Reichstag translate Spanish
90 parallel translation
Reichstag Yangını Mahkemesini unutma.
No olvides el juicio del Reichstag Fire.
- Hitler, parlamentoda konuşuyor.
- Es un mensaje de Hitler al Reichstag.
Onun arkasında, Reichstag, Alman Millet Meclisi bulunmaktadır.
Más allá está el Reichstag, la Cámara Alemana de Representantes.
Altı gün evvel Reichstag seçimlerine katıldık.
Hace seis días, tuvimos elecciones de Reichstag.
Hitler Reichstag'ta öfkesini kusmaya başladığında neredeydik?
¿ Dónde estábamos cuando Hitler empezó a vocear su odio en el Reichstag?
Olumsuz. Reichstag'a kola makinesi koymamıza izin vermeyecekler.
No nos permitirán... instalar una máquina de Coca-Cola en el Reichstag.
Eğer meclisi yakabildiyseniz bir zavallı evlilik belgesini de yakarsınız.
Si pudieron quemar el Reichstag... pueden quemar el certificado de matrimonio...
Berlin'de Reichstag yanıyormuş.
En Berlín se está quemando el Reichstag.
Reichstag'ı yakmak için başka gün bulamamışlar mı?
Podrían haber quemado el Reichstag otro día.
Reichstag'ı onlar yaktı.
Incendiaron el Reichstag.
Reichstag'ın alevleri daha söndürülmeden... eski Almanya'nın adamları kül olmuş olacak.
antes de que se extingan las llamas del Reichstag, los hombres de la vieja Alemania serán reducidos a cenizas.
Eski Reichstag binasının esrarengiz bir şekilde kundaklanması, Hitler'in vatandaşlık haklarını kısıtlaması için bulunmaz bir fırsat oldu.
Cuando el edificio del Reichstag fue misteriosamente destruido por el fuego Hitler aprovechó la oportunidad para suspender todas las libertades civiles
Mart ayında, Hitler'in parlemento onayı olmadan yasama yetkisini kullanması oylandı ve kabul edildi.
En Marzo, cuando con sus votos, El Reichstag permitió a Hitler que gobernara sin Parlamento
Komünistler, Sosyalistler, herşeye burnunu sokan gazeteciler, hatta parlementerler.
Comunistas, Socialistas, Periodistas atrevidos hasta Diputados del Reichstag.
Hermann Göring, Reichstag'ta, Reich Vatandaşlık Yasası'nın amacını, bir bir anlattı. Yani, Alman kanının ve Alman onurunun korunması yasasını.
En el Reichstag, Göring se explicaba el propósito de la Ley de Ciudadanía del Reich, y la Ley para la Protección de la Sangre Alemana y el Honor Alemán.
Roketin üstünde, "Bu Reichstag için." yazıyor.
( narrador ) en el cohete, "Esto es para el Reichstag."
Reichstag alevler içinde
El Reichtag está en llamas.
Fasist radyonun iddiasina göre Reichstag'i komünistler yakti.
La radio fascista da a entender que los comunistas han incendiado el Reichtag.
Reichstag'ta kriz. Mart seçimleri.
Crisis en el Reichstag, se habla de elecciones en marzo.
Reichstag'takilerin insanları gezintiye çıkarmakta üstlerine yok,... ve partiler en iyisini bilir.
El parlamento sólo sirve para engañar al pueblo... y eso lo saben bien todos los partidos.
Reichstag'taki koltukların çoğu onlarda, ama o koltuklarla ne yapacaklarını bilmiyorlar.
En el Parlamento tienen la mayoría de los votos... pero no saben qué hacer con ellos.
Parlemento yangınından sonra Hamburg'dan ayrılmak zorundaydım.
Dejé el teatro tras el incendio del Reichstag.
Kötü adamın, bütün Reichstag'ı açıklamasını duymak istiyorum?
Quieres oir al hombre explicar todo en el Reichstag?
Reichstag'da görüşürüz.
Bueno, te veo en el Reichstag.
Bu öğleden sonra, Reichstag'taydın.
Entonces ustedes fueron al Reichstag esta tarde.
Reichstag veya opera binasının yakılacağını düşünüyor.
Cree que la opera o el Reichstag arderán.
Reichstag'da mı?
¿ En el Reichstag?
Ama bayım, Reichstag?
Pero, señor... ¿ El Reichstag?
Reichstag yok artık.
Ya no hay Reichstag.
Reichstag yanacak.
El Reichstag... arderá.
Reichstag alevler içinde?
¿ EL REICHSTAG EN LLAMAS?
Bu, Reichstag yangınından bu yana... en üstün polis sