Prius translate Spanish
294 parallel translation
- Praestat quam prius.
- Praestat quam prius.
"Nec prius absistit quoad protero prodigium."
"Nec prius absistit quoad protero prodigium".
- Araban ne? - Prius kullanıyorum.
- ¿ Qué auto tienes?
Prius'tan memnun musun?
- Un Prius. ¿ Estás contento con él?
Çok memnunum, Prius ta benden çok memnun.
Muy contento, y el Prius está sumamente contento conmigo.
Prius mesela?
¿ Prius?
Sen bir Prius kullanıyorsun.
Y usted conduce un Prius.
- Şu Prius'a binen Julie Rice'dan.
Se lo sacó a esa antigua zurdita de Julie Rice.
Prius hakkında neler biliyorsun?
¿ Cuánto sabes del Prius?
Küçük bir Prius.
Es un pequeño Prius.
Prius'da ki adama el salladım ama o bana sallamadı.
- ¿ Qué? Saludé a uno en un Prius y no respondió.
Prius kullanıyoruz... Özel bir türüz.
Conducimos Prius, somos una raza especial.
Selam, Prius!
Hola, Prius.
O zaman bırak bir Prius kullansın.
Entonces que vaya por ahí en un Prius.
Bu Japon Prensesin adı Prias.
Carol, esta princesa japonesa se llama Prius.
Bende bir arkadaşıma Prius sattım ama değerinin bundan 5000 dolar az olduğunu söyledi.
Yo le vendí un Prius a un amigo mío y me dijo que el valor del libro era $ 5.000 menos.
Mavi bir Prius ile uzaklaştı. Ama plakasını alamadım.
Se marchó en un Prias azul, pero no pillé la matrícula.
Toyotanın PRIUS modelinden nasıl kar ettiğini anlayamadılar örneğin. Mevkilerini kaybetme riskleri vardı.
No podían entender cómo Toyota podía obtener beneficio a partir del Prius, por ejemplo.
İlki bir PRIUS, Toyota'nın melez aracı ve bir elektrik santrali.
Una es el Toyota Prius, coche híbrido gasolina-electricidad, y una subestación eléctrica.
Bu bir tak çalıştır melez PRIUS, ki normal bir Toyota PRIUS'un aynısı, bu size galon başına 150, 180 mil tasarruf imkanı sunuyor.
Es un híbrido plug-in Prius, que es una modificación del Toyota Prius normal que te permite viajar... Que te permite hacer unos 70 km / litro para los 100 primeros km del día.
Ama otoparktan çıkarken senin de Pirius kullandığını gördüğümde az kaldı ağlayacaktım.
Pero cuando fuiste al estacionamiento y vi que tú también conduces un Prius casi lloro.
Prius kullanıyorum Tanrı aşkına.
Conduzco un Prius, por el amor de Dios.
Ben nasıl ırkçı olurum. Prius kullanıyorum.
Conduzco un Prius.
Hadi bakalım, Prius'a ( araba markası ) dönsek iyi olur.
De hecho será mejor que vayamos hijo.
Ben bir Prius kullanıyorum, bir galonla 72 km gidiyor, bir galon benzin 10 dolar olsaydı, yine de depomu doldurup 800 km gidebilecektim, hiç de fena bir rakam değil.
Yo conduzco un coche híbrido que da 45 millas por galón y a 10 dólares el galón aún puedo llenar el tanque y recorrer 500 millas y no está tan mal.
Ben Prius'a biniyorum.
Manejo un Prius.
Sekiz Prius'un birbirine bağlandığını düşün.
Sólo piensa en el como 8 Prius juntos.
Prius kullanıyorum.
Conduzco un Prius.
Ben Prius kullanıyorum ; 4 litre benzinle 72 km gidiyor.
Manejo un Prius, son quince kilómetros por litro.
Prius'um için yeni bir arka tampon, bir haftalık araba kiralama bedeli, ve 1.15 $ lık teneke kutu bedelini içeriyor.
Eso incluye un nuevo paragolpes para mi Prius una semana de auto rentado y 1,15 dólares del valor de las latas.
Çevre dostu bir araba kullanıyorum.
Manejo un Prius.
Onlara bir Prius aldım.
- Les compré un Prius. - Culpable.
Prius mu aldın?
¿ Te has comprado un Prius?
Arkadaşım Uygun komşusuyla bir Suzuki kullanıyor.
Mi amigo Inapro conduce un Prius con el vecino de atrás.
Beyefendiler Maggie'nin arabasını nerede bulabilirler acaba?
¿ sabes donde pueden encontrar estos señores el Prius de Maggie?
Amirim, arabanın çevrim içi bakım kılavuzuna baktım.
Jefa, he revisado el manual del Prius que está en la red.
Maggie'nin araba bilgisayarında muhtemelen aranan ve aranılan numaraların kaydı var.
El Prius probablemente tiene registro de los números de entrada y salida.
Arabanın kablosuz ağ sistemi menü olmadan bilgileri görüntülemek üzerine tasarlanmamış.
El sistema Bluetooth del Prius no está diseñado para dar información sin el menú.
Arabaya takılı olan GPS sistemi arayan numaranın adresini vakit geçirmeden belirlemiş. Adres, Joe'yle yaşadığınız yere sadece dört blok uzaklıkta.
Y justo después de la llamada, metió una dirección en el sistema de GPS de su Prius, una dirección a sólo a cuatro manzanas del piso donde tú y Joe solíais vivir.
Maggie'nin arabası da orada mıydı?
¿ Tienes otra bolsita con el Prius de Maggie?
Karım ve ben L.A. de yaşıyoruz, ve 2 büyük spor arabamız vardı. Ekonomik ve ekolojik olarak doğru şeyi yapmaya karar verdik. Büyük ve ihtişamlı iki spor arabayı def ettik ve bir Prius aldık. ( Toyota'nın çevreci küçük arabası )
Mi esposa y yo vivimos en L.A. y somos los orgullosos dueños desde hace poco tiempo de 2 enormes SUV y decidimos hacer lo ecologica y economicamente correcto nos deshicimos de uno de los SUV y nos compramos un ¡ YARIS!
Prius'u aldık.
¡ Montense en el YARIS!
Kullandığım Prius'u, Hummer'ımın ızgaralarından yaptılar.
¡ Estaba acostumbrado a limpiar YARISESs de la parrilla de mi Hummer!
Eve giderken karım arkada Hummer'ı kullanıyordu. Bense önde Prius daydım. Nasıl olduysa kandırıldım.
Y luego lo recogimos y de vuelta a casa mi esposa lo manejaba atras de mi ella manejaba el Hummer y yo el YARIS, aun no sé como pasó pero ella me engañó de alguna manera... pero ella me llamó al celular y se reía...
Bizim Prius siyah değil. Kırmızı değil, Mavi bir Prius. Ama tam mavi değil.
El YARIS que tenemos no es negro no es un YARIS rojo, es un YARIS azul...
O sabah, Nedenini bilmiyorum, görmedim - - Çocuklarım bayramlık plastik pencere dekorasyonları almışlar - - Ve Prius'un bütün arka canıma yapıştırmışlar.
Y esa mañana tambien me paso algo y no sé como no me di cuenta... pero mis niñas habian tomado algunos de esos adornitos plasticos de ventana... y los habían puesto en el vidrio trasero del YARIS, había arbolitos de navidad y Santa Clauses y muñequitos de nieve. ¡ Era Lindo!
Pudralı mavi bir Prius kullanıyorsun, ve elinde 1,5 kiloluk bir Chihuahua var. Arabanın her yeri noel süsleriyle dolu. Ve oyuncak bebeklerle yaşıyorsun.
¡ Estás manejando un YARIS azul bebe sostienes un Chiuahua enano tienes decoraciones de navidad por todo el carro y ademas te ganas la vida jugando con muñecos!
Mavi bir Prius sürerim.
- Seguro. - Manejando un puto YARIS azul...
- Hayır, ama mavi bir Prius gördüm.
No, ¡ pero si ví un YARIS azul!
Bir Prius'la otobanda giderken - Eğer kolunu camdan çıkarırsan araba kendi etrafında döner?
¿ Sabían que si vas en la autopista en un YARIS y sacan la mano por la ventana el carro toma la curva?
Prius'una damlarsa hayır.
- No si esta hecho en Corea del norte...