Penguin translate Spanish
106 parallel translation
Penguen ve Bn. Colyer, pistin ilerisinde Bn. Brown, Bn.
La Sra. Penguin y la Sra. Colyer van delante de la Sra. Atkins.
Warner ve Bn. Rudd hala Bay Phillips'te. Bn.
La Sra. Penguin echa a correr perseguida por la Sra. Casey.
Penguen koşuyor. Bitiş çizgisinde Bn. Casey birinci, ardından bir başla ikinci Bn.
Gana la Sra. Casey por una cabeza a la Sra. Penguin, segunda.
- Grover'a Penguen'e gittiğimizi ilet.
Chet, dile a Grover que fuimos al Penguin.
Penguin basımları ve yeni basımlar, evet.
Er, Penguin editions, ediciones nuevas, sí.
Sam Ockman, Penguin Bilgisayardan, o da ordaydı
Sam Ockman quien ahora dirige Penguin Computing estuvo allí.
Çılak penguen gördün mü bari?
¿ viste algún... Penguin desnudo?
Benim sözüm, Spencer T. Penguin.
Mío. Spencer T. Penguin.
Söylediğim şey ; adil olsun ya da olmasın anlasın ya da anlamasın, arada bir kardeşinin de penguen kulübesinde durmasına izin vermelisin tamam mı?
Lo que digo es que sea justo o no, o si ella lo entiende o no, por una vez, deberías dejar que tu hermana tenga una vuelta más larga en el Club Penguin, ¿ vale?
Ben Penguin Grup'tan Deb Rosenblatt.
Le habla Deb Rosenblatt, del Grupo Penguin.
Aslında, Penguin yayınları... Binlerce kitabı düzeltip basmışlar ve bir an gelir, bir işi o işin uzmanlarına bırakman gerekir.
En Penguin corrigen miles de libros, y llega un momento en que debes ceder ante los expertos.
Penguin yayın grubunun hoşuna gitmiş gibi görünüyor.
Al Grupo Penguin le gusta, según parece.
"Penguin Point"
Penguin Point.
Kitabından o kadar etkilendik ki Butters Penguen Yayıncılıktan Bay Niedilbaum'u okuması için çağırdık.
Estamos tan emocionados con tu libro, Butters, Que hemos traido al señor Niedilbaum de la editorial Penguin para que lo lea.
Penguin Yayıncılık'tan başka herkese göre.
Es lo peor que jamás he escrito.
Penguin Yayıncılık.
Editorial Pingüino.
Penguin Yayıncılık'taki çocuktan bile betersin.
Eres peor que ese tío de la editorial Pingüino.
Xiaoping kuşatması..
Toma de Penguin, cercado de Xiaoping
Penguen gibi gelmeyenler var.
Hay algunos de ustedes que no estuvieron allí, como Penguin.
Penguin. Alpha.
Pingüino.
Bak Polis operasyonları kullanma kılavuzunda ya da "Haftanın en psikopatları" dergisinde ne yazıyor bilmiyorum- - - "Aptallar için kuşatma" kitabı ya da "Aptallar için kuşatma" kitabı.
Mira, no sé qué dice en su Manual de Operaciones Policiales... -... o el Semanario de Cháchara Psycho. - El Libro de Asedios Penguin.
Ama sahada, işler biraz farklı.
O el Libro de Asedios Penguin, pero aquí en el lugar, es muy diferente.
Doktor Penguen'i görmem lazım.
¡ Tengo que ver al Dr. Penguin!
Doktor Penguen bu korkunç.
Dr. Penguin, es terrible.
Çok kötü durumdayım, Dr Penguen.
Realmente estoy en problemas, Dr. Penguin.
Bildiğin gibi, Penguen Yayınevi anılarını yayınlamak istiyor ama teslim tarihlerini kaçırıp duruyorsun.
Ahora, como sabes, la editorial Penguin tiene muchas ganas de publicar tus memorias, pero se te siguen pasando los plazos.
Penguen'de bize çok satan bir kitap lazım.
Mira, nos hace mucha falta un bestseller aquí en Penguin.
PINKY PENGUIN İŞ Doğru ya.
Oh, cierto.
Penguen durumunu bilmek istiyor.
Bueno, Penguin quiere una actualización de tu avance.
Alo. Penguin Yayıncılık. Tefeci değilseniz, ki bu durumda Johnny'nin Noodle Evi'sinizdir bento yemek kutumuzla ilgilenir misiniz?
Hola, Editorial Penguin, a menos que seas el usurero, en cuyo caso es La casa de los fideos de Johnny.
PENGUIN YAYINEVİ
EDITORIAL PENGUIN ¡ SE ALQUILA!
Numaranı Pinky Penguin'den aldım.
Pinky Penguin me dio tu número.
Penguin'i getir buraya.
Trae al Pingüino de vuelta aquí.
Gordon ölmeli. Bullock ölmeli. Penguin ölmeli.
Gordon debe morir, Bullock debe morir y ese pingüino debe morir, ¡ hoy mismo!
Konuşmadan. Penguin ölür, Gordon ölür, iş biter.
El pingüino muerto, Gordon muerto, punto.
Penguen.
¡ Penguin!
Bayan Mooney'e ve patronu Bay Falcone'a... saygısızlık ettiğini düşünüyorlar.
Penguin, la Srta. Mooney y su jefe el Sr. Falcone, sienten que les has faltado el respeto.
Öyle değil mi Penguin?
¿ Verdad, Penguin?
Penguen Dergisi teklifine bayıldı.
A Penguin... Le encantó la propuesta.
Umarım yazman gerekenleri Penguen'e vaktinde yollarsın.
Sé que sabes que esas páginas... se deben entregar a Penguin para la próxima semana.
- Penguen olayı...
La cosa con Penguin...
Sonra da acilen Penguen'e söz verdiğin yazıları yaz!
¡ Entonces Penguin, tiene que tener algunas páginas lo antes posible!
Sonuca gelecek olursak Penguen gerçek bir suç saçmalığını falan istemiyor ve orijinal projeyi de iptal ettiler.
Por ti. La conclusión es que... Penguin no quiere esta mierda de crimen verdadero, como te dije, y, te están sacando del... proyecto original, también.
Penguen olmayacağı kesin ama Grey Wolf'da bir arkadaşım var, bu fikre sıcak bakacaktır.
No va a ser en Penguin, pero, tengo un amigo en The Gray Wolf. Creo que aceptaría esta idea.
Penguen, buraya gel.
Penguin, ven aquí.
Dur tahmin edeyim... Küçük arkadaşın Penguen sana öldüğümü söyledi.
Déjame adivinar, tu amiguito Penguin te dijo que estaba muerta.
Görünüşe bakılırsa Penguen bunca zamandır Falcone'un adamıymış.
Resulta que Penguin ha trabajado para Falcone todo este tiempo.
Hadi Penguen'e gidelim.
Vamos al Penguin.
Penguin'de, Random House'da
En Penguin, en Random House...
- Geri dönüp Penguen'i öldüreceğime yemin ederim Butch.
- Lo juro, Butch volveré y mataré a Penguin.
Beni salak yerine mi koydun Penguen?
¿ Me has estado tomando por tonto, Penguin?