Perimortem translate Spanish
95 parallel translation
Kesinlikle ölüme yakın bir anda oluşmuş.
Definitivamente perimortem.
Gövdesinde ölüm sırasında meydana gelmiş bir morluk var ; simetrik iki çizgi.
Una contunsión Perimortem en su torso. Dos líneas simétricas.
Art kafa kemiğinde çatlak var. Ölümden önce mı sonra mı olduğu belli değil.
Los rayos x muestran una pequeña fractura lineal definitivamente perimortem.
Morluklar ölürken olmuş.
Las magulladuras aparecen perimortem.
Kesinlikle ölümden önce olmuş ;
Es definitivamente perimortem.
Sırtında kare şeklinde taze çürük var.
Un moretón perimortem en la espalda.
- Şu izleri görüyor musun? Kurşun parçaları.
Estas marcas biseladas indican una herida de bala perimortem.
Kurşun yarasını ölürken almış.
La herida de bala es perimortem.
Yaralanmaya sebep olan yeşil kemik ya ölümden önce ya da sonrasında, ona vurulduğunu gösteriyor.
La respuesta del hueso verde indica que la herida fue inflingida en forma perimortem.
Evet, ölüm sırasında, zorlamaya bağlı sivri bir cisimle oluşan açılan... yırtığı kapatmak için kullanmış.
Si, la usó para cerrar la laceración de la fuerza aguda de la herida perimortem.
Burada "perimortem ecchymosis" durumu var. artkafanın gerisinde.
tenemos un equimosis perimortem en el occipital posterior.
Kulağının etrafında hiç çürük görmedim ama ölüm civarındaki yaralar, normal ışık dalga boyunda görünmez.
No puedo ver ninguna contusión alrededor de la oreja pero los hematomas perimortem usualmente sólo son visibles bajo ciertas longitudes de onda.
Yeterli güçle, bu ölüm civarındaki yara üzengi kemiğindeki çatlağı açıklar.
Asumiendo el uso de fuerza suficiente ese hematoma perimortem explica la fractura del estribo.
Ölüm civarı bereleri.
Magulladuras perimortem.
Çürükler ölümden önce meydana gelmiş olmalı.
La contusión tuvo que producirse perimortem.
Boyunda ölüm öncesi meydana gelmiş bir berelenme. Burun deliklerinin başında sağdan açılı bir yırtık.
Contusión perimortem en el cuello... y una... laceración en el ángulo derecho de la base de la nariz.
Ölürken kafasına bir darbe yemiş.
Hubo un golpe en la cabeza perimortem.
Paryetal kemikte ölümden önce oluşmuş birçok kırık var.
Aquí está. Completa, con fracturas perimortem en el parietal.
Ölüm zamanı oluşan kırıklara dair kanıtlar var ama daha fazla kemiğimiz olana kadar bir yere varamayacağım.
Hay evidencia de fracturas perimortem pero hasta que no tenga más huesos, no podré ver un patrón.
Kurbanın kafatasında, ölüm sırasında oluşmuş parçacıkları ayıkladım.
Les pasé un hisopo a las fracturas perimortem del cráneo de la víctima.
Ölüm sırasında kafatasının alt tarafındaki kırıkların ve buna bağlı olarak belkemiğinin üst tarafındaki hasarın sebebini buldum.
Identifiqué la fractura circular perimortem en la base del cráneo y el correspondiente daño en la parte superior de la columna vertebral.
Daha sonra ölüm sonrası ve ölüm öncesi zedelenmelere ayrı ayrı renkler atadık.
Luego, le asignamos a los moretones post mortem un color distintivo y a los perimortem otro color.
Ölüm sırasında oluşan yaraları gösterir misiniz?
¿ Puedes resaltar los moretones perimortem?
Ayaktaki merkezden uzak kaval kemiğinde ölüm öncesi yaralar bulunmakta.
La tibia distal de la pierna que encontramos primero... confirma la presencia de hematomas perimortem.
Şakak ve çeper kemiklerinde, bir de kafatası kemiğinin ek yerinde ölüm sırasında oluşmuş belirgin yaralar var.
Aparentemente hay lesiones perimortem en los huesos temporal y parietal, y la sutura escamosa.
"Şakak, çeper ve kafatası ek yerlerinde ölüm sırasında oluşmuş belirgin yaralar var."
"Aparentemente hay daños perimortem en los huesos parietal y temporal y una sutura escamosa."
Beşinci, altıncı ve yedinci kaburgada, ölüm öncesi oluşmuş çatlaklar var, ve arka koltuk altında, çift taraflı.
Estas son fracturas perimortem, bilateralmente en la quinta, sexta y séptima costilla en las líneas axilares posteriores.
Kafatası kırığının yanında perimortem bir çürük var.
Hay un hematoma post mortem cerca de la fractura de depresión.
Ve renkten anladığım kadarıyla, kesinlikle ölümüne yakın bir zamanda meydana gelmiş.
y la coloración dice que son definitivamente perimortem.
Burada ölümü sırasında oluşmuş bir çürük var, fakat ölümcül olacak kadar ciddi değil
Tiene un hematoma perimortem... detrás del cuello, aquí, pero no es lo suficientemente grave para ser fatal.
Ölüm öncesi kırıkları olan kemikleri ayırdım.
He separado los huesos con fracturas perimortem.
Beşinci ve altıncı boyun omurunda ölüm öncesi oluşmuş çatlak izleri buldum.
He encontrado líneas de fractura perimortem en la quinta y la sexta vértebra cervical.
Şu anda kemikler temiz. Sağ ön kol ve dirsek kemiklerinde ölüm anına ait yaralanma kanıtlarını görebiliyorum.
Ahora que los huesos están limpios, puedo ver pruebas de heridas perimortem en la superficie cortical del cúbito y el radio derechos.
Öldükten sonra morarması gerekirdi, ama yok.
Deberían haber moretones perimortem, pero no los hay.
Kurbanın iskiyatik omurunda ölümcül olabilecek bir yara izi var.
Hay una herida perimortem en el la espina isquiática derecha de la víctima.
Derideki izler ve karbon ışıltısı, yanıkların bazılarının ölmeden önce bazılarının öldükten sonra olduğunu gösteriyor.
El patrón y el aspecto de la carbonización indican que estas quemaduras se infligieron tanto ante como perimortem.
Gövdede ve kollarda ölüm öncesi oluşmuş bir çok kemik hasarı mevcut ayrıca kafatasında da darbeye bağIı hasarlar var.
Hay abundante daño óseo perimortem en los brazos y en el torso...
Peki, belirsiz bölge ve elmacık kemiğindeki çatlat izleri, kurbanın ölüm sırasında yüz kemiklerinde travma olduğunu belirtiyor.
Bueno, las líneas de fractura de la región oscura y sobre el cigomático indican un trauma perimortem de los huesos faciales.
Ölüm anında dizkapağı ve kaval kemiklerinde sıyrıklar var.
Abrasiones perimortem en ambas rótulas y tibias.
Hemorajik lekelenmeye göre bu kesik ölüm sırasında oldu.
Las marcas de hemorragia indican que este corte se produjo perimortem.
Ayrıca sağ kaval kemiğinde ve fibulada ölüm esnasında tamamlanmamış kırıklar buldum.
También encontré fracturas parciales perimortem en la tibia anterior y en el peroné derecho.
- Ama onu mahkum edersek ölüm sırasındaki oluşan hasarı baston ile uydurmamız gerekecek.
Pero si queremos condenarle, necesitamos vincular su porra con el daño perimortem.
Ayağı incelerken, ayak bileği, topuk kemiği ve kamış kemiğindeki kılcal çatlakların farkına vardım.
Cuando examinaba el pie vi fracturas finas perimortem en el astrágalo, calcáneo y... - la parte distal del peroné.
Kafatası, kaburgalar, pelvis ve kalçadaki her iki proksimaldaki çatlaklar ölüm anında gerçekleşmiş.
Fracturas perimortem en el cráneo, las costillas, la pelvis y el borde proximal de ambos fémures.
Bir sopa ya da demir çubuk ile hasar verilmiş olabilir.
El daño perimortem podría ser de un palo de golf o una palanca.
Ayrıca yankafa çevresindeki bir yarada hemorajik lekelenme var ki bunun anlamı ölüm anına yakın zamanda olmuş.
Bueno, además también hay una mancha hemorrágica en la herida que rodea al hueso parietal, lo que significa que se produjo perimortem.
Kırıkların hangisinin ateş sıcaklığından ya da başka bir nedenden ve hangisinin ölümden önce ya da sonra olduğunu belirleyemedim.
No pude determinar cuáles fueron causados por el calor del fuego... y cuáles, si los hay, son perimortem o antemortem.
Dirsek ve ön kol kemiğinde ölüm zamanına yakın kırıklar buldum.
He encontrado fracturas en el cúbito y en el radio... - que son perimortem.
Ölmeden önce mi olmuş?
¿ Perimortem?
Ölümden önce veya sonra olduğu konusunda bir şey söyleyemem.
Es perimortem.
Güzelmiş.
Contusiones perimortem en la cara.