Pasaportlar translate Spanish
867 parallel translation
Askerler için gösteri yapan oyuncular ve pasaportları da düzgün görünüyor. Ama raporlarımıza göre onlar birer devrimci.
"Actúan para las tropas y sus pasaportes están en orden,... pero según nuestros informes, son revolucionarios."
Pasaportlarımızı alıp perona inmemizi istiyorlar.
Que saquemos los pasaportes y bajemos al andén.
Pasaportlarımızı mı? Onları niçin istiyorlar ki?
¿ Para qué quieren los pasaportes?
Pasaportlarınızı göreyim.
Déjenme ver sus pasaportes.
- İspanya pasaportları.
- Pasaporte español.
Cumartesi gecesindeyiz. Hafta sonu bileti alırsak tren için pasaportlarımıza da ihtiyacımız olmayacak.
Podemos irnos sin pasaporte con billetes de fin de semana.
Pasaportların burada.
Sus pasaportes.
Çok kolay. Masadaki pasaportlar.
Bueno, eso ha sido muy sencillo, por los pasaportes sobre la mesa.
Fakat büyük bir dalgayla alabora olduk ve içinde altınımız ve pasaportlarımız olan demir kutu kayboldu.
Pero un enorme oleaje nos dio vuelta... y perdimos la caja con el oro y los pasaportes.
Pasaportlarınız hazır mı?
Tengan listos los pasaportes.
Pasaportlar ve diğer şeyler.
Con pasaportes y todo en orden.
- Pasaportlar.
Pasaportes.
- Pasaportlar.
¡ Pasaportes!
Beklediğim telefon pasaportlarımız için.
La llamada telefónica es por los pasaportes.
Pasaportlar lütfen.
Pasaportes, por favor.
Pasaportlarınızdan kurtulan çocuklar.
Más vale que tiréis los pasaportes.
Pasaportlarınızı verin lütfen.
Hagan el favor de entregar sus pasaportes.
Evet, peki belgeler, kimlikler, pasaportlar ne olacak?
Sí, pero ¿ qué pasa con los papeles, carnés de identidad o pasaportes?
Phileas Fogg ve tayfası bu öğleden sonra Greenwich zamanına göre saat 2 : 30'da pasaportlarını ibraz etmişlerdir.
"Phileas Fogg y compañía presentaron sus pasaportes... a las 2 : 30 hora de Greenwich esta tarde".
Pasaportlar, lütfen.
Sus pasaportes, por favor.
Pasaportlarınız poliste kalacak.
Sus pasaportes estarán en manos de la policía.
Polisten pasaportlarımızı aldım.
La policía me ha devuelto los pasaportes.
- Pasaportlar? - Ne?
- Pasaportes.
Lütfen pasaportlarınızı ve sağlık belgelerinizi almayı unutmayın.
Aseguraos de tener el pasaporte y el certificado de salud.
Pasaportlar.
Los pasaportes.
- Pasaportlar mı?
- ¿ Pasaportes?
Uçak biletleri, sahte pasaportlar, sağlık raporları ; hepsini.
Pasaje, pasaporte falsificado, certificado médico, todo eso.
Pasaportlarınız.
Sus pasaportes.
Pasaportlarınızı görebilir miyim, lütfen?
¿ Quieren hacerme el favor de enseñarme sus pasaportes? Gracias.
İşte bunlar onun pasaportları :
Los pasaportes de Samantha Steel.
Senin için daha iyi, pasaportları kontrol edecek daha az zamanları olur.
Mejor para ti. Tienen menos tiempo para comprobar los pasaportes.
Pasaportlarınızı görebilir miyim, lütfen?
¿ Me enseñan Ios pasaportes?
Pasaportlarınız, madam.
Sus pasaportes, madame.
Motoru durdurun. Polis kontrolü. Pasaportlar ve gemi evrakları.
Atención, control de policía, detengan el barco.
Motoru durdurun. Polis kontrolü. Pasaportlar ve gemi evrakları.
Controlaremos pasaportes y bitácora.
Lütfen pasaportlarınızı hazırlayın.
Tengan sus pasaportes a mano, por favor.
Bütün pasaportları tekrar kontrol etsinler.
Que vuelvan a pedir los pasaportes.
Lütfen çıkış kapısından geçerken kontrol için pasaportlarınızı hazırlayın.
Preparen sus pasaportes para inspección cuando pasen por la puerta de embarque.
Bu pasaportları tanıyor musunuz?
¿ Usted sabe algo de estos pasaportes?
Bunlar pasaportlarınız uçmanız için.
Aquí están los pasaportes. Puede ir al control de policía.
Biliyorsun, pasaportlarımızı görmek isterlerse yandık.
Si nos piden los pasaportes estamos listos.
Pasaportlarımızı almamız gerek.
Querida, nosotros necesitamos los pasaportes.
Önceden bahsettiğim parçaları, pasaportlar ve arkadaşım ile ülkeden ayrılana kadar tam güvenliğimiz karşıIığında değiştirmek üzere geri alacağım.
¿ Sí? Recuperaré las cartas que mencioné antes a cambio de pasaportes y de seguridad absoluta para mi amigo y para mí hasta que nos marchemos.
Elbiselerimizi değişmiştik ama pasaportları değiştirmeyi unuttuk.
El y yo nos cambiamos la ropa. Olvidamos los pasaportes. Debe de estar por aquí.
Tamamdır işte pasaportlar için ihtiyacın olacak bilgiler. İsimleri aldın ve... Saç, gözler, boy... falan filan.
Está bien, aquí está la información que va a precisar... cabellos, ojos, esas cosas.
Bunlar, Tonino, bizim pasaportlarımız.
Estos, Tonino, son nuestros pasaportes.
Pasaportlarınız.
- Sus pasaportes.
Pasaportlarınız yanınızda mı?
¿ Tienen los pasaportes?
Pasaportlarını beklerken...
Mientras llegaban los pasaportes, viviría en un apartamento de París.
Pasaportları aldıktan 8 gün sonra Londra'da oluruz.
Con los pasaportes, iremos a Londres.
- Pasaportlar, lütfen. - Evet, işte.
- Su pasaporte, por favor.