Paper translate Spanish
194 parallel translation
GAZETE gazetesi için araştırma yapıyoruz.
Estamos investigando para The Paper.
GAZETE gazetesinden...
Toetges. Nosotros somos de The Paper.
"GAZETE okuyucularına bir tavsiyemi iletin..."
Dé mi consejo a los lectores de The Paper. "'
GAZETE'nin Avusturya bürosundan geliyorum...
Yo soy de la redacción austríaca de The Paper.
"Patronu, ünlü avukat Blorna..." "... sorulduğunda, GAZETE'ye şunları söyledi : "
Su patrón, el notorio abogado de corporaciones Blorna, cuando preguntó, dijo The Paper..
Yalnızca sizi kastetmiyorum, GAZETE'nin Woltersheim konusuna yaklaşımını da kastediyorum.
No quiero decirlo, pero el manejo de The Paper. Woltersheim.
GAZETE yüzünden mi?
¿ Debido a The Paper?
Herkes, GAZETE gazetesini okumuyor ki...
No todos leemos The Paper.
GAZETE ağzıyla konuşuyor gibisin.
Suena como The Paper.
GAZETE'ye karşı hakaret davası açabilirsin.
Puede accionar contra The Paper.
Bu işin peşine düşeceğim, bakalım GAZETE'yle işbirliği içinde misin!
Realizaré una pesquisa para ver si usted colabora con The Paper.
GAZETE'ye karşı hiçbir şey yapamam.
No puedo hacer nada sobre The Paper.
GAZETE'yi Lüding'in kontrol ettiğini söyledin...
¿ Y qué? Usted dijo que Lueding está controlando The Paper.
Şu, GAZETE. Piçler, her saniye beni izliyor olmalılar.
Esos bastardos del Paper deben estar vigilándome continuamente.
GAZETE her zamanki gibi bize çamur attı.
El Paper hizo lo usual con nosotros.
Her gün GAZETE'desin!
¡ Usted está en The Paper todos los días!
GAZETE'deki yazılar için beni suçlamıyorsun, değil mi?
¿ Usted no está culpándome por esa portada del Paper?
GAZETE'nin foto muhabiri.
El fotógrafo del Paper.
Bay ve Bayan Straeubleder'i ve veda konuşmasını yapacak olan, GAZETE'nin sahibi Dr. Lüding'i görüyoruz.
Reconocemos al Sr. y Señora Straeubleder y el dueño de The Paper, Dr. Lueding, quién dará la oración.
GAZETE'ye yapılmış saldırı, hepimize yapılmış demektir.
la diversidad de opiniones- - y quien quiera ataca The Paper nos ataca todos.
Don't think for a minute... that we in Washington... don't appreciate your Mothers'March... to ban the sale of colored toilet paper... to help reduce irritation... of the rectum.
No piensen por un minuto... que en Washington... no apreciamos su campaña... en contra del papel higiénico de color... para reducir la irritación del recto.
Gazetede çalışıyorum.
Trabajo en el National Paper.
Susan, bana Teldar Kağıt'ın LBO analizini bul.
Susan, tráeme el análisis de la compra de Teldar Paper.
Teldar Kağıt, ha?
¿ Teldar Paper, eh?
Teldar Kağıt'a bak... ama benden duymuş olma.
Mira Teldar Paper, pero no digas que te lo di.
Teldar Kağıt fakir bir Güney Amerika ülkesi gibi satın alındı.
Teldar Paper está pidiendo préstamos, como cualquier país pobre de América del Sur.
Şey, Teldar Kağıt'ın tek büyük hisse sahibi olarak,... Bay Cromwell, bana konuşma fırsatı vermenizi takdir ediyorum.
Sr. Cromwell, como el mayor accionista de Teldar Paper, aprecio la oportunidad que me brinda de tomar la palabra.
Teldar Kağıt, Bay Cromwell, her biri yılda $ 200.000'ın üzerinde... kazanan 33 başkan yardımcısına sahip.
Teldar Paper, Sr. Cromwell, tiene 33 vicepresidentes, cada uno con un salario de $ 200.000 al año.
Ve Hırs, sözlerime dikkat edin, sadece Teldar Kağıt'ı değil,... ABD denen diğer aksayan şirketi de kurtaracaktır.
Y la codicia, recuerden mis palabras, no sólo salvará a Teldar Paper, sino a esa otra corporación que no funciona, los Estados Unidos.
Jackson Steinem'da bir adam... yurtdışı bir hesaptan büyük miktarlarda Teldar Kağıt alıyor.
Un tipo en Jackson Steinem compra grandes cantidades de acciones de Teldar Paper para una cuenta extranjera.
Bu çok güzel bir oyun, ve sende başrolde oynuyorsun.
Es una obra preciosa, y tú tienes un papel importante, el paper protagonista.
Büyük nakit akışı. Birkaç % 5'lik hisse sahibi. - Yaramaz.
Susan, tráeme el análisis de la compra de Teldar Paper.
Avukatları ihale ve 13D'ye başlat.
¿ Teldar Paper, eh? No. Mala inversión.
Bay Gekko'nun şirketi soymak ve hisse sahiplerini cezalandırmak... şeklindeki arsız niyetine dikkat etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Sr. Cromwell, como el mayor accionista de Teldar Paper, aprecio la oportunidad que me brinda de tomar la palabra.
Teldar hissesine değil. % 1'den azına sahip. Şirketin sahibi sizsiniz. Doğru, siz, hisse sahipleri.
Teldar Paper, Sr. Cromwell, tiene 33 vicepresidentes, cada uno con un salario de $ 200.000 al año.
Tamah doğrudur. Tamah işe yarar. Tamah aydınlatır, evrimsel ruhun özünü yakalar ve yolunu kısaltır.
Y la codicia, recuerden mis palabras, no sólo salvará a Teldar Paper, sino a esa otra corporación que no funciona, los Estados Unidos.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki "Kâğıt Kıskacı" operasyonunu duydunuz mu?
Estás familiarizado con el proyecto post-segunda guerra mundial, llamada Operación "Paper Clip"?
- Kâğıt Kıskacı operasyonu 1950'lerde olmuştu sanırım.
- No. La operación "Paper Clip" supuestamente termino en los 50's.
- Kâğıt Kıskacı Operasyonu.
La operación "Paper Clip".
Moreover, your skin would not make a good paper. Look at.
Y tu piel no sería un buen papel.
Öyle ki birçok evrak işim olacak.
So I'll have a lot of paper work.
- Teşekkür ederim. - Tabi, tabi. Aldıklarımı yerine koy, aygır.
Derrame Liquid Paper sobre toda tu blusa.
Paper Caddesi Sabun Şirketi.
De jabones Paper Street.
Adres 1537 Paper Caddesi.
Calle Papel 1.537.
- Paper Caddesi'ndeki şu eve bir bakalım.
- Vamos a esa casa de la calle Papel.
- Sıradan olduğumu düşünmüyor musun?
- No crees que soy ordinaria? - And the morning paper files
Paper Moon filminden bir sahneye benziyor bu.
Esto se parece muchísimo a la película Luna de papel.
GAZETE işte...
Ése es The Paper.
Ama, GAZETE konusunda ona yardım etmeyeceksin.
Pero usted no la ayudará con The Paper.
- Hayır. Hayır. Yanlış soruyu sordu.
Mira Teldar Paper, pero no digas que te lo di.
Polis, iki şüphelinin peşinde.
THE PAPER por el asesinato de un joven negro la semana pasada.