English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ P ] / Parmen

Parmen translate Spanish

33 parallel translation
Filozof-kralımız Parmen bize Plato'nun Çocukları der. Biz kendimizi Plato'nun üvey evlatları olarak görsek de.
De hecho, nuestro actual rey filósofo, Parmen a veces nos llama hijos de Platón, aunque más bien nos consideramos hijastros de Platón.
Hezeyanlarının psikokinetik dışavurumlarını görüyoruz.
Creo que estamos viviendo las manifestaciones psicoquinéticas del delirio de Parmen.
Parmen'in aklı...
La mente de Parmen no...
Çok kolay olmayabilir, Parmen ölürse.
Tal vez no sea fácil si Parmen muere.
- Parmen demeniz yeterli.
Llámeme Parmen.
Gemideki mühendisle konuştum.
Parmen, hablé con el Jefe de Ingeniería a bordo de la nave.
Parmen, Enterprise'la bağlantı istemiyor.
Obviamente, Parmen no desea que nos contactemos con la Enterprise.
Parmen saygınlığım ya da güvenliğimle ilgilenmiyor.
A Parmen no le preocupa mi dignidad ni seguridad. Concuerdo, Capitán.
Enterprise'ı ya da seni serbest bırakma niyeti olsaydı, sana zalimce davranmazdı.
Y Parmen no lo habría maltratado así si tuviera intenciones de liberarlo a usted o a la Enterprise.
Bunu ona yapma, Parmen.
No le haga eso, Parmen.
Hayır, Parmen!
No, Parmen.
Parmen, onlar hayatını kurtardı.
Parmen, le salvaron la vida.
Parmen'e hâlâ öfke duyuyor musun?
¿ Siente ira hacia Parmen?
- Parmen güvende olacağınıza söz verdi.
Parmen prometió que Uds. estarán a salvo.
Işınlanmamıza izin verip gemiyi atmosfere bile gönderir.
¿ Lo prometió? ¿ Parmen? Nos dejaría subir a la Enterprise y regresaría la nave a la atmósfera.
Doğru şeyi yapmaya çalıştığını biliyorum ama, birimiz kaçsa, Parmen, Yıldız filosunun bu gezegeni cezasız bırakmayacağını bilir.
Huesos, sé que está tratando de hacer las cosas bien pero si alguno de nosotros escapara Parmen sabe que la Flota Estelar nunca dejaría impune a este planeta.
Parmen ilki, sonra hepsi enfeksiyonu alacak ama bu kez onları bırak ölsünler.
Primero a Parmen y todos se infectarán. Pero esta vez, oigan ignórenlos, no los salven. Déjenlos morir.
Parmen'in kanını analiz ettin.
Todavía tiene el análisis de sangre de Parmen, ¿ no es cierto?
Onun psikokinetik gücü en yüksek. Aynı koşullarda, Alexander'ınki en düşük.
Por supuesto, Parmen posee la mayor habilidad psicoquinética y Alexander la más baja en iguales condiciones ambientales.
Parmen'ınkiyle Alexander'ın kanı arasındaki fark hormon tarafından bozulan kironide konsantrasyonu.
La diferencia entre la sangre de Parmen y la de Alexander es la concentración de kironida en las hormonas pituitarias.
Parmen'in ütopyasını neden gizli tuttuğu da açık.
Además, es obvio por qué Parmen mantiene secreta su pequeña utopía.
Öyle olsaydı, eğilimleri göz önüne alınırsa, iki üç kişi birleşerek Parmen'i iktidardan düşürürlerdi.
Si lo fuera, al considerar la propensión hostil de los platonios dos o tres de ellos hubieran combinado fuerzas hace siglos...
Haklı.
-... y depuesto a Parmen. - Tiene razón.
Parmen, herkesin kendi güç frekansı olduğunu söylüyor. Güçlerini birleştirmeye çalıştıklarında işe yaramadı. - Hazırım.
Saben, Parmen dice que cada uno tiene su propia frecuencia de poder, porque antes cuando trataron de combinar poderes y de usarlos a la vez, nunca funcionó.
Parmen'in kan konsantrasyonunun iki katını ver bize.
Dénos el doble de la concentración que Parmen tiene en su sangre.
Parmen'ın yerini alabilir, gezegeni yönetebilirsin.
Podría tomar el lugar de Parmen y gobernar el planeta entero.
Henüz değil, Parmen.
Aún no, Parmen.
Parmen, olaya girelim.
Parmen, sigamos con esto.
Kes, Parmen!
Deténgase, Parmen. ¡ Deténgase!
Parmen.
- Parmen.
Parmen, beni dinle.
Parmen, escúcheme.
Burayı terk ettiğimiz an, korkularınız sona erecektir. 2500 yıldır nasıl sadist ve kibirliyseniz, öyle olmaya devam edeceksiniz.
Al momento de partir, Parmen, debemos esperar que su miedo se haya ido y sea tan sádico y arrogante...
Konuşma yapmakta üstüne yok.
Parmen, es muy bueno para los discursos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]