Raw translate Spanish
119 parallel translation
# His word is law. His whip is raw #
Su palabra es ley Su látigo es salvaje
His whip is raw #
Su palabra es ley Su látigo es salvaje
Bir tek Von Sternberg'in Kara Toprak filmi için rol dağıtımı yapılıyor.
Sólo hay papeles para "Raw Earth" de Von Sternberg.
Ve baterist Raw'ın sırtından birdenbire o dikenli şey filizlendi ve endustriyel müziğin ötesinde bu trash-noise funk müziğini yapmaya başladılar.
A Raw, el batería, le brotó una cosa con espinas en la espalda y empezaron a tocar una música más allá de lo industrial, funky ruido-basura.
Çarşamba, Luxor'da Açık Saçık.
Miércoles, Raw en el Luxor.
- The pile of raw fish, or the tacos?
- ¿ Las pilas de pescado crudo, o los tacos?
Ertesi gece, Samantha Raw'a gitmek için bizi ikna etti, ortamın sıcak, ve yemeğin olmadığı yer.
Al día siguiente, Samantha nos convenció de ir a Crudo donde todo tenía mucha onda, menos la comida.
- Raw'a hoş geldiniz.
- Bienvenidas a Crudo.
Raw'daki şu garson.
Es para el camarero guapo de Crudo.
Ve Samantha, Raw'daydı - işi pişirmeye hazırdı.
Y Samantha estaba en Crudo, lista para cocinar algunas cosas.
- Raw'a hoş geldiniz.
- Bienvenida a Crudo.
Raw'daki garson, yıllardır yaşadığım en iyi seks olarak da bilinir.
Es ese camarero de Raw. Además del mejor sexo que tuve en años.
Hindistan İstihbarat Birimi için çalışıyor olduğum..
Que trabajo para el RAW, Servicio de Inteligencia de la India.
Bu adam Hindistan casusu, istihbarat ajanı Rajesh Rathore'dur!
Este hombre es un espía hindú. Es un agente de RAW, Rajesh Rathore.
Eddie Murphy'nin "Acemi'de" giydiği, mor, deri tulum mu?
¿ Te refieres al traje de cuero púrpura que Eddie Murphy usó en "Raw"?
RAW dosyası desteği de çok kullanışlı. JPEG dosyalarındakinin aksine neredeyse hiç kalite kaybı olmadan resimlerin pozlamasıyla oynayabiliyorsun.
Los archivos en bruto sirven para imágenes sobreexpuestas sin perder calidad de la imagen como con un archivo JPEG.
Raw Skin Channel'da sırada Incredahoes var.
Enseguida en el canal Piel Desnuda las Incrediputas.
Efendim, RAW İstihbarat Teşkilatı Tyagi'yi aradı.
Señor, Tyagi llamo de la agencia de inteligencia RAW.
Çiftliğe gelin ve Robben'ı tadın.
Ve al rancho Raw Bief flavour Yiha.
Ben Raw'daki Eddie Murphy gibiyimdir.
Soy como Eddie Murphy en "Raw".
Raw ( Vahşi )...
Raw... ( N.T. Raw = bruto, tosco )
Raw'a biraz cesaret verir ve belki seni kötü tavırlarından dolayı çağırır!
Darle a Raw médula espinal y tal vez llamarte a ti ¡ sobre tu mal carácter!
Raw, lütfen.
Raw, por favor.
Raw göremiyor.
Raw no puede ver.
Raw'u gören oldu mu?
- ¿ Habéis visto a Raw?
Hey, raw... sana birşey göstermek istiyorum.
Hola, Raw, quiero enseñarte algo.
Raw... sen korkak değilsin.
Raw... no eres un cobarde.
Raw bunları DG için yaptı.
Raw hizo eso por DG.
Raw, hangi yoldan?
Raw, ¿ por dónde?
Raw'un ihtiyacı olan cesaret.
Raw sólo necesita valor.
Toy. Tam anlamıyla.
Raw bueno, seguramente sea el punto.
Hemen gidelim. Hayır. Hayır, bilmem gerek.
Raw, por favor.
- Raw Dog.
- ¿ Raw Dog?
Büyük bir gücümüz, istihbarat büromuz R ve ATS'lerimiz var.
Tenemos un montón de efectivos y una Oficina de Inteligencia. Tenemos a la RAW y la ATS.
RAW ve IB var.
¿ Qué idea fantástica!
Şişeler ve hediye olarak Kafe Raw'dan hediye çeki.
La botella y el cheque regalo de la cafetería ecológica.
Kafe Raw da ne?
¿ Qué es Cafetería ecológica?
Ve Raw Rock'un sakatlarıyla ilgili son durum hakkında ne biliyoruz?
¿ Alguien tiene alguna información de lesionados de West Cambria?
Raw * Mouth gibi bir internet sitesi alırım.
Llamar el sitio algo como "Boca sin censura".
Gus, hani şu, "Monday Night Raw" biletleri ayarlayan bir adam vardı.
Gus, ¿ todavía tenemos el número de ese tío Nos puedes conseguir entradas para el lunes a la noche?
Onu buldum, Sahir Amalik. Al Raw'un tabur komutanlarından birisi. Ona bu gece benimle Ademiya otobus istasyonunda buluşmasını söyledim.
Lo tengo, Sahir Amalik, uno de los hombres de Al Rawl.
- Bir ET 35 Raw Turbo donanım.
¿ Qué tienes? Kit de enfriamiento GT35.
"Raw Nerve" adlı yeni söyleşi şovuyla olumlu eleştiriler aldı.
¿ Quién ha estado recibiendo críticas favorables para su nuevo programa de entrevistas,
Dışarıda elektrikçi olarak çalışan o da bir RAW ajanı.
Hay un electricista que trabaja fuera que también es un agente de RAW.
Buralarda bir RAW ajanı daha var.
Otro agente de RAW está activo en esta zona.
Ben bir RAW ajanıyım.
Soy un agente de RAW.
Bir RAW ajanı olduğunu.
Que eres agente de RAW.
Çünkü burnunun dibinde bir RAW ajanı çalıştırıyordu.
... porque él tenía un agente de RAW trabajando bajo su nariz.
Sen bir RAW ajanısın!
¡ Eres un agente de RAW!
Freddie Khambatta sandığın kişi aslında bir RAW ajanı.
" El hombre que tu crees que es Freddie Khambatta es en realidad un agente de RAW.
Habana.
Siga mirando Raw Iron... Cómo se Filmó Pumping Iron... con escenas inéditas... en un instante.