Quemada translate Spanish
1,127 parallel translation
- Bana kahvaltı mı hazırladın?
Es una tostada muy quemada y un té feo. - Me hiciste el desayuno?
İğrenç, kurumuş, yanmış et değil.
No esa asquerosa, seca y quemada carne.
Pek yanık değildi.
En realidad no estaba quemada.
Koca bir yatakta, büyükdedemlerin yatağı bizimkilerin haşat ettiği, ve bizimse iyice benzettiğimiz, döşeğin altındaki yapışmış sakızları ellerimle kazıdığım babamın bira kokan nefesiyle annemi uyandırmaktan korktuğu zamanlardan kalma.
En una cama grande, la de mis abuelos, gastada por mis padres y quemada por nosotros. Rasco pegotes de chicle pegados en el colchón, de cuando mi padre temía despertar a mi madre... con su aliento de hombre de taberna.
Ben yanmadım.
No estoy quemada.
Dennis, babamla ilgili tek ipucu yanmış bir ev.
Mira, la única pista que tienes de papá es una casa quemada.
- Yandı.
- Quemada.
Ölmüş bedenlerin kokusunu alıyorum. Mükemmel bir koku...
La esencia de carne quemada, tostada a la perfección...
"Hayır." diyor. Teknenize dönmektense, yerliler tarafından canlı canlı yakılmayı yeğlerim, diyor.
Ella prefiere ser quemada viva por los nativos que ir en su tina.
- Yine mi yandı?
- ¿ Quemada?
Yüzeysel yanıkları tedavi edin.
Trate la superficie quemada.
Müstakbel kocası aklını kaçırdığını düşünerek... Romalılara bir Hristiyan olduğunu ifşa etti... ve onu kazığa bağlayıp yakmak üzere suçlu buldular.
Su prometido, pensando que ella estaba mal de la cabeza... la delató a los Romanos como cristiana... y ellos la condenaron a ser quemada en la hoguera.
Seks, uyuşturucu ve, ve azmış bir kadın!
Sexo y drogas y una mujer quemada!
Ailem diri diri yakılıp çarmıha gerildi.
Mi familia fue quemada y crucificada viva.
İnsanları canlı canlı gömdük, kafalarını kopardık insanların korkulu bakışları altında canlı canlı yaktık.
Ha habido gente enterrada viva, decapitada y quemada en plazas públicas.
Pizza yanıp kül olmuş.
¡ La pizza está quemada!
İzleyiciler, diri diri yandığını düşünerek akıllarını kaçıracak.
La audiencia enloquecerá, pensando que estas dentro... siendo quemada viva.
Ama şunu da düşünün bir ev yandı, hayvanlar öldü ama kimse ölmedi!
Pero tengan esto en cuenta. Una casa quemada, el ganado lo han matado, pero no hay nadie muerto, nadie herido.
Mercy General'dan eli yanık bir çocuk hakkında arıyorlar.
El Mercy, sobre una niña con la mano quemada.
Onlar canavar gibiydiler... vücutları simsiyah kömürleşmişlerdi.
Son monstruosos. Su carne, horriblemente quemada, se ha vuelto de color pizarra.
- Yanık insan eti kalıntısı olabilir.
- Residuo de carne humana quemada.
Bilirsin bebeğim biz Natchez'dayken yan tarafımızda bulunan, savaşta yanmış eski evde, bir hayalet vardı.
¿ Sabes qué, nena? Cuando vivíamos en Natchez vivía un fantasma al lado en una casa que fue quemada en la guerra civil.
Donmuş ya da yanmış gibi mi görünüyorum?
No me veo ni congelada ni quemada, ¿ no?
Bu arada, eğer yanmış bir hız teknesi arıyorsanız kayıkhanede bir tane olacak.
A propósito si desean comprar una lancha rápida quemada tengo una en el cobertizo.
Gırtlağınızın yanmadığına bakacağız.
Tenemos que mirar si la garganta está quemada.
- Yanan lastik gibi kokuyor.
- Huele a goma quemada.
Yanan lastik gibi kokuyor dedim.
Dije que huele a goma quemada.
Benim köyümünde onunkinin öldüğü gibi ölmesini istiyor... ateşle.
Quiere que mi aldea se destruya de la misma forma que la de ella. Quemada.
Kahvaltı yanmış, korkunç bir yulaf ezmesiydi.
El desayuno consistió en una avena horrible y quemada.
"Giysileri yakmış Casitas Islahevi..."
"Ropa quemada Campo de Menores de Casitas..."
Bulamadık.
Está quemada.
- Herifin suratının yarısı yanmış.
- Tenía la mitad de la cara quemada.
- Yanmış giysisini keselim.
- Vamos a cortar la ropa quemada.
sizin çok güvendiğiniz imzalar şimdi kül oldu!
La pira del amor está quemada, padre.
- Eli yanık bayan burada, 2'de.
- La chica quemada está en la 2.
Bacak yakmayı duydun ha?
Oíste de la pierna quemada ¿ no?
Onların görüntüleri ateşte kızarmış gibidir. Ve eğer yeteri kadar yaklaşırsan nefesleri pis kokar.
Es como si hubiera sido quemada... y si te acercas mucho, su respiración apesta a basura.
Tavandaki lambayı değiştirecektim ama merdiven yok.
Tengo una luz quemada en el techo y no tengo escalera
- Bittim, tükendim.
- Estoy un poco quemada.
Geri çekilen BM, geride bıraktıklarını yakıp yıkma taktiğini benimsedi.
En la retirada, los soldados de la ONU adoptaron una política de tierra quemada.
Yandı.
Quemada.
Melinda yakılmadan önce, Warren soyundan gelen her cadının gittikçe güçleneceğini, üç kardeşle birlikte doruğa ulaşacağını söylemiş.
Antes de que Melinda fuera quemada en la hoguera juró que cada generación, de brujas Warren sería cada vez más fuerte culminando con la llegada de tres hermanas.
kazıkta yakılan ve bütün bu karışıklığı başlatan kişi mi?
La que fue quemada y empezó todo este lío.
Seninki mürekkeple değil de dağlanarak işlendiği için çıkartılamaz dediler.
Dicen que como el tuyo es piel quemada y no pintada, no puede quitarse.
O haber de yapıldı.
Esta historia está quemada.
Yanmış bifteğin yanına mükemmel gider.
Quítate. - Me quito. Va perfecto con carne quemada.
- Yandı mı?
- ¿ Quemada?
Ama çarpışma sonrası oluşan patlama sonucunda meydana gelen ateş, yanıp kavrulmuş pis kokan cesetlerden başka sadece harabeler bırakmıştır.
Solo ruinas humeantes. El hedor a carne quemada.
- Benim kadar, senin de elin kolun bağlı.
Tú estás tan quemada como yo.
- Çok seksi bir şeyle oynarken yoruldum. Çok yorgunum.
- Estoy muy quemada.
Yerin yanık kokusu hala burnumda gibi..
Podía oler la tierra quemada.