English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Q ] / Quito

Quito translate Spanish

1,509 parallel translation
Sence sütyenimi çıkartır mıyım?
¿ Cree que me quito el sostén?
Onu bir dakikalığına ödünç alabilir miyim?
¿ Te importa si te lo quito por un segundo?
Umarım bu şeyle birinin gözünü çıkarmam.
A ver si no le quito el ojo a nadie con esta cosa.
Ve ben başta utangaç davranıyorum ama sonra, gözlüklerimi çıkarıp seksi biri oluyorum.
Y al principio soy muy tímida pero luego me quito los lentes y me vuelvo sexy.
- Sen birkaç kitabını ben de birkaç çizmemi.
Quito algunas botas si quitas algunos libros.
Gelirim, sakalımı takıp ve bir oyunu ezberden okurum.
Entro, me quito la barba y recito una obra.
- Ayakkabıları yok. - Ben de uçarken çıkartırım.
También me los quito cuando vuelo.
Tüm müşterilerini alırsam gidersin ki niyetim de bu.
Lo harás si te quito los clientes, cosa que pienso hacer.
Evet ve sonra telefonumu aldı ve pantolonunun içine soktu.
Si, y me quito el movil. Y se lo metio en los pantalones.
Tamam, gömleğimi çıkardığımı hayal et ve boynunu öptüğümü... Beni duyuyor musun?
Imagínate que me quito la camiseta y bajo besándote por el cuello.
... Tamam gömleğimi çıkardığımı hayal et ve boynunu öptüğümü... Beni duyuyor musun?
Imagínate que me quito la camiseta y bajo besándote por el cuello.
- Arabayı çekmemi istiyorsan, hemen çekerim.
- Si quieres, lo quito ahora mismo.
Sınıra gitmeliyim, eğer sen ödersen üstümü çıkarırım.
Necesito hacer un pedido, si pagas tú me quito la camiseta.
Bu lanet şeyi çıkarırken sakin dur.
No te muevas mientras te quito esta cosa horrible.
Gözüm üzerinde, evlat!
¡ No te quito ojo, tío!
Eğer çarşafımı çıkarırsam, tutkulu bir şekilde sevişebilir miyiz?
Si me quito el burka, ¿ crees que podremos hacer el amor apasionadamente?
Ben buna eksi puan vermem.
Yo no quito puntos por eso.
Geçen gün elbiselerini çıkarıp özenli şekilde katladı.
El otro día se quito la ropa y la dobló en un montón muy organizado.
- Eğer sizi bir daha şehrimde o şeyi kullanırken yakalarsam, o benimdir.
Si vuelve a cometer una infracción en esta ciudad se la quito definitivamente.
Aslında iştahlarını bozduğumu söylüyorlar.
En realidad, dicen que les quito el apetito.
Çıkartırsam sonum gelir.
Si me lo quito, tengo mala suerte.
Daha rahat olacak yastıklar ile kapalı.
Estarás más cómoda si quito los almohadones.
- Acaba... önce ceketimi çıkarabilir miyim?
¿ Te molesta? ¿ Te molesta si primero me quito el saco?
- Ciddiyim! İzinler yoksa silahlar da yok.
Si no me enseñan los permisos, se las quito.
Hey bu şey paramızı ve pasaportlarımızı taşıdığı sürece onu üstümden çıkarmayacağım ve mayomu da.
Mientras esta cosa tenga nuestro dinero y pasaportes, no me la quito. Ni mi traje de baño.
Ben de size şapka çıkarıyorum Sayın Corningstone.
Yo también me quito el sombrero ante ti.
TV yok.
¿ Qué tal si te quito la TV?
- Giysilerimi çıkartıyorum.
- Me quito la ropa.
Ayakkabılarımı çıkartıyorum.
- Me quito los zapatos.
Tablanızı alabilir miyim?
¿ Le quito la bandeja?
Eğer maskeni çıkarırsam, sessiz kalacağından emin olabilir miyim?
Si le quito la máscara, ¿ confío en que guardará silencio?
Böylece giysilerini çıkarttık ve sen, koçun hep sevdiği hıçrıkan köpek yavrusu sesini çıkarttın.
Así que... él te quito la ropa. Hiciste ese ruido de cachorrito abandonado que al entrenador tanto le gustaba...
Sophmore Mandy Mathews hayatlarını değiştirdiler
La dulce Manny Mathews se quito la vida anoche.
O benim nişan yüzüğüm, hiç çıkarmam.
Es mi anillo de bodas, nunca me lo quito.
Gerçekten. - Bence bu adamın bir psikiyatra gitmesi gerek.
No te quito el ojo.
Sonra t-shirt'imi çıkardım.
Me quito la camiseta.
Midemin bulantısını geçirmeye çalışıyorum.
Me quito este malestar del estómago. - Sí.
Ben daima her şeyi çıkarırım.
Siempre me quito todo.
Hatırlatmak istediğim şey bunun çok özel bir mağara olduğu... hayatımıza mal olabilir.
¿ Quieres agragar algo Top? Recuerden todos que esta cueva es un trabajo muy serio. Ya quito al menos una vida.
- Benim vardiyam değil.
- No, hoy no quito mierdas.
Bütün hayatım boyunca hayranıydım artık değilim, eldivenimi çıkarıyorum, yeter.
yo fui fan toda la vida, no más, me quito el guante
Taşırken riskimizi en aza indirmek için, kuru olanları çıkartıyorum.
Quito los cartuchos más secos para minimizar el riesgo.
Hayatına bakarım, beş para etmiyorsa, canını alırım.
Yo miro su vida y si no vale nada, se la quito.
Gözlükler?
- ¿ Me las quito?
Ama sürücü, öylece kurtuldu.
Un conductor, me lo quito.
Celia sende ne görüyor?
¿ Qué es? Si te quito algo.
Şimdi de onu işinden ediyorum.
Ahora yo le quito su trabajo.
- Eğer özetlersek, cümle bile değil.
Si quito ciertas palabras, no queda ninguna oración.
Çünkü çıkardığımda daha rahat hissediyorum.
Cuando me los quito, me siento mejor.
Değişiklik talebiniz resmi olarak reddedildi
Les quito su excepción a la ley del uso de suelo.
Benim için getirdiği elbiseleri gösterdi. Durmadan bana çok yakışacaklarını söylüyordu. Beni soymaya başladı.
Me enseño la ropa que tenía para mí no dejaba de decirme lo guapa que estaría con ella puesta empezó a desnudarme me quito el vestido yo estaba de pie, se arrodilló a mis pies, me quitó los zapatos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]