Pfizer translate Spanish
83 parallel translation
Pfizer'da.
En Pfizer.
Evet Pfizer'da çalışıyor. Şirket kütüphanesinde.
Tiene un trabajo en Pfizer, en una biblioteca de la compañía.
Pfizer'den müsterilerimiz.
Los Faizer.
Pfizer'de geliştirme bölümünün başındaydım.
Y fui director de desarrollo en Pfizer.
Biz yasal uyuşturucu işindeyiz. Merck, Pfizer ve diğer önemli... müvekkillerim bunun geleneksel bir savaş olmadığını biliyorlar.
Nosotros, en el negocio de drogas legal, y hablo de Merck Pfizer... y el resto de mis muy importantes clientes, nos damos cuenta que... no estamos peleando una guerra aquí con un vencedor y perdedor tradicionales.
Pfizer, ilaç üreticisi anti-tekel suçlar işledi.
Pfizer, la industria farmacéutica... Odwalla, por violar las normas de la FDA.
Selam, bugün nasılsın?
Hola. ¿ Cómo están? Somos de Pfizer.
Biz Pfizer'deniz. Sizin komşularınız.
Somos vecinos suyos.
Evet Yani sanırım, sizinle çalışmak ve Pfizer ile ve diğer ortaklığımızla burayı daha güzel bir yer yapacağız.
Trabajando juntos con ustedes y con Pfizer haremos que este lugar sea mejor.
Sonra Pfizer, ulaşım dairesi ile işbirliği yaparak bu makinaları satın aldı.
Así que Pfizer, con las autoridades de tránsito, compró estas máquinas.
Bu bir konuşma kutusu Pfizer koruması ile konuşmamızı sağlar buradan yaklaşık 500 metre uzaktadır.
Esto es una radio que nos permite hablar con el guardia de Pfizer que está a unos 500 metros.
Şimdi, Pfizer korumasını bugün görmedim ama onu çağırabilirsem göreceğim.
Hoy no vi al guardia. Lo voy a llamar.
Ancak özellikle mesai saatleri dışında bu, bir yolcunun doğrudan, yardım için Pfizer masasını aramasını sağlar.
A altas horas, esto permite que el pasajero llame al vigilante de Pfizer para pedir ayuda.
Ve sonra Pfizer koruması ulaşım polisini arar ve ulaşım polisi suç durumuna müdahele eder.
Después el guardia de Pfizer llama a la policía de tránsito y la policía responde ante un crimen.
Sadece bana ihtiyacım olanı söyle ve sonra da Faisal'a düşünmesini istediğim şeyi söylemelisin.
Sólo quiero que me diga lo que necesito saber. Luego necesito que le diga Pfizer lo que quiero que el piense.
İbo, Irena'nın muhtemelen Faisal'ın odasında olacağını söyledi.
Ivo dijo que Irena probablemente estaría en el cuarto de Pfizer todo el tiempo.
Size Pfizer'ın güzel kızlarını takdim edeyim.
Déjenme presentarles a las muy bonitas modelos de Pfizer!
Pfizer baş dönmesi, heyecan, boşanma gibi şeylerde mesuliyet kabul etmez.
Pfizer declina toda responsabilidad en caso de vértigos, o de divorcio prematuro.
O kadar çok hapım var ki Pfizer için çalışıyormuşum gibi geliyor.
He tomado tantas malditas pastillas que me siento como si trabajara para Pfizer.
Viagra Pfizer için neyse, DİA otu da bizim için o olabilirdi.
Lo que Viagra fue para Pfeizer la hierba MILF podría haber sido para nosotros.
Mesela Pfizer bebeği yapmak istemez misin?
, No sé, ¿ Una muñequita Pfizer?
Pfizer üretiyor.
Pfizer la hace.
Pfizer'da genel müdür yardımcısı.
Es vicepresidente en Pfizer. Le dije a Jamie :
Sabah Pfizer'daki adamı ararım.
Llamaré al tipo del Pfizer mañana.
Pfizer'e hoş geldiniz!
¡ Bienvenido a Pfizer!
Unutma Pfizer onu mutlu ediyor.
- Recuerda, Pfizer mejora la vida. - Bueno.
O da hastalarını mutlu ediyor.
Pfizer hace más felices a sus pacientes...
Jamie Randall. Pfizer'dan.
Doctor, soy Jamie Randall, de Pfizer.
Pfizer'in özel ders alma politikası.
Para una práctica para Pfizer.
Pfizer'in özel ders alma politikası ile sizi takip edip, sizden ders alacağım.
Es una práctica especial de Pfizer para que yo lo acompañe.
Evet. Çünkü altı tane nöroloğa göründüğünü söyledi. Pfizer'ın yeni bir Parkinson ilacı var.
Sí, porque mencionó como a seis neurólogos y Pfizer presentará una nueva medicación para el Parkinson y quiero hablar con todos ellos y ganar mucho dinero Srta. Metereta.
Pfizer sikiş ilacı yapıyor.
Pfizer hace una droga para coger.
Pfizer çok gururlanıyor olmalı.
- Pfizer debe estar hinchado de orgullo. - Voy a detenerte.
Pfizer, elin nasıl oldu?
Pfizer, ¿ cómo está tu puño?
Bu yetenekli genç adam da Pfizer'dan.
Stan, éste es un joven brillante de Pfizer.
Viagra, bu ufak hap, üretici olan ilaç devi Pfizer için altın madenine dönüştü.
Viagra, la pastillita que comenzó la fiebre del oro para su fabricante el laboratorio Pfizer.
Ben dahiliyeciyim.
Pfizer, soy un médico clínico.
Pfizer, sen iyi bir çocuksun.
Pfizer, eres un buen tipo.
Ayrıca Pfizer hisselerim de yüzde kırk arttı.
Además, mis acciones de Pfizer subieron el 40 %.
Pfizer ve Merck'te kullanılanlarla aynı kalitede bu.
En Pfizer, en Merck, esa unidad estaría como pez en el agua.
Bir Pfizer, Amgen ya da Merck olmadığın sürece yeni bir ilaç geliştirmenin ne kadar zor olduğunu biliyor musun?
¿ Tienes idea de lo difícil que es desarrollar un nuevo fármaco si no eres Pfizer, Amgen o Merck?
Novax, yeni ilaçlar geliştirme konusunda Pfizer'la savaşıyor.
Novax está luchando contra Pzifer en el desarrollo de nuevas drogas.
Ama devam etmeden önce, biliyorum ki Galweather, Pfizer için de danışmanlık yapıyor.
Pero antes de seguir adelante, Se que Galweather hace mucha consultoría para Pfizer.
Pfizer'ın en çok satan ilâcı bu.
Es la medicina número uno en ventas de Pfizer.
Pfizer'dan.
En Pfizer.
Pfizer'ın Galweather'la 10 milyon dolarlık anlaşması var.
Pfizer tiene una cuenta de 10 millones de dólares con Galweather.
Todd Walton, Pfizer'daki anlaşma temsilcin?
¿ Todd Walton, tu representante de cuentas en Pfizer?
Pfizer mı?
¿ Pfizer?
K. Warren ve MetroCapital ile olan tek kendini kurtarma şansı Pfizer'la atlamaktı!
¡ Y cualquier oportunidad que tenías de salvarte el culo con K. Warren y MetroCapital se ha ido por el desagüe con Pfizer!
Diyelim ki öyle? O zaman'Hangi müvekkilimin peşindesin? 'derdim çünkü Pfizer'ı alamayacağını ikimiz de biliyoruz.
Diría : "¿ Cuál de mis clientes buscas?", porque ambos sabemos que no puedes tener a Pfizer.
Pfizer'da çalışıyorum.
Trabajo en Pfizer, en la ciudad...