Pegasus translate Spanish
673 parallel translation
Ve burada, ilk önce, yayla ve ormanlardaki olağanüstü yaratıklara rastlıyoruz, tek boynuzlu at, yarı keçi orman tanrısı, uçan at pegasus ve ailesi insan başlı atlar, centaurlar yarı insan yarı at olan o garip yaratıklar.
Y aquí, en primer lugar, nos encontramos con un grupo de criaturas fabulosas... del campo y del bosque. Unicornios, Faunos... Pegaso, el caballo volador y toda su familia.
Ben uçan atim Pegasus'u alirim.
Yo iré en el caballo volador, Pegaso.
Ve böyle aptal bir isim - Pegasus.
Además Ie dio un nombre tan estúpido :
Pegasus için bile bu fiyatı ödemem!
¡ Ni que fuera Pegaso!
Savaş Yıldızı Pegasus'a inene kadar sessizliği koruyun.
Mantengan silencio hasta llegar a la astronave Pegaso.
Pegasus?
¿ Pegaso?
Savaş Yıldızı Pegasus'a inene kadar sessizliği koruyun.
¿ Cómo sobrevivieron? Mantendrán silencio hasta que lleguemos a bordo de la Pegaso.
Pegasus? Ama bu mümkün değil.
¿ Pegaso?
Asla başka bir insan göremeyeceğimi kabullenmiştim. Pegasus'taki kendi insanlarımdan başka. - Nihayet buradasınız.
Pues me había resignado a nunca volver a ver a otro humano... aparte de mi gente en Pegaso... y sin embargo aquí están.
Pegasus'tan Komutan Cain Galactica'ya iniş izni istiyor.'
El Cdte. Cain de Pegaso solicita permiso para abordar Galáctica.
Beşinci Filo yok edildiğinde, Tüm hayatta kalanları alabildiğim kadar Pegasus'a aldım.
Cuando fue claro que la Quinta Flota había sido destruida, tomé a todos los sobrevivientes posibles a bordo de Pegaso.
Pegasus'un tarayıcılarındaki veri.. .. saldırının sayısız hayat kaybıyla sonuçlanacağını açıkça gösteriyor. Cylonların deposundaki yakıtı ele geçirebilsek bile,
La información de los escáners de Pegaso dejan en claro que un ataque resultaría en la pérdida de incontables vidas.
Verilerime göre, Pegasus maksimum dolulukta yakıt taşıyor.
Según mis datos, Pegaso tiene una carga de combustible máxima
Üzgünüm. Albay, Pegasus'taki yakıtı tüm filo arasında paylaştırın.
Coronel, ejecute la tarea de distribuir el combustible de Pegaso a través de la flota.
'Galactica mekiğinden Kaptan Apollo Pegasus'a iniş izni istiyor.'
Cap. Apollo, del transbordador Galáctica, solicitando permiso para abordar Pegaso.
Pegasus'u dışarı çekerek.
Saquen a Pegaso. - Exactamente.
Albay, Pegasus'un yönetimini geri alıyorum.
Coronel, asumo el comando de Pegaso.
Savaş Yıldızı Pegasus'a inene kadar sessizliği koruyun.
Mantengan silencio hasta estar a bordo de la astronave Pegaso.
- Pegasus mu?
¿ Pegaso?
Pegasus'u öne sürerek.
Saca a Pegaso.
Ama savaşçılarımı Pegasus'a indirmek istiyorum.
Pero me gustaría aterrizar mis cazas en Pegaso.
Üs gemilerini oyalayacak geminin Pegasus olmasına karar vermiş gibisin.
Pareces haber decidido que debe ser Pegaso quien se retire y enfrente a esas naves madre.
O üs gemilerini sizden uzaklaştırmak için bu yüzden Pegasus'u seçtim.
Por eso propongo usar a Pegaso para desviar a esas naves madre de Uds.
Pegasus'a döneceğini duydum.
Me enteré de que regresas a Pegaso.
- Belki seninle Pegasus'a gelebilirim. - Hayır Cassie.
Quizá podría pasarme a Pegaso en tu transbordador.
Cain hayatta kalabileceğini düşünseydi beni Pegasus'a alırdı.
Si Cain esperara sobrevivir, me habría llevado a bordo de Pegaso.
- Pegasus'a geri dönmeliyim.
- Debo regresar a Pegaso.
Pegasus tam arkamızda yolda.
Pegaso está en camino en la retaguardia.
Sadece Galactica ve Pegasus için endişelenin.
Sólo preocúpate por Galáctica... y Pegaso.
Kalksınlar. Pegasus'a haber verin.
Ataquen, y notifique a la Pegaso.
Gemilerimiz Galactica ve Pegasus'a karşı final saldırısı için kalkışa hazır mı?
¿ Nuestras naves están listas para el ataque final contra Galáctica y Pegaso?
Durun bir dakika Galactica'ya doğru gitmiyoruz, bu Pegasus.
Espera un centon, no vamos a Galáctica, esa es Pegaso.
Bu acil tıbbi bir durum Yüzbaşı ve Pegasus daha yakında.
Es una emergencia médica, y Pegaso está más cerca.
Pegasus'ta ne işin var Yüzbaşı?
¿ Qué haces a bordo de la Pegaso?
Galactica'nın iniş pistleri hasarlı. Filomun çoğunluğu burada Pegasus'ta.
La mayoría de mi escuadrón está a bordo de la Pegaso.
Savaşçılar kalkıp Pegasus'un önüne geçtiler.
Los cazas despegaron y se forman frente a Pegaso.
Savaş Yıldızı Pegasus bize saldırmak için durmuyor.
La astronave Pegaso no se detiene a enfrentarnos.
Pegasus ve savaşçıları, savaşçılarımıza saldırmıyor.
- Pegaso y sus guerreros no se detuvieron a enfrentarse a nuestros cazas.
Galactica'nın işini bitirip Büyük Liderimizi kurtardıktan sonra Pegasus için geri döneriz.
Acabaremos con Galáctica y volveremos por Pegaso, luego de que salvemos a nuestro líder imperial.
Ama Cain, Cylonların arasından Pegasus için bir koridor açmamızı emretti.
Las órdenes de Cain son hacer un hueco entre los cylones para Pegaso.
Pegasus diye bir şey kalmayacak.
No habrá Pegaso.
Pegasus'a iniyoruz.
Abordaremos a Pegaso.
Umarım gittiğinizde Pegasus hâlâ orada olur.
Sólo espero que siga allí para cuando Uds. lleguen.
Pegasus'u yok edebiliriz.
Podemos destruir Pegaso.
Pegasus'a saldırıyı kesip Gamoray'e ilerleyin.
Sepárense de Pegaso y procedan hacia Gomoray.
- Sonra. Haydi gidip Pegasus'un durumuna bakalım.
Más tarde, abordemos a Pegaso a ver como está ella.
Pegasus ne durumda? Yangın kontrol altında mı?
¿ El incendio en Pegaso está bajo control?
Takip bilgilerimize göre Pegasus direk Cylon üs gemilerinin arasına gidiyor.
Según nuestra información de rastreo, Pegaso va en curso directo hacia las naves madre cylonas.
Pegasus iletişime geçiyor efendim.
Tenemos a Pegaso en comunicador, señor.
Bu Pegasus.
Es la Pegaso.
Albay Tigh, Pegasus'un köprüsünü siz üstlenin.
Coronel Tigh, Ud. asumirá el comando de Pegaso.