Pies translate Spanish
18,936 parallel translation
İçeri girmeden önce ayağınızı silin.
Debes limpiarte los pies para entrar.
- Ayağım acıyor.
- Me duelen los pies.
Ayak masajını kim yapıyor?
¿ Quién está de guardia para un masaje de pies?
Ayak masajı, hadi.
Masaje de pies, vamos.
Tanrım, burada gerçeği gören bir tek ben miyim?
¿ Soy el único con los pies en la tierra?
Ördek ayaklarından rahatsız mısın?
- ¿ No estás seguro de los pies de pato?
Ördek ayakları çok iyi görünüyor, dostum.
Los pies de pato se ven muy bien.
I'll sweep you off your feet No need to be crude
Me barreré a tus pies No hay que ser mezquino
- Ayaklar çabuk, çabuk, ayaklar hızlı!
¡ Pies rápidos, pies rápidos, pies rápidos!
Hadi ayaklar çabuk.
Vamos, pies rápidos.
Daha hızlı ayaklara ihtiyacım var.
Necesito pies rápidos.
Bu sadece ayaklarla ilgili.
Y tamaño, se trata de trabajo de pies.
İşte bu, Kımıldat şu ayaklarını.
Eso es, mueve esos pies.
Şu ayaklarını kımıldat.
Mueva los pies.
â ™ ª Arkansas geçilmez â ™ ª â ™ ª Tırnaklarınızla Razorbacks'ı finale â ™ ª â ™ ª Tüm gücünüzle devam edin â ™ ª â ™ ª A-R-K-A-N-S-A-S için Arkansas â ™ ª â ™ ª savaşın savaşın savaşın â ™ ª
♪ Arkansas nunca cederá ♪ ♪ En los dedos de los pies Razorbacks hasta el final ♪ ♪ Y seguir con todas tus fuerzas ♪
Ayağım önüne gelmeseydi hiçbir şeyi düşürmeyecektin ki.
No habrías dejado caer nada, si no fuera porque mis pies se interponían en el camino.
Şeytanlar yeraltındaki Cehennem'den gelmez. Hayır.
Los demonios no vienen del infierno bajo nuestros pies.
O otelde 5 adım atamadan ölürsün.
No vas a llegar a 25 pies en ese hotel maldito.
Tuzlu sulu öpücükler Parmak arasındaki sıcak kumlar
Besos de agua salada y la arena caliente... entre los dedos de los pies.
10.000 metreküp basınçlı suyun... giriş tünellerini kapamasıyla yıkıldı bak, tesla sadece dizaynlarını ikiye bölmedi... dizaynların nasıl birleştiğini de gizledi bak, tıpkı bu gemi grafikleri gibi doğru gibi görünüyor değil mi?
¿ Que hay de la planta de energía en el Niagara? Colapso con 10,000 pies cúbicos de agua corriendo... bloqueando el acceso a los túneles. Mira, Tesla, no solo partió sus diseños a la mitad... disfrazo los diseños al momento de unirlos.
Zira yerin 6 metre altına gömülmüştü.
Porque estaba bajo 20 pies de escombros.
Baş başparmak falan falan mı yatmamız gerekiyor?
¿ tendriamos que dormir cabeza con pies?
- Güzel. Ayaklarım acıyordu.
Me dolían los pies.
Biliyor musun, tek yapman gereken, ayaklarımı kesmek gibidir. Ve hareket etmeyi bırakırsınız.
Solo hay que dejar de mover los pies, así es como se detiene.
Ayağımı kafana takma.
No te preocupes por mis pies.
Aynısının ayaklarına da saplandığını düşün.
Y luego que te perforaran los pies.
Hız 370 km, irtifa 860 metre.
Velocidad y altitud : 200 nudos, a 2.818 pies.
Ayaklar önde.
Primero los pies.
Çift motor kaybı 850 metrede oldu ve ardından 155 kişi ile suya iniş yapıldı.
Tuvimos una falla doble de motor a 2.800 pies seguida de un amerizaje con 155 almas a bordo.
Yükseklik 75 metre.
Doscientos cincuenta pies en el aire.
Rahatça istemezler, Ayaklarımı lavaboda yıkamazlar.
Amablemente se les pide que no se laven los pies en el lavabo.
Ön kapı 10 metre uzakta ama yine de oraya gitmeye çalışmamış.
La puerta principal está a 30 pies de distancia... sin embargo, él no trató de llegar allí.
- Ayak tırnaklarında da var.
Está debajo de sus uñas de los pies, también. Sí.
İki kız, elleri ve ayakları sıkıca bağlanmıştı kaçmasınlar diye.
Dos chicas... manos y pies... atados firmemente... para evitar que huyeran.
Maksimum boyutta, anne filin rahmi 25 kübik feete genişleyebilir.
A su máximo el útero de la madre se expande hasta 25 pies cúbicos.
İşaretli yere geç.
Coloca tus pies en la marca.
"Gece gök morsa, ayak kremimi kim aldı? " Ayak kremimi istiyorum. "
cielo purpura en la noche, quien tomó mi crema para los pies la necesito! "
Ayakların için.
Para los pies.
Ayak parmakları uyuşturuyor.
Te adormece los dedos de los pies.
- Hey, ayağa kalk.
- De pies.
Ayaklarım şişti ve bu çantalar da, kurşun gibi ağırlaştı.
Me duelen los pies, estas bolsas pesan como plomo.
Senin ayakların yerden kesilmiş, hemen yere geri dön.
¿ Por qué no pones los pies en la tierra ahora?
Haydi ama, sakın bir daha parmaklayıcılık yapma.
Eres un lambedor de pies.
Ama Sid Kapoor onun ayaklarının altından kırmızı halıyı çekti.
Pero hoy la entrada de Sid Kapoor hizo temblar el suelo debajo de sus pies.
60 ayak, sıkı ve kararlı tutun.
Mantenlo a 60 pies, firme y constante.
Bir inşaat vincinden 60 metre yükseklikte asılma görevi verdiler.
Nos retaron a colgarnos de una... grúa de construcción a 200 pies en el aire.
Doktor, başını tutun, ben de ayaklarını.
Doctor, tome su cabeza, yo tomo sus pies.
Ayakların pedallara basabiliyor mu?
De acuerdo. ¿ Tus pies tocan los pedales?
Kahrolası düz ayak kedi pislik pisliği.
Maldito imbécil maricón pies planos de mierda.
Oha!
¡ Sostén mis pies, Skozz!
Hayal edebiliyor musun?
Tus pies. ¿ Te lo imaginas?