English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ P ] / Push

Push translate Spanish

145 parallel translation
Tanıştırayım, Profesör Push-Ha'penny.
Le presento al Profesor Push-Ha'penny.
İtin!
Push!
Push'em along, push'em along.
No hay que darles cuartel.
* İt denize doğru çamurlu sularını *
# Push your muddy waters down to the sea
MILO : yoldan bu fuck Push!
MILO : Pulse este mierda de la carretera!
lt was as if she were trying to push me... as far as she could.
Era como si ella estuviese tratando de empujarme... tan lejos como podía.
Haydi, itin.
, push.
Başlamak için ileri it...
Push if forward to start...
Anayolun çıkışında koyda gördüm.
En Push Through Cove. Junto a Push Through Cove.
Bana sorarsanız bu gerçekçi değil, özelliklede verilen ayrıntılar.
El terreno, específicamente la línea costera en Push Through, es demasiado abrupta, demasiado brutal.
- Ne yapıyorsun, Push?
¿ Qué haces, Push?
Çok saçma. 25 dakika pedal çevirirseniz kilonuzu koruyabilirsiniz.
Lo que deben hacer es 25 minutos en el treadmill, hacer un poco de ejercicios, unos push ups.
Bu çok saçma. Kendime dikkat edebiliyorum.
Yo hago push ups y todo, y me mantengo bien.
Benim adım Texas Rangers'ın yüzbaşısı Kenneth Push.
Mi nombre es Capitán Kenneth Push de la policía de Texas.
"Bu doğru değil Yüzbaşı Push", "O falcı..."
" ¿ No es verdad, Capitán Push, que una clarividente...
Yüzbaşı Push... 23 gün önce gittim.
Capitán Push. Entré hace 23 días.
Texas Rangers'dan yüzbaşı Push, lütfen.
Capitán Push de los Texas Rangers, por favor.
Yüzbaşı Kenneth Push, Teksas Rangers'dan.
EL Capitán Kenneth Push de los Rangers de Texas.
Sen inanılmaz Yüzbaşı Kenneth Push'la tanışmadın.
No has conocido al increíble Capitán Kenneth Push.
Yüzbaşı Push, mesajımı almışsınız.
Capitán Push, recibió mi mensaje.
Sonunda inanılmaz Yüzbaşı Push ile tanıştım.
Bueno, finalmente conozco al asombroso Capitán Push. - ¿ Y?
Yüzbaşı Push... Kocam. Saat 3 : 30.
Capitán Push mi esposo, son las 3 : 30 de la mañana.
Acaba Kenneth Push'un odasını çaldırıp şoförünün lobide olduğunu haber verir misiniz?
Me preguntaba si podría llamar al cuarto de Kenneth Push y hacerle saber que su transporte está en el vestíbulo?
Bu sabah Bay Push ya da ailesiyle görüşme fırsatınız olmadı değil mi?
Por esas casualidades, ¿ no ha hablado con el Sr. Push o algún miembro de su familia esta mañana?
Tüm bildiğim Bay Push için ambulans çağırdıkları. Gece 3 : 00'ten sonra olmuş.
Todo lo que sé es que han pedido una ambulancia para el Sr. Push esta mañana poco después de las 3 : 00.
Şimdi, bakın, Yüzbaşı Push, evden uzak olsanız sevinirim. Ama bu geçici tempo ayarlayıcı cihaz vücudunuza kalıcı bir ünite konulmadan önce bir defada üç-dört gün çalışması için dizayn edildi.
Ahora, mire, Capitán Push, me doy Cuenta que está lejos de casa pero estos marcapasos temporarios sólo están diseñados para trabajar por tres o cuatro días hasta que se le coloque una unidad permanente.
Yüzbaşı Push...
Capitán Push...
Yüzbaşı Push burada.
Capitán Push aquí.
Yüzbaşı Push, beni bağışlayın. Başka bir arama var.
Capitán Push, discúlpeme, tengo otra llamada.
Yüzbaşı Push?
¿ Capitan Push?
Yüzbaşı Push'a bir merhaba derim.
Saludar al Capitán Push.
Hayır, Yüzbaşı Push.
No, Capitán Push.
Yüzbaşı Push.
Capitán Push.
Ayrıntıları bilmiyorum. Sabah üç civarı ambulans çağırdılar.
Llamaron una ambulancia para el Sr. Push después de las 3 AM esta mañana.
Benim, Başkomiser.
Ken Push.
Komiser Push buna ne derdi? Fırtına mı?
Lo que el Capitán Push llamó- - ¿ Una tormenta?
Cahil herifin tekisin, biliyor musun, Kenneth Push?
Es un maldito ignorante, ¿ Sabía eso, Kenneth Push?
Sorun ben değilim.
No, no soy yo. Es el Capitán Push.
Sanırım Başkomiser Push ölmüş olabilir.
Creo que podría estar muerto.
Başkomiser Kenneth Push'un durumunu öğrenmek için yarım saattir arıyorum.
He estado llamando durante la ultima hora para saber el estado del Capitán Kenneth Push.
Başkomiserin babası mısın?
¿ Es el padre del Capitán Push?
Bugün Başkomiser Push'un merhum babası beni ziyarete geldi.
El padre del Capitán Push vino a visitarme hoy.
Oğlunun hayatını riske atarak bana ulaştırmaya çalıştığı rüyayı tamamen yanlış anladığımı söyledi. Rüyayı daha bitirmemişim. Phoenix hayaletinin kim olduğunu öğrenmek istiyorsam, rüya görmeye devam etmek istiyorsam, Push'un rüyasını tekrar görmeliyim.
Me dijo que mal interpreté completamente el sueño que su hijo intentó enviarme, arriesgando su vida el cual no pude terminar que si alguna vez esperaba averiguar quién era el Fantasma Phoenix que si alguna vez esperaba volver a soñar entonces necesitaba volver a soñar el sueño del Capitán Push.
Push nasıl?
¿ Cómo va el Capitán Push?
Komiser Push?
¿ Capitán Push?
Bence geri döndünüz Başkomiser Push.
Supongo que ha regresado, Capitán Push.
Kaldıran sütyen giymeyi mi? Hayır.
¿ Empezar a usar push-ups?
Hocaları Djordj Puş.
Entrenados por George Push...
An ambassador juggles crises in order to push the envelope for many.
Está haciendo lo que puede. Pero el embajador tiene otros asuntos importantes, no le prometo nada.
Ben bunu yaparak kilomu koruyabiliyorum.
Si uno hace push ups y luego come, mantendrá bajo su peso.
Şu havaya kaldıran sütyenle neler yapılabiliyor.
Quizás sería más fácil- - Vaya, es increíble lo que puedes hacer con un buen sostén push-up.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]