Refugio translate Spanish
4,942 parallel translation
Andheri'deki barınaktan götürdüğünüz kız benim kızım sayılırdı.
La chica que recogió del refugio Andheri es como mi hija.
paramızla, bir rüşvet planı ayarlayabilirim bana italyaya sığınma sağlayabilirsiniz sana bunu verebiliriz.
Con nuestro dinero, puedo hacer un soborno como ningún otro. Podéis darme refugio en Italia. Podemos darte esto.
Yani bu özgür diyar zavallıların Kral katillerinin ve her renkten hainin sığınağı oldu.
Entonces esta tierra de libertad es como un refugio para miserables, posibles regicidios, y chaqueteros de todos los colores.
Bangor'da bir kadın sığınağında.
Ahora ella está en un refugio en alguna parte de Bangor.
Hastayım ve sığınacak bir yere çok ihtiyacım var.
Estoy enfermo y con una gran necesidad de refugio.
Bize yiyecek, gece barınacak bir yer verip gücümüzü toplamamıza yardım ederler. Böylece sabaha karşı kuzeye ilerlemeye devam edebiliriz.
Nos darán comida y refugio por la noche recuperaremos nuestras fuerzas para continuar al norte por la mañana.
Hayvan barınağında çalışıyordum. Oradaki köpekler sürekli bunların izini sürerdi.
Trabajé en un refugio de animales, vi a los perros rastreándolas todo el tiempo.
Fırtına sığınağı...
Un refugio para tormentas.
Tek girişi olan ve çıkışı olmayan bir sığınağa inmek başka bir şey...
Y otra muy distinta es bajar a un refugio con una sola entrada y sin salida.
Zaten başka bir barınağa kayıtlı olup olmadığını görmek istiyorum.
Estoy pidiendo su nombre. Quiero ver si ha sido ya asignado a un Refugio.
Vasıflandırılırsan daimî barınağa atanırsın.
Si reúnes los requisitos, se te asignará un Refugio permanente. ¿ Un qué?
Yemek yersin ve barınağa geçmene izin verir.
Recibes una comida y te dejan volver al Refugio.
Hayır, sen işleri mahvedeceksin ve sonraki barınağa gideceksin cidden son adım barınağına gideceksin ardından boku yiyeceksin.
No, te jodiste, te vas al siguiente Refugio... que es... Ya sabes, el último Refugio realmente... y luego estarás en la calle sin una mierda.
Her ay barınakta kalan her kişiye 3000 dolar.
$ 3.000 por persona, por mes... Por persona para permanecer en el Refugio.
Barınak bedava.
El Refugio es gratis.
Oraya gitmeyi mi tercih edersin barınağı mı?
¿ Prefieres ir allí, o al Refugio?
- Onu başka bir barınağa gönderdiler.
Lo enviaron a otro Refugio.
Eğer kağıtları imzalarsam bir daha New York barınaklarına gelmeyeceğimi söyledi.
La ciudad dice, si yo... Si firmo un documento... diciendo que no voy a volver al Refugio de Nueva York... me van a comprar un ticket.
Bir de barınaktaki şu piçlere bundan bahsetme, tamam mı?
Y no le digas a los otros hijos de puta... en el... En... En el Refugio de esto, ¿ de acuerdo?
Seni başka bir barınağa gönderdiklerini sanıyordum.
Pensé que te movieron a otro Refugio.
Ertesi gün barınağa geri geliyorsun ve onlar da...
Al día siguiente, regresas al Refugio, y lo que vas a hacer... - Para. ¡ Detente!
- Barınaktaydı.
Él estaba en el, eh, Refugio.
Yani, barınak ve bir arkadaşınıza bazı şeyler olduğunu söylediniz.
Quiero decir, el Refugio, usted... Dijo que sucedió algo... a un amigo suyo.
"Bay Hammond bir evsizdir ve geçici olarak Erkekler Barınağı'nda kalmaktadır."
El señor Hammond no tiene hogar, con domicilio... temporalmente en el Refugio de Hombres.
Sokaktan veya barınaktan tanışıyor olabilirler.
Puede que se conocieran de la calle o de otro refugio.
