Pilar translate Spanish
966 parallel translation
Işık sütunları pozisyon değiştiriyor!
Se ha transformado en un pilar de luz. ¡ Su energía se está disparando! Se ha transformado en un pilar de luz.
Ben Pilar Herrera.
Soy Pilar Herrera.
Pilar'dı, değil mi?
Pilar, ¿ verdad?
Pilar.
¿ Pilar?
Tommy, Pilar'a nasıl hissettiğini söyle.
Entonces, Tommy, dice a Pilar cómo te sientes.
en kuvvetli destekçi Vatikan'ın cephesinde
Imágenes de su más firme pilar, el Vaticano.
İşte o zaman, Partide en itaatkar olan bizler... Nasyonal Sosyalist düşüncenin en yüksek simgeleri olacağız... sonra Parti, Alman halkının ve Reich'ın... ebedi ve yenilmez sütununu yaratacaktır.
Sólo luego, si nosotros en el Partido con nuestra más dócil diligencia llegamos a ser la mas alta encarnación del pensamiento nacionalsocialista.... entonces el Partido se materializará como un eterno e indestructible pilar del Pueblo alemán y del Imperio.
Tutukluların çoğu tekrar yakalandı, beni onlar kurtardı, onlar ve Pilar.
A muchos les volvieron a coger, pero ellos me salvaron. Ellos y Pilar.
Pablo'nun karısı. Pilar.
La mujer de Pablo, Pilar.
Fakat Pilar gerçekten çok barbar.
Pero Pilar... ¡ Es tremenda!
Bu yoldaşa senin ne kadar iyi kalpli olduğunu söylüyordum, Pilar.
Le estaba contando a este camarada lo amable que eres, Pilar.
Pilar!
¡ Pilar!
Ben de, Pilar.
Lo mismo digo, Pilar.
Bunu bana Pilar söylemişti.
Pilar me lo ha dicho.
Pilar'ı kendime düşman yapmak istemem.
¿ Y que Pilar se pusiera en mi contra?
Ben Pilar'la El Sordo'ya gidiyorum.
Voy a ir con Pilar a ver al Sordo.
Yiyecek bir şey var mı, Pilar?
¿ Hay comida, Pilar?
Söylentiler benim gibi birini pek telaşa düşürmez, Pilar.
A un hombre como yo no le inquietan los rumores, Pilar.
Fakat son ikisi sadece birer dedikodu, Pilar.
Pero los dos últimos, Pilar, son sólo rumores.
- Haydi gidelim, Pilar.
- Vamos, Pilar.
- Tamam, Pilar, merak etme.
- Muy bien, Pilar.
Selam, Pilar!
¡ Hola, Pilar!
Dalga geçme, Pilar!
No te burles, Pilar.
O kadar zalim olma, Pilar!
¡ No seas tan bruta, Pilar!
Dinlen, Pilar.
¡ Descansa, Pilar!
Pilar, bekle!
¡ Pilar, espera!
- Pilar!
- ¡ Pilar!
Pilar bunu biliyor.
Pilar lo sabe.
Baksana, Pilar!
¡ Mira, Pilar!
Hoşuna gitti mi, Pilar?
¿ Qué te parece, Pilar?
Pilar, bana yiyecek bir şey getir!
¡ Pilar, tráeme algo caliente de comer!
Pilar'ın bu işle bir ilgisi yok.
Pilar no tiene nada que ver.
Pilar?
¿ Pilar?
Sen ne diyorsun, Pilar?
¿ Tú qué dices, Pilar?
Pilar, ona El Sordo'nun yol göstereceğini söyle.
Pilar, dile que el Sordo nos guiará.
Pilar, sözümü bitirmeme izin vermedin.
Pilar, no habéis dejado que termine.
Şapkası başından düşünce Pablo "Pilar bu çok nazik", senin gibi bir kadının önünde şapkasını çıkartıyor " dedi.
Se le cayó el sombrero y Pablo dijo : "Pilar, es muy educado. ¡ Se quita el sombrero ante una mujer como tú!"
" Pilar, o şapkayı takmak hoş değil.
" Pilar, eso es de mal gusto.
"Neyin var, Pilar?" diye sordular.
"¿ Qué te pasa, Pilar?", me preguntaron.
Pilar'ı ve adamlarımı yüzüstü bırakamam.
No puedo desertar de Pilar y mi gente.
- Dalavere değil, Pilar.
- Ningún truco, Pilar.
Pilar eşyaları toplasın.
Pilar tiene que hacer el equipaje.
Pilar.
Esa Pilar.
Onun elinden ne gelirdi ki?
¿ Qué podría hacer Pilar?
Merhaba, Pilar.
Hola, Pilar.
Selam, Pilar!
¡ Salud, Pilar!
Yemek yok mu?
¿ No hay comida, Pilar?
- Mağaraya git, Pilar, köprü için her şeyi hazırla ve sonra da uyu biraz.
- Volved a la cueva. Pilar, prepáralo todo para el puente. Y dormid algo.
Senin mi, yoks Pilar'ın mı fikri?
¿ Ha sido idea tuya o de Pilar?
Hedeften yayılan ışık sütunları tespit edildi!
Confirmando pilar de luz del objetivo.
Nerdeydin, Pilar?
¿ Dónde estabas?