Raims translate Spanish
37 parallel translation
- Selam, Raims.
- Hola, Raims.
Hey, Raims.
Hola, Raims.
Sana ve Raims'e bir çok acı yaşattım ve ben...
Sé que os he causado a ti y a Raims toda clase de dolor y...
Raims, ne yapıyorsun?
Raims, ¿ qué haces?
Raims bu akşam yok, geç çıkacağım.
Esta noche no tengo a Raims y trabajaré hasta tarde.
Sana ve Raims'e çok acı yaşattım biliyorum.
Sé que os he causado a Raims y a ti toda clase de dolor.
Bu adam daha yeni karısını kaybetti.
Vamos, Raims, este tipo, ya sabes, acaba de perder a su mujer.
Eskiden eğlenebiliyordun, Raims.
Solías divertirte, Raim.
Raims, yani gördüm derken nasıl görmüş?
Raims, bien, es decir, ¿ qué quiere decir que "ella lo vio"?
Raims, kız bir şey biliyor.
Raims, ella sabe algo.
Bak Raims, hayatını beklemeye alamazsın.
Mira, Raims, no puedes poner en pausa tu vida.
Daha öldüğümü bile bilmiyorlar, Raims.
Ellos ni siquiera saben que está muerta, Raimes.
İmkansızı dene Raims.
ALCANZA EL ÉXITO RAIM.
Bu kadına borçluyum Raims tamam mı?
Se lo debo, Raims, ¿ vale?
Hayır, Raims bu Stan'i yakalamak için iyi bir fırsat tamam mı?
No, Raims, es mi oportunidad de destrozar a Stan, ¿ vale?
- Hiçbir kanıtımız yok Raimes.
No tenemos pruebas, Raims.
Tamam, ama beni dinlemen lazım Raimes.
Lo haré, pero escúchame, Raims.
Raims, son iki yılda annen çok değişti.
Raims, en los últimos dos años, quiero decir, tu madre ha cambiado.
Raims'i oyundan sonra alabilirsin.
Aún puedes llevarte a Raims después del partido, ¿ sí?
Sadece ben ve Raims vardı.
Solo éramos Raims y yo.
- Selam, iştesin rahatsız etmek istemezdik ama Raims sadece iyi geceler demek istedi.
Ten un poco de descanso, llévalo a desayunar.
Oh, Raims.
Raims.
Raims.
Raims.
Raims, benim tatlı kızım.
Raims, mi dulce chica.
Buyur, Raims. Hanımlar için.
- Para las señoritas.
Dinle, Raims ne zaman bir dava kapansa yıllarca hayalet görürüm. Tanıklar, bir şüphelinin marketteki kız kardeşi bunun bir anlamı yok.
Mira, Raims, cada vez que cierro un caso, veo fantasmas durante años... testigos, la hermana de un sospechosos en el supermercado... no significa nada.
Sen doğru olanı yaptın, Raims.
Hiciste los correcto, Raims.
Çok gergin geçti. Bak, Raims burada otururuz ya da tüm yaşamımızı huzursuz geçirebiliriz.
Mira, Raims, podríamos sentarnos aquí y volvernos locos el resto de nuestras vidas.
Raims, Nightingale'i yakaladık ve annen geri döndü.
Raims, tenemos al Nightingale. Tu madre ha vuelto.
Raims, yedek anahtarı yerine koy.
Oye, y, Raims, Vuelve a colorcar la llave de repuesto.
Sen iyisin. Raims nerede?
¿ Dónde está Raims?
Hadi ama Raims.
En eso deberíamos estar trabajando.
Neden pencerenin oraya gitmiyorsun?
- Hola, sé que estás en el trabajo, no queremos molestarte, pero Raims quiere decirte buenas noches.
Raims.
Oye, Raims.
Jules ve Raims ile biraz uzaklaşmak istiyorum.
Me voy a llevar a Jules y a Raims lejos.
Alın bakalım.
Aquí tenéis. - Aquí tienes, Raims.