Pv translate Spanish
33 parallel translation
Bize bir yığın amfi ve kancalı bas kabini da ödünç verecek.
Va a haber amplificadores Marshall, y un subwoofer PV.
Kesin. 118 tane Rolls Royce PV-12 Merlins.
Para ser exacto, 118 Merlines PV-12 de Rolls Royce.
PV sürtüklerinden biri.
- Es una de las perras de Pacific Vista. - Mendiga gringa.
Çünkü PV'de ponpon kız ol ya da öl gibi bişey duymuştum
Oí que en PV, alientas a tu equipo o mueres.
Hadi Gidiş şu PV kıçlara neler yapabileceğimizi gösterelim.
Vamos. Derrotemos a esas engreídas de PV.
Söyle, PV.
Ustedes primero, PV.
PV önce başlıyor.
PV empieza.
PV'nin kareografisini biliyorsun.
Vieron la coreografía de PV.
Pekala. Eğitilmiş bir maymun bile bunu bilebilir. Bir PV tertibatının doruktaki verimi önemli ölçüde artırılabilir.
Está bien, hasta un mono entrenado sabría que el pico de salida de una gama fotovoltaica se puede incrementar dramáticamente si los módulos están interconectados en paralelo, no en serie, como se hizo aquí.
- TK travma 3'te, muayene ve hastalık geçmişi, tatlım.
PV en la 3, necesita hacerle la historia
- Oh, şanslısın.. - TK da ne?
- Que afortunado eres - ¿ Qué es "PV"?
- TK hastası.
Paciente PV.
Ben Kaptan Jack ve bu da PV Pirate Radio, bahar tatili varış noktanız.
Soy el Capitán Jack y esto es PV Radio Pirata, su destino en vacaciones de primavera.
Selam parti insanları, ben Kaptan Jack ve şu an PV Pirate Radio'yu dinliyorsunuz.
Hola, amigos divertidos, es el Capitán Jack y están escuchando PV Radio Pirata.
Gıda ve ilaç yönetimi ( FDA )'ndeki dostum PV dosyalarını bize verdi.
Mi amigo de la FDA nos dio sus archivos sobre PV.
PV'nin en gözde olan soğuk tıp iptalini düzeltmek için görevlendirildi.
Él fue llamado para la limpieza del más reciente retiro de medicina de PV.
PV pazara yeni bir ilaç sunarken bir milyar dolar yatırım yapıyor.
En el momento en que PV pone un medicamento en el mercado, habrán invertido billones de dólares en el mismo.
Peter, PV'de rozetlerimizi gösterdiğimiz anda Helen'ın hikayesini mahvederiz.
Peter, si sacamos las placas en PV, intervendremos en la historia de Helen.
Kendinizi yetişkin bezi reyonunda bulacağınız kadar yaşamanızın sebebidir, PV.
PV es la razón por la que vas a vivir el tiempo suficiente para navegar por los pasillos de pañales para adultos.
PV bu ilacı pazardan çekerse ne kadara mâl olacağını öğrenmek istiyor.
PV quería saber cuánto costaría sacar esta droga del mercado.
Helen'ın PV'den bir kaynağı var.
Helen tiene una fuente en PV.
Değil. Zybax ya da başka bir PV ürünü hakkında görüşmüyorlar.
No se corresponden con el Zybax ni con ningún producto de PV.
PV temsilcileri gelip onları değiştirmiş.
Los representantes de PV vinieron y las cambiaron.
- Doğru. İzlerini örtmek için PV, yeni kutulama yaptıklarını söylediler.
Para cubrir su rastro, PV dijo que era un empaque nuevo.
Elimizde kanıt olmadığı sürece PV bizi yasalarla uğraştırır.
PV nos enterrará con una demanda a menos que tengamos pruebas.
Sadece PV'ye gidip, bildiriyi mi alacaksınız?
¿ Se supone que simplemente aparezcas en PV y recibas el memo?
PV'nin kapısından çıktığımda elimde onları alt etmemizi sağlayacak her şey olacak.
Voy a salir caminando por la puerta principal de PV con todo lo que necesitamos para derribarlos.
Sullivan kadının PV'yi araştırdığını biliyor.
Sullivan sabe que ella está indagando a PV.
Eğer bir PV çalışanı Zybax örtbasını biliyorsa Helen'a istihbarat sağlamaya başlar...
Si un empleado de PV sabe sobre la cubierta de Zybax, empieza a suministrarle información a Helen...
PV Mendell ve Helen'in işini bitirip dışarıda istedikleri gibi cirit atacaklardı.
PV decidieron callar a Mendell y Helen, y luego jugárselas con cualquier medicamento que quede ahí afuera.
PV'ü de mi kapmadın?
¿ Ni tampoco tuviste VPH?
Palos Verdes'te yaşamıyorum.
No vivo en PV.
TK'lı adam.
- EL PV.