Planes translate Spanish
14,029 parallel translation
Tanrı sizde muhteşem bir hizmetkâr bulurdu ama başka planları olduğunu hissediyorum.
Y Dios habría encontrado un gran servidor en vos, pero siento que tiene otros planes.
Benim aracımın ve Yüzbaşı Lautz'un aracının pusuya düşürüldüğü günkü yolculuk güzergahına ve terörist Yahudi'nin sözüm ona boğazını kestiği hücreye erişimin vardı.
Y usted... tenía acceso a mis planes de ruta y del hauptsturmführer Lautz. el día que nos tendieron la emboscada y a la celda donde el terrorista semita presuntamente se rebanó el pescuezo.
İşlerinize engel olduğunu düşündünüz, benim için yaptığınız planları bozduğunu... - Sonra da öldürdünüz onu.
Decidiste que se estaba entrometiendo, liquidando tus planes para mí, así que la mataste.
Abimin Çeçenistan'a geri dönme planları yaptığını biliyorum.
Sé que mi hermano hizo planes para llevarlo a Chechenia.
Onun için başka planlarımız var.
Tenemos otros planes para él.
Neyse, tüm tedarikçilerle konuştum ve hiçbiri iri yarı, güçlü, tehdit edici görünmeyen ve yakın zamanda terk edilip planlarını iptal eden bir kadın hatırlamıyor.
Bueno, he hablado con todos los vendedores y ninguno recuerda a una mujer alta y fuerte inofensiva a la que recientemente dejase su prometido y que por eso tuviera que cancelar todos sus planes.
Louis'ın tahtı ele geçirme planlarına asla dahil olmadım.
Nunca estuve involucrado en los planes de Luís para apoderarse del trono.
Francis birlikteliğimizi yasakladığından birlikte olduğumuzda asıl planın ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
Quiero saber cuáles son tus planes sobre cuándo podremos estar juntos, dado que Francisco ha prohibido nuestra unión.
Plan değişikliği.
Cambio de planes.
Ve böyle söylemen bana, bu şeyle plân yapmayı ne kadar çok sevdiğini hatırlattı.
Y la manera como lo dijiste, me hizo reflexionar sobre cómo te gusta hacer planes con esto.
Artık planlarımızın gerçekleşebileceğini biliyoruz.
Ahora sabemos que nuestros planes pueden hacerse realidad.
Bilirsin, umarım bu sizin Laurenle olan planlarınızı etkilemez.
Con suerte no impacte tus planes con Lauren.
I'm already hanging out with someone else on the weekend.
Tengo planes con alguien este fin de semana.
Birlikte büyük planlarımız var ve sen onların parçası değilsin.
Él y yo tenemos grandes planes y tú no formas parte de ellos.
Uzun zamandır planlanan şeyler meyvelerini vermeye başladı.
Los planes de gestación han evolucionado Y están dando fruto al mismo tiempo.
Bu gece Vegas'tan ayrılacak bütün özel hava yollarını, özel uçuşları kontrol et.
Comprueba todos los planes de vuelo que salen de la zona de las Vegas, cualquier cosa que salga esta noche, aviones privados que salgan de pistas de aterrizaje privadas.
Dinle, tatlım. Planda bir değişiklik oldu.
Escucha, cariño, ha habido un cambio de planes.
Üzgünüm. Planların mı vardı?
Lo siento. ¿ Tienes planes?
= = Çeviri : Ömer YILMAZ _ 71 Goldbergon = = twitter : @ omerylmaz71 @ GoldbergonSub Aslında Williams tekrar ayağa kalktığında çok mutlu olacağım.
- Los planes mejor pensados - De hecho... me alegraré mucho cuando Williams vuelva a estar en pie, así podré conducir
Lafı gelmişken, akşama bir planın var mı?
Hablando de lo cual, ¿ tienes planes para esta noche?
Planlarda değişiklik!
Cambio de planes.
- Sly'ın gönderdiği planlara göre kuzey kulesinden gitmemiz gerek.
De acuerdo con los planes de Sly enviados, nos gustaría ir a través de la torre del este.
Cabe'le çıkacağız.
Tengo planes con Cabe.
Önsuç sona ermeden önce hükümetin bizim için daha büyük planları vardı.
Bueno, antes de que terminara Precrimen, el Gobierno tenía planes más grandes para nosotros.
Haklısın... yıllarca yapılan araştırma, mahvoldu!
Claro que lo tenemos... ¡ años de planes, investigación, arruinados!
Niyetleri beslenmekmiş.
Sus planes son alimentarse.
Planlarım vardı ama...
Bueno, tengo planes, pero...
Umarım önümüzdeki iki saat boyunca işiniz yoktur.
- Impresora de tejidos. Espero que no tengas planes para las próximas dos horas.
- Murphy'nin zombi ordusu planı çok fena boka sardı. - Evet.
¿ Los planes de Murphy de un ejército zombi han salido fatal?
Mike Tyson ne söylerdi biliyor musun?
¿ Sabes lo que dice Mike Tyson sobre los planes?
Çok isterdim ama, diğer stajyerlerle plan yapmıştık.
Me encantaría, pero hice planes con los otros residentes.
Planların mı var?
¿ Tienes planes?
İçtenlikle şüpheliyim.
Sinceramente dudo. Mi hijo miró en el medio ambiente estudio de impacto realizado para sus planes.
Bu rüzgar çiftliği için planlarını revize etmek bir rehin Siyah taçlandırılmış sincap maymunu korumak için.
Es una promesa de revisar sus planes para el parque eólico con el fin de proteger el coronada mono ardilla negro.
Belki bu gece toplanmak için bir plan yaparız.
Podríamos hacer planes para reunirnos esta noche un rato.
Önsuç sona erdiğinde Federallerin bizim için planları vardı.
Los federales tenían planes para nosotros cuando Precrime cerró.
Benim planım yok mu sanıyorsun?
¿ Crees que nunca tengo planes?
- Planları var.
Tienen planes.
Gracie'nin farklı planları mı var?
¿ Gracie ha hecho otros planes?
Charlie'yle planların mı var?
¿ Tienes planes con Charlie?
Davet için teşekkür ederim ama planlarım var.
Gracias por la invitacion, pero he-he consiguió planes.
Daha acil yemek planlarına gelirsek...
Hablando de tus planes más inmediatos para cenar...
ve haklısın, planlarım var.
Tienes razón. Tengo planes.
Yanlış planlar.
Malos planes.
Şüpheli programlarını biliyor olmalı.
Eso habla de lo que conoce el sudes sus planes.
- Başka planlarım var.
Tengo, uh, planes.
Sanırım bugünkü roketle çalışma planların raydan çıktı.
Supongo que sus planes para trabajar en el cohete de hoy se descarriló.
Programda küçük bir değişiklik olacak.
Un pequeño cambio de planes.
Planlar değişti.
Cambio de planes.
Dolandırmadan söylüyorum efendim Tenebrae'nin planlarını öğrenmek için eşsiz bir fırsat yakaladık.
Le estoy diciendo, señor, que tenemos una oportunidad única para averiguar los planes de Tenebrae.
Güzel planlarımız vardı ama şuna bak.
Tenemos grandes planes y ahora esto.