Princeton translate Spanish
870 parallel translation
- Babanın Princeton'lı olduğunu söylememiş miydin?
- ¿ Tu padre no se graduó en Princeton?
Bir gün Yale, Princeton'la oynuyormuş ve topla beraber Princeton 2 metre koşmuş, Yale'in eli ayağı dolanmış.
Parece que un día jugaban Princeton y Yale... y que la pelota estaba cerca de la marca de gol de Princeton y Yale la dejó caer.
Babamın Princeton'daki bir anısını anlatıyorum. Hatırlasana...
Contaba una historia de cuando papá estudiaba en Princeton. ¿ Recuerdas...?
Moruk, Princeton'u severdi.
Papi adoraba Princeton.
Princeton'dan Profesör Einstein geldi.
El Profesor Einstein acaba de llegar de Princeton
Princeton'dan mezun olduğumda 13 yaşındaydım.
Me gradué en Princeton a los 13.
Karakterim hakkında bilgiyi Rockefeller Vakfı ve kendi üniversitem olan Princeton'ın başkanı ile bağlantıya geçerek alabilirsiniz.
Para certificar mi buena conducta... contacte al director de la Fundación Rockefeller... y al presidente de Princeton, mi universidad.
Rockefeller Vakfı ve Princeton Üniversitesi'ni kim yolundan çevirebilir?
¿ Quién parará a la Fundación Rockefeller y la Universidad de Princeton?
Harvard, Yale, Princeton, Cornell, İsviçre.
Harvard, Yale, Princeton, Cornell, Suiza.
Princeton kataloğum.
Es mi catálogo de Princeton.
Sayın Bay Truett : Princeton'a gidecek ağabeyimiz Alonzo'nun şerefine cumartesi düzenlenecek partiye teşrif etmenizi dilerim.
Querido Sr. Truett : está invitado a la fiesta del próximo sábado en honor a nuestro hermano Alonzo que se va a Princeton.
Evet, efendim, Princeton harika bir okuldur. Harika bir okul.
Sí, señor, Princeton es una universidad única.
Parayı düşünmeliyim, Lon, Princeton'a gidecek, Rose üniversiteye.
Me preocupo por el dinero, con Lon en Princeton y Rose a punto de ir.
Karın ve üç çocuğun var. Oğlun Princeton'a gidiyor.
Tienes esposa e hijos, y uno estudia en Princeton.
Princeton'da kullanırım.
La usaré en Princeton.
- Herkes Princeton olduğunu sanıyor.
- Todos creen que es Princeton.
1941 Princeton mezunu...
Princeton, 1941...
Steve, Keefer'a haber ver ve Tom'a söyle zamanı varsa - - Bu Princeton Kaplanıyla diğer astsubaya gemiyi gezdirsin.
Steve, póngale en Comunicaciones, y que Tom enseñe a este Tigre de Princeton los secretos del barco.
Princeton mezunusun, değil mi?
No estuviste en Princeton?
Ben hukuk öğrencisiyken, bay Keefer hikayeler yazarken, ve Willie henüz Princeton'da vasat bir öğrenciyken bu ülkeyi bizim için kim bekliyordu dersiniz?
Cuando estudiaba leyes, y el Sr. Keefer escribía sus historias, y usted jugaba a rugby en el equipo del Princeton, quién cree que vigilaba este gran país nuestro? Nosotros?
Akıl verme işleri nasıl gidiyor?
¿ Cómo está Princeton 1928?
Princeton'da okuyan bir oğlum var.
Tengo un hijo en Princeton.
Princeton'da havacılık ve pratik Fransızca öğrenirken.
Estudiaba aeronáutica y francés en Princeton.
Aynı Princeton'da yaptıkları gibi.
Como en Princeton.
Princeton'daki ilk yılımdı.
Era mi primer año en Princeton.
Harvardizm, Yaleizm, Princetonizm de benden nefret eder!
Y los que más me odian de todos son los de Harvard, los de Yale y los de Princeton.
Herkese oğlunun Princeton'da okuyacağını ilan edebilirsin.
¿ Para presumir que va a Princeton?
Princeton'da saygın ama alçakgönüllü bir ekonomi profesörüydün.
Eras un humilde, pero respetado profesor de economía en Princeton.
- Ne? Ancak belli bir noktaya gelirsem kendimde yeniden Princeton'a dönme cesaretini bulabilirim.
Justo cuando estoy a punto de juntar valor para volver a Princeton.
Roger, Princeton'a gidecek bir mektubun yok muydu?
Roger, ¿ no debes hacer una carta a Princeton?
Princeton Üniversitesi Ekonomi Bölümü Dekanı'na yazılacak.
Para el Decano del Departamento de Economía, de la Universidad de Princeton.
Hatırla, onları birbirimize Princeton'daki çiftler turnuvasını kazandıktan sonra vermiştik.
"¿ Recuerdas? Fue un regalo mutuo después de ganar el doble en Princeton"
Princeton mezunu olduğumu biliyor muydun?
¿ Sabes que me gradué en Princeton?
Princeton'da bir çalışma yürütülüyor.
Hay un estudio de la Universidad de Princeton.
Hatırlıyor musun? Princeton'da bir laboratuardaydık. Pencereden fırtınayı seyrediyorduk.
Trabajábamos en un laboratorio de Princeton... y estábamos en la ventana admirando una tormenta.
Princeton'da yaşarmış, biliyor muydun?
¿ Sabías que vivía en Princeton?
Sanırım o Princeton'a gitmişti.
Creo que fue en Princeton.
Evet Princeton, haklısınız. İsterseniz önce biraz dinlenin, bir şeyler yiyin. Sonra çocuklardan biri size etrafı gezdirir.
Oh sí, Princeton, correcto tall vez quiera descansar un poco, tal vez quiera algo de comer entonces uno de los muchachos lo llevara
- Onun sağ kolu olan adama. Princeton'dan Jerry Berman diye biri.
- Su mano derecha... un tipo llamado Jerry Berman, de Princeton.
Bob Blair, Princeton'daki büyük adam.
Bob Blair, el gran operador de Princeton.
Princeton'dan bir paleontolog.
Paleontólogo de Princeton.
Princeton'da ve Hollywood'da starlar var.
Hay algunas estrellas en Princeton y Hollywood.
Princeton Üniversitesi tarih kürsüsünde bir sandalyesi var.
Tiene una cátedra de historia en Princeton
- Princeton'da Doğu Karmasına mı girdin?
- ¿ Jugaste para Princeton?
Sanırım artık hiç kimse Princeton'a gitmek istemiyor.
Ya nadie quiere ir a Princeton.
Bence bu Princeton'ı reddedişleri olabilir.
Yo diría que no dice mucho a favor de Princeton.
- Hepsi bu mu? Cambridge'den doktoralı, Princeton'da İleri Araştırma Enstitüsü'nde çalışıyor.
Doctorado de Princeton, vía Cambridge.
Yarım kıçlı Princeton münazara topluluğu mu?
¿ La sociedad de debates Princeton?
Eğer bi daha uzaklaştırma alırsan, Princeton bursuna elveda dersin ona göre.
Pero, si te vuelven a expulsar, no te darán la beca para Princeton.
Ama bugün Princeton a kabul edilmediğini öğrendi.
Y no bebe. Pero hoy se ha enterado de que no le han aceptado en Princeton.
Bugün dersim yoktu, ben de Princeton'dan Kay'i aradım...
Hoy no tuve clase, o sea que llamé a Kay desde Princeton...