Pansy translate Spanish
60 parallel translation
Pansy, beni arayan oldu mu?
Pansy, ¿ me llamó alguien por teléfono?
Pansy Baker.
Pansy Baker.
Ben Pansy Baker 2.
Aquí Pansy Baker 2.
- Pansy Baker.
- Pansy Baker.
Pansy Baker, Pansy Baker 2.
Pansy Baker, Pansy Baker 2.
Pansy Baker, bu Andy.
Pansy Baker, aquí Andy.
Zavallı Pansy, bu havada dışarılarda.
Pobrecita, estará helada.
- Pansy'nin sesi hasta gibi.
- Parece que la gata tiene anginas.
Odasında ışık yakarak uyuyor.
Duerme con la luz encendida. - ¡ Pansy!
Oh, Leydi Pansy, daha hızlı süremezdim.
Oh, querida Pansy, no podría haber montado más rápido.
Oh, Pansy.
Oh, Pansy.
Artık endişe yok, Pansy.
No más preocupaciones ahora, Pansy.
Sorun, Pansy!
¡ El problema, Pansy!
Pansy.
Pansy.
Pansy, bana bak.
Pansy, mírame.
- Neden, bende de kocaman... - Pansy!
- Porque, yo tengo un enorme- - - ¡ Pansy!
Pansy, böyle hissettiğin için çok memnun oldum.
Pansy, estoy tan contento que sientas lo que yo siento.
Pansy, benimle... Benimle...
Pansy, tú... tú...
Pansy!
- ¡ Pansy!
Pansy!
¡ Pansy!
Pansy, açıklayabilirim!
¡ Pansy, puedo explicártelo!
Biliyor musun Pansy evliliği ben keşfettim.
Sabes, Pansy, yo inventé el casamiento.
Pency, nerede?
- ¿ Dónde está Pansy?
Neyse ki bu tip bir şey beni hazırlıksız... yakalamadı.
No es lo que siempre he soñado para Pansy.
Bu, sıradan şeylerden biri değil şimdiye kadar 20 kez... evlenebilirdim.
No es la forma en que suelo ser tratado. - Podría haberme casado 20 veces. - No es lo bastante rico para Pansy.
Herkesi memnun edeceğinden eminim.
A Pansy le gustaría ser una gran dama. Sobre todo, le gusta agradar.
Pency, yükseklere nişan alabileceği kanıtlandı.
Sólo ha demostrado que Pansy puede aspirar a mucho más.
Lord Vorborton'ı burada bulmayı ve Pency'yi tebrik etmeyi umuyordum.
Esperaba encontrar a Lord Warburton y poder felicitar a Pansy.
Madem ki karım benden hoşlanmıyor o halde Pency için bir şeyler... yapmalıyım.
Pero, ya que mi mujer no me aprecia, Buscaré algún consuelo con Pansy.
Pency iyi, değil mi?
¿ No se encuentra bien Pansy? No.
Biraz küflenmişti.
Pansy es un poco rebelde y atolondrada.
- Öyleyse Pency kocamın çocuğu değil.
Entonces, ¿ Pansy no es la hija de mi marido?
Pency'ye karşı harika davranır.
Y ha sido espléndida con Pansy.
Pency'yi görmeye geldim çünkü bu öğlen aklıma çok yalnız... olabileceği geldi.
Vine a ver a Pansy. Se me ocurrió pensar esta tarde que debía encontrarse muy sola.
Seni beklemek istedim. Ama Pency hakkında konuşmayacağım.
Quería esperarte, pero no es para hablar de Pansy.
Hehehe. Pansy-ass supreme court.
"Gran pensamiento" Suprema Corte.
- Yo. Yo, Nancy... veya Sally veya Pansy.
- No, no, Nancy.
Pansy her zaman iyidir.
O Sally, o marica. Marica siempre funciona.
Biliyormusun yeni "Pansy Division" geldi.
¿ Sabes? Acaba de llegar lo nuevo de Pansy Division.
Sana, sevip kaybetmenin hiç sevmemekten daha iyi.. ... olduğunu ispatlayacağım, seni ahmak.
Voy a probarte que es mejor haber amado y perdido... que nunca haber amado, ya pansy.
Affedersin Pansy?
- Permiso, señora. - Un segundo.
Klasik bir bir Amerikan genci gibiydi, yakışıklı, atletik, umutlarla dolu.
Parecía que se convertiría en el típico muchacho estadounidense... lindo, atlético, prometedor. GRANJA PANSY
A... cıklar!
¡ Pansy!
A... cıklar!
¡ Pansy! ¡ Pansy!
Seni Pansy Stanzy ile birlikte koydum Çünkü o züppeyi senin idare edebileceğini düşündüm, tabii ki, senin durumu nasıl çözdüğünü biliyoruz.
Te puse con Pansy Stanzy porque creí que podrías con él.
- Bak Pansy bize ne bırakmış.
Miren lo que Pansy nos dejó.
- Pency'yle konuştu mu?
- ¿ Ha hablado con Pansy?
Pency'ye gerçekten önem vermediğini düşünüyordum.
Yo creía que en realidad Pansy no le importaba demasiado.
- Pency'ye mi, hayır.
- Pansy, no.
- Pency'nin Vorborton'la... evlenmesini önledin.
De haber evitado la boda de Pansy con Warburton.
- Pency, onunla ilgilenmiyor.
- A Pansy no le interesa.