Poliçe translate Spanish
440 parallel translation
Ya da primleri ödenmiş poliçe ile ölüm anında hak sahipleri...
O puede solicitar una póliza normal... y al morir, sus herederos- -
Ufak bir poliçe almak istemez miydiniz?
¿ Les interesaría una póliza?
- Kaç paralık poliçe?
- ¿ Una póliza de cuánto?
Poliçe eksik zannettim ama buldum.
Pensé que faltaba una póliza, pero ya la encontré.
Eee, poliçe ile ilgili bayan... Rahatsız ettiğim için çok affedersiniz ama...
Respecto a la póliza, disculpe las molestias, pero...
Çok cezp edici bir poliçe düzenledik.
Una póliza muy ventajosa.
Bu nasıl bir kıyafet? Sigortacı mıyız yoksa aptallara poliçe yazan bir avuç ahmak amatör mü?
¿ Qué clase de compañía es esta, una pandilla de aficionados que firman pólizas con delincuentes?
O bilmeden poliçe yapacaksın firma ise onun bilmediğini bilmeyecek. Güzel dalavere değil mi?
Quiere que se haga un seguro sin enterarse y sin que la compañía esté al tanto, ¿ no es así?
Yeni poliçe gönderilinceye kadar geçerli olacak.
Estará a cubierto hasta las nuevas.
Bu poliçe bize çok pahalıya mal olabilir.
Esta póliza puede salirnos cara.
Poliçe muhtemelen kişisel eşyalarının arasındadır.
Seguramente la encontrará entre sus documentos.
Poliçe değerinin bir kısmına..
Una parte de la póliza.
Poliçe tam olarak yüzbin sterlinin üstündeydi.
- Las pólizas son más de 100.000 libras.
Her zamanki gibi haftalık poliçe parasını almaya uğradım. Ne oldu dersiniz?
Bueno..., adivine con qué me he encontrado cuando he ido a su casa a cobrar su cuota semanal...
Hayat sigortam var. 15.000 dolarlık poliçe.
Tengo un seguro de vida, una póliza de 15.000 dólares.
Poliçe konusunda hiçbir şey bilmiyorum. Beni yalnız bırak!
No sé nada de un seguro.
Poliçe onaylandı, ertesi gün Nick'e rastladın ve bir de ne göresin?
Y el día que se lo concedieron, usted se encontró a Nick y ¿ qué pensó?
Poliçe. Ceza kanunun 974. maddesinin ihlali.
Estás violando el artículo 974 del código penal.
Poliçe-Rakam dolandırıcılığı. İşimi dürüst ve saygın bir şekilde yapıyorum!
Llevo mi negocio de una forma respetable.
İnsanlar haftalık sigorta primini yatırmak yerine rakamlar üzerine bahse girdiği için bu dolandırıcılığa "poliçe" diyorlar.
El dinero que esos imbéciles deberían destinar a algo tan importante... como el pago del plazo de su póliza... de seguros es lo que te da de vivir.
Bu yüzden adı Poliçe. Nedeni bu, bu yüzden böyle deniyor.
¡ Esa es la realidad!
Ama sonuçta hepsi aynı, hepsi poliçe!
Pero en el fondo todo es lo mismo.
Bir poliçe bankasını ihbar etmek istiyorum.
Quiero denunciar la existencia de un banco de apuestas.
- Poliçe.
A la póliza.
Hey, poliçe hakkında düşündünüz mü, ha?
Hey, Piensen sobre la póliza, Ok?
Poliçe hakkında düşündük ve yaptırmaya karar verdik.
La póliza - Lo hemos pensado... Y la tomaremos.
Ama kredi için poliçe hamilinin imzası gerek.
Por supuesto, para el préstamo en sí, necesitamos la firma del titular.
50.000 dolarlık poliçe düzenlettikten altı hafta sonra tam da zamanında ölmesi sana birazcık bile garip gelmedi mi?
¿ No Ie extrañó que muriese 6 semanas después de firmarse... una póliza de seguros de 50 mil dólares?
Howard Fieldstone adına 50.000 dolarlık poliçe isteğini içeren bir mektup.
Una carta solicitando un seguro de vida de 50 mil dólares... a nombre de Howard FieIdstone.
Sigorta şirketimin kendisi için 100 bin dolarlık bir poliçe yapacak.
Bien, mi compañía de seguros tiene una póliza contratada con ella... de 100.000 dólares.
Ama poliçe henüz işleme konmamıştı.
Pero la póliza no estaba en vigencia.
Oyunculara birkaç poliçe satarım.
¿ Para venderles un par de pólizas a los actores?
Aklıma gelmişken, geçen gün Harry Jameson'a poliçe sattım.
Eso me recuerda algo, el otro día vendí una póliza a Harry Jameson.
Staten Island'da birisine poliçe gösteriyordum ve 90 dolara güzel bir bulaşık makinası vardı. Eğer bulaşık makinasını almazsam poliçeyi almayacağını ima etti. Poliçeyi Prudential'dan satın aldı.
Le estaba vendiendo una póliza a alguien en Staten Island y tenía un lavavajillas magnífico por $ 90 y me dio a entender que si no lo compraba, no contrataría la póliza, la contrataría con Prudential.
Şirketiniz onlara bir poliçe düzenledi?
- ¿ Su compañía les dio una póliza?
Poliçe konusunu tamamıyla unutmuştum.
Había olvidado la póliza por completo.
Şey... Şirketim ölmeden kısa bir süre önce Bay Papadakis için ev, iş, arabayı içeren 25.000 dolar değerinde bir poliçe hazırladı.
Bueno hemos emitido una póliza de $ 25,000 hogar, negocio, auto al Sr. Nick Papadakis poco antes de su muerte.
Poliçe 1 milyon dolarlık.
Es una póliza de 1 millón de dólares.
- Poliçe artık ödenebilir durumda.
Bien. Pues tendrán que pagar.
# Köşede erkete. "La Police qui passe" ( Polis geçiyor ).
Mirando la esquina pasa la policía.
Emniyet Müdürlüğü mü? Police Department?
Quiero informar de un atraco.
Police. Jacques?
¿ Jacques?
Polis Şefi...
Head of the Police...
Almanlar ihbar etmedi ; bunu kötü Fransız insanı yaptı. Hiç intikam alma hırsına kapıldınız mı?
Recuerdo un día en el cuartel de la policía de Clermont Police, un tío me dijo, " ¿ Quieres vengarte?
[Konuşmalar ] [ Police radyosu] D47-8-9 burada.
Aquí 2479. 2479.
Wilson Hargreave'den, Chicago Polis Bürosu'ndan.
Es de Wilson Hargreave, del Chicago Police Bureau.
- İsmim size bir şey ifade etmez. Chicago Polis Bürosu Şefi Wilson Hargreave, şüphe üzerine bilgi verdi.
Mi nombre no significaría nada para usted, aunque sospecho que el de Wilson Hargreave... del Chicago Police Department, sí.
Police'in konserine bilet kalmadı mı dedin?
¿ No quedan entradas para los Police?
Boy George ya da Police konseri?
¿ Qué hay de Boy George? ¿ Los Police?
Pekiyi, ya "Polis" i? - Ne olmuş polise?
Y " "The Police" ", " "La Policía" ".
Police don't like us much.
A la Policía no le gustamos.