayır, Han tek, gerçek oğlunu katıldığı bir ziyafette bir Latin ve piçle terkederek utandırmazdı.
No, el kan no avergonzaría a su auténtico hijo dejando que asistiera a una fiesta con un latino y un bastardo.
Bazı konulara açıklık getirmek istiyorum mesela artık ölü oğlunu kollarında tutmandan sonra zaman kaybı olduğuna inandığım şeyleri yapmayacağım.
Solo quiero dejar claro que hay un par de cosas que no voy a volver a hacer... Cosas que parecen una insultante pérdida de tiempo una vez has sostenido a tu hijo muerto en tus brazos.
Peki dünya Başkan'ın oğlunu öldüren kişinin CIA varlığı olduğunu öğrenince ne olacak?
¿ Qué va a hacer el mundo cuando averigüen que el hombre que mató al hijo de la Presidenta fue un agente de la CIA?
Bu onun oğlunu ve senin nişanlını öldüren ibneyi öldürmek için en uygun zaman.
Este sería el momento oportuno para matar a ese hijo de puta, para vengar a su hijo y a tu novio.
Peki dünya Başkan'ın oğlunu öldüren kişinin CIA varlığı olduğunu öğrenince ne olacak? - Bizim için çalıştığını?
¿ Cómo crees que será el mundo cuando se enteren que quien... pudo haber matado al hijo de la presidenta, era un agente de la CIA, que trabajó para nosotros?
- Oğlunu kaybetmek uğruna. Gerçekten o kadar açık mı olacaksın?
Y la pérdida de su hijo. ¿ En serio vas a ser tan obvio?
Oğlunu mu yoksa ülkeyi yönetmeyi mi seçerdi?
Preferiría ella tener a su hijo de vuelta o dirigir este país?
Neden senin o meşhur yakışıklı adam oğlunu terk etti?
¿ Por qué tu adonis abandonó a su hijo?
Demek istediğin, oğlunu en son gördüğün zaman...
Prueba de Vida Dijo que la última vez que vio a su hijo...
- Oğlunu neredeyse öldürüyordu.
Casi mata a tu hijo.
Oğlunu para kesesine hizmet için ya da Papa'ya hizmet için bırakmadı mı?
¿ Abandonó a su hijo para servir a su bolsillo o a su Papa?
Oğlunu ondan alan kişinin ismi.
La persona que le quitó a su hijo.
Sharon Remini, sanığın annesi ve çaresizlik içinde oğlunu kurtarmak için her türlü istismar iddiasını doğrulayacaktır.
Sharon Remini es la madre del acusado y tiene muchas razones para inventar abusos en un intento desesperado por salvar a su hijo.
Anthony Remini tarafından dövüldü, tokatlandı, tekmelendi karısına işkence eden ve oğlunu dehşete düşüren bir adam.
Mientras ella era apaleada, abofeteada, pateada por Anthony Remini, un hombre que torturó a su mujer y aterrorizó a su hijo.
Oğlunu yok ettin, Pauline.
Lo destruiste, Pauline.
- Kendi oğlunu yok ettin.
- Destruiste a tu propio hijo.
Khaled'in Amerikan oğlunu hep merak etmiştim.
Siempre he sentido curiosidad por el hijo estadounidense de Khaled.
Garson kız oğlunu eve götürmek için gitti.
La camarera se acaba de ir para traer a su hijo a casa.
Tamam, belki akrabalar. Ve her zaman oğlunu ziyarete gidiyordur tabi ki bu yolu önerecekti.
Bueno, tal vez sean parientes y va a visitar a su hijo todo el tiempo, y por supuesto que recomendaría esa ruta.
Fae Birliği Ban'ın oğlunu selamlıyor ve hürmetlerini sunuyor.
Las Legiones Fae vouchsafe hijo de Ban y aceptar su buena fe.
Oğlunu saat 17 : 00 gibi kamyonetin arka tarafında bulmuşlar.
Lo encontraron al volante a las 5 P.M.
O normal biri ve biz ona daha iyi anlayabilmesi için dahi oğlunu tercüme ederken o da bize dünyayı tercüme ediyor.
Ella es normal y traduce el mundo para nosotros mientras ayudamos a entender a su hijo genio.
- Kutsal ruhun Piskopos Dutson vasıtasıyla konuştuğunu ve oğlunu öldüren adamın... -... ruhunu arındırdığını duydun.
Usted oyó al Espíritu Santo hablando a través de su obispo, purificando el alma del hombre que asesinó a su hijo.
Oğlunu en hızlı şekilde geri almanın tek yolu büyük fidyeyi ödemek.
Pagar un gran rescate es la forma más rápida de recuperar a su hijo.
Oğlunu öldürdüğünü düşünmek istemiyorsun çünkü bu demek oluyor ki sen ona orada olmayarak babalık görevini yapmadın.
No quiere pensar que ella podría haber lastimado a su hijo... porque eso significaría que no estaba allí para él como un padre.
Oğlunu uyandırayım mı, üstünü değiştirmeye mi geldin?
¿ Debo despertar a nuestro hijo o solo has venido a cambiarte de ropa?
Ama oğlunu kaybedebileceğini anladığı anda onu konuşmaya ikna etmek kolay oldu.
Pero en cuanto se dio cuenta... de que perfectamente podría perder a su hijo, conseguir que admitiese lo que usted hizo fue sencillo.
O normal biri ve biz ona daha iyi anlayabilmesi için dahi oğlunu tercüme ederken o da bize dünyayı tercüme ediyor.
Es normal y ella nos traduce el mundo mientras que nosotros la ayudamos a comprender a su hijo genio.
Bir babanın oğlunu götüreceği türden bir yerdi.
¿ Tú y yo? Si puteti sa-l mananci. Es el tipo de lugar donde un padre lleva a su hijo.
SAMCRO, papazın karısı ve oğlunu nerede saklıyor?
¿ Dónde tiene SAMCRO escondidos al hijo y a la mujer del pastor?
Böylece sizin için bunu yapmak için oğlunu gönderdi ben sıkılmış var bence sen, bazı intikam istiyordu.
Creo que te exprimieron, querías algo de venganza, así que enviaste a tú hijo a hacerlo por tí.
Biz ona daha iyi anlayabilmesi için dahi oğlunu tercüme ederken o da bize dünyayı tercüme ediyor.
Ella es normal y nos traduce el mundo mientras la ayudamos a entender a su hijo genio.
Oğlunu geri getirmek için ne gerekirse, tamam mı?
Lo que sea para traer de vuelta a tu hijo, ¿ vale?
Oğlunu bir sonraki İçişleri Bakanı yapacağım.
Voy a hacer que su hijo sea el próximo Ministro de Interior.
Theresa Johnson basın toplantısında oğlunu teslim olmaya ikna etmeyi denemek için konuşuyor olacak.
Theresa Johnson hablará luego en una conferencia de prensa en un intento de persuadir a su hijo de entregarse.
Vücudundaki her bir hücrenin onu yaşatmak istediğini biliyorum ama onu hayatta tutmak sana oğlunu geri getirmeyecek.
Sé que cada célula de tu cuerpo quiere mantenerla viva, pero mantenerla como está no hará que vuelva.
Oğlunu önemsiyorum ve bana söylediği kadarıyla...
Me preocupa mi hijo, y después de lo que me acaba de contar...
- Oğlunu bulmayı ne kadar istediğini biliyorum.
Entiendo cuánto desea encontrar a su hijo.
Oglunu kaybetti.
Ha perdido a su hijo.
Kadınla oğlunu nerede tutuklarını biliyorum.
Sé dónde tienen a la esposa y al hijo.