Punta translate Spanish
4,760 parallel translation
Bana göre, buzdağının görünen kısmı.
En mi opinión, es solo la punta del témpano.
Tam dilimin ucunda.
Lo tengo en la punta de la lengua.
Kasabanın her bir yanından gelip burada bize katıldığınız için size teşekkür etmek isterim.
Quiero daros las gracias a todos por venir a la otra punta de la ciudad y uniros a nosotros.
Yumruk atarken ayakları parmakla topuk hizasında.
Cuando lanza un golpe, sus pies se alinean del talón a la punta del dedo.
Hapiste bıçaklanmanın nedeni Santana'nın emir vermiş olması. Hapiste olmanın nedeni onun uyuşturucusunun arabada çıkması. Bütün bunlar da Los Lordes'in ikinize verdiği hayatı yaşamaktansa kendini ve senin yeğenini bir binanın çatısından atan kardeşinin cenazesinden aşağı yukarı 10 gün sonra oldu.
Te metieron una punta en la cárcel por órdenes de Santana, donde estabas siendo retenida por ocupar su lugar por posesión de narcóticos, aproximadamente diez días después de que enterraste a tu hermana, quien se tiró desde el tejado con tu sobrino
Ve belki Andrew'u da.
Así que debemos traer a Catherine, a punta de pistola, si es preciso. Y tal vez a Andrew.
- Sipsivriydi. Tam sevdiğimden.
De punta, justo como me gustan.
Gagnon ve Oğulları yüksek teknolojiyle buluşuyor.
Gagnon Sons está yendo a la tecnología de punta.
- Bu arkadaş kızı almak için kilitli bir akıl hastanesini bastı, silah zoruyla 20 kişiyi tuttu.
- Este chico irrumpe un hospital mental cerrado para sacar a su novia, Mantuvo a 20 personas a punta de pistola.
Maura, ucu kanca gibi bitiyor demiştin.
Maura, dijiste que tenía una punta de gancho.
Ve bu mızrağın sadece görünen kısmı.
Y esto sólo es la punta de la lanza.
Hatanenin diğer tarafında bir oda vardı...
Había una habitación en la otra punta del hospital...
İnanılır gibi değil, Başkan'ın ölümü yalnızca buzdağının görünen kısmı.
Por increíble que suene, la muerte de la Presidente es solo la punta del iceberg.
Bakın silah zoruyla alıkonuldum.
Vaya. Fui secuestrado a punta de pistola.
Elimizde silah zoruyla alıkonulduğuna dair ATM görüntüsü var.
Tenemos una grabación de un cajero siendo secuestrado a punta de pistola, tal y cómo ha dicho.
Kabahatimin bedelini öğrenerek mutlu olacaksanız manyağın biri tarafından silah zoruyla alıkonuldum ve neredeyse öldürülüyordum. Ama en azından Beckett'ı kovdurtmadım.
Bueno, os alegrará saber que por mis pecados, fui secuestrado por un maníaco a punta de pistola y a punto de morir, pero al menos no hice que despidiesen a Beckett
d Pick the coffin, bury this love d d Drive a nail in, baby, I'm done d d Pick the coffin, bury this love d d Drive a nail d And, baby, I'm done
* Escoge el ataúd, entierra este amor * * Clava una punta en él, cariño, ya he terminado * * Escoge el ataúd, entierra este amor *
O halde mermi oyuklarını kullan.
A continuación, utilice en caliente cargado punta hueca. Carga caliente, ¿ eh?
Arkadaşın Manolo'nun annemi silah zoruyla kaçırıp... evlendikten sonra onu gemiden attığını bilmiyor musun?
¿ Acaso no sabes que tu novio Manolo secuestró a mi madre se casó con ella a punta de pistola, y luego la arrojó desde un barco?
Beni müthiş korkutuyor.
Me pone los pelos de punta.
Tepeden tırnağa.
De punta a punta.
A.B.D. radyo istasyonlarının % 40 sizde mısır imalatı, eyaletler arası taşıma ve bunlar daha buzdağının ucu.
Controla el 40 por cierto de las emisoras de radio estadounidenses, producción de maíz, transporte interestatal, y esto es solo la punta del iceberg.
Yoğun sabah trafiği tamamen sona ermiş durumda.
El tráfico en la hora punta de la mañana se ha despejado.
Bak, Michael, piramidin tepesine biz bu kadar yaklaştık.
Mira, Michael, estamos así de cerca de la punta de la pirámide.
Köşelere konuşlanacağız, onların uyuşturucularını alıp bizim yapacağız.
Tomaremos las esquinas a punta de pistola, nos apoderaremos de sus drogas y las haremos nuestras.
Eğer kendimizi Beatles'ın yaptığı gibi sürekli bir üst seviyeye itersek üst üste Ulusal yarışmayı kazanıp bir New Directions geleneği oluşturabiliriz.
Si podemos presionarnos en un nuevo nivel, como los Beatles hacían constantemente, podemos ganar de punta a punta el campeonato nacional. y formar una nueva dinastía en Nuevas Direcciones.
Son teknoloji ürünü ve modası geçmiş büyülerin en iyisi.
Tecnología de punta y la mejor magia de la vieja escuela.
Eğer senin gibi hastayken atladıysa bu sadece problemin küçük bir parçası
Si saltó, el mareo que tú tenías hace un minuto, es solo la punta del iceberg.
İpliğin bir parçasını girişe bağlardım. Kaybolduğumda yolumu bulana kadar ipi takip ederdim.
Yo ataría la punta de una madeja de hilo en la entrada... y si me pierdo... la seguiría hasta encontrar la salida.
Amına koyduğum Ejderha Botu yarışını kazandım ve elde ettiğim kazançlarla bu sefalet sahayı şık bir minikler tesisine dönüştüreceğim.
Gané esa puta carrera del Bote del Dragón y con las ganancias, convertí este asqueroso campo en instalaciones de punta para la liga infantil.
Hayir, öyle programlar yapabildiklerimizin yalnizca ufak bir kismi.
No. Programas como ese son solo la punta del iceberg de todo lo que podemos hacer.
Morgan yukarı baktığı her sefer, ses kaydında ani bir yükseliş var.
Cada vez que Morgan mira arriba, hay una punta en la pista de audio.
Bilirsiniz, tavandan sarkan şu şeylerden.
Ya saben, en una de esas cosas que salen en punta del techo.
Havalimanındaki kadın, arabasını silah zoruyla çaldığınızı söylüyor.
- Tenemos una queja. Una mujer en el aeropuerto dice que le robaste el auto a punta de pistola.
Üniversitenin kapısına dayandı, sandıkları bir lisanüstü öğrencisine silah zoruyla kamyonete yükletti.
Se presentó en la universidad, forzó a algunos estudiantes de postgrado a punta de pistola para que cargasen los embalajes en una furgoneta.
- Seni de ürkütmüyor mu?
- Bueno, ¿ no te pone los pelos de punta?
Profesör Stewart'a selamlarımı ilet ve kariyerim için ben silah zoru ile şirketler hukuku okumaya zorladığı için onu suçlamadığımı da ilet.
Y que yo lo culpo por no me obligó a punta de pistola en una carrera en Derecho Corporativo.
Affedersin, üzerine silah doğrulttuklarında anlamamış mıydın onu?
Me han encontrado. Lo siento. ¿ No quedó claro cuando te detuvieron a punta de pistola?
Bu başkan denen adamın tek bir hedefi var o da, Glades'i silah zoruyla yönetebilmek için kaos yaratmak.
Ahora este Alcalde tiene un solo objetivo crear el caos, para poder gobernar los Glades a punta de pistola.
Tahminime göre bu bir bıçak ucu.
Supongo que... la punta del puñal.
Everest Dağı'nın tepesi gibi görünüyor anasını satayım.
Luce como la maldita punta del Monte Everest.
Kapıyı çağırmak için dört kişiye ihtiyacımız var. Her noktaya bir kişi.
Para convocar la puerta, necesitamos cuatro personas... una por cada punta.
Pekala, bir süredir yakın arkadaşlar gibi davranıyorsunuz. Bütün hafta boyunca ve bu beni ürkütüyor. - O yüzden ne haltlar dönüyor dökülün.
Muy bien, vosotros dos os habéis estado comportando como los mejores amigos toda la semana, y me pone los pelos de punta, así que decidme qué demonios está pasando.
- Dilin ucunda, dişler ve dudaklarda...
Punta de la lengua, los dientes, los labios.
Sinirlerim çok bozuk.
Mis nervios están de punta.
Şüpheli karısına silah doğrultmuş, kimseyle konuşmuyor.
El sospechoso retiene a su mujer a punta de pistola, no quiere hablar con nadie.
Silah doğrultmuşlardı.
. ¡ Me tenían a punta de pistola!
Şurada konser için birbirini yiyen sevimli hanımlar var. Ve sınırlı sayıda kontenjan var bu yüzden bu daha da stresli, iyi bir arkadaşının yanında durup birinizin katılacağı ve birinizin katılamayacağını bilmek.
Hay muchas chicas peleándose por el trabajo... hay pocos lugares, así que los nervios se ponen de punta... sabiendo que estás con tu amiga... y una de las dos pueda lograrlo, y la otra no.
Ve bir kez yaptığımızda... her istediğimiz parmağımızın ucunda olacak.
Y una vez que lo hayamos hecho todo lo que deseamos estará en la punta de nuestros dedos.
Doğru, ama bunun sadece işin bir kısmı olduğunu anlayan biriyle olmak daha iyi.
Cierto, pero está bien estar con alguien que entienda que eso es solo la punta del iceberg.
- Ön Değerlendirme silahın ağır ve sivri uçlu olduğunu söylüyor.
- Los exámenes preliminares dicen que el arma tenía peso y una punta afilada.