Web sitesindeki yazıya göre'S.U.E. özbenliğinizin doruk noktasındaki patikada size ibadet ve aydınlanma sağlar.'
Bueno, según su página "Proveen refugio, iluminación y sendas a tu yo supremo".
Bu bir hayvan barınağı ama bütçe kesintisi yüzünden kapatılmış.
Hola. Un refugio para animales pero está cerrado por recortes presupuestarios.
Burada barınacak yer arayan ilk katilin sen olmadığını söylemiştim.
Te dije que no eres el primer asesino en buscar refugio aquí.
Buralarda gündoğumu onu barınak bulmaya zorlamış olabilir.
Por aquí, la salida del sol debe haberlo forzado a encontrar refugio.
Sığınacak başka bir yer arıyorlardır.
Buscaron refugio en otro sitio.
Karina 28 ve yerel bir hayvan barınağında gönüllü bir muhasebeci.
Karina tiene 28 años y es contable y voluntaria en un refugio de animales.
Sen, Stephen bir gün, hepsini Sığınak adıyla bildiğimiz yere götüreceksin.
Tú, Stephen, los liderarás, algún día, hacía un lugar conocido como El Refugio.
Sığınak'ı bulmak her iki tür için de en hayırlısı.
En efecto, buscar El Refugio es lo mejor para ambas especies.
Fakat bizi Sığınak'a götürebilecek tek kişi sensin.
Pero tú eres el único que puede llevarnos al Refugio.
Kuzey Carolina doğal yaşam sığınağı yakınında yapılan yeni bir elektrik santralini durdurmaya çalışıyormuş. Kumanda. - Geliyor.
Intentó evitar que se construyera una nueva planta eléctrica junto a un refugio para animales salvajes en Carolina del Norte.
Güvenli evimiz artık güvenli değil.
Nuestro refugio ya no es seguro.
Bir hayvan barınağı işletmek için buraya taşındım.
Me mudé aquí para correr a un refugio de animales.
Pekala, desteğe ihtiyacı olan şeyler, sadece barınaktaki yavru köpekler değil.
Bueno, los cachorros en el refugio no son los únicos que necesitan apoyo.
Yani, bir barınak mı işletiyorsun? Evet.
Así, se corre un refugio?
Birkaç seri cinayetten dolayı da sorgulanan Dr. Strauss Carroll, Havenport'tan kaçtıktan sonra, ona sığınak ve tıbbi yardım sağladı ayrıca Carroll'un ne kadar süre...
El Dr. Strauss, quien también está siendo investigado por ser un sospechoso asesino en serie, le dio refugio y asistencia médica a Carroll después de que escapó de Havenport, aunque se desconoce por cuánto tiempo Carroll...
Yüce Lider'in Özel Konağı E Bölgesi
E Refugio exclusivo para el rey era donde Bizeff había preparado una zona privada en la que esconder mujeres.
Sırada ne var bilemiyorum ama Grayson Malikânesinden uzakta bir melce olması iyidir.
No hasta que sepa cuál es mi próximo paso, pero está bien tener un refugio para alejarme de la mansión Grayson.
- Peki ya güvenli evler?
- ¿ Y el refugio? Comprometido.
Ne bir güvenli ev, ne de herhangi bir bağlantı var.
- Ni un refugio, ni un contacto.
Güvenli eve döner dönmez cezanı vereceğim.
Te llevaré de vuelta al refugio.
- Yedek bir güvenli ev.
- Un refugio alternativo. - Exacto.
Pekâlâ tıpış tıpış sığınağınıza dönebilirsiniz ama ben güvenli bir dünyada oynamam.
Bien, ustedes pueden arrastrarse de nuevo a su refugio, pero yo no juego en un mundo seguro.
- Kayıt dışında bulunan bir CIA sığınağı.
- Un refugio de la CIA.
Sam niye CIA sığınağına gitsin ki?
¿ Por qué se preocuparía Sam por un refugio de la CIA?
Şu barınak...
Este Refugio, es...
Barınakla ilgili bir şey demiştiniz.
Ha dicho algo acerca de su Refugio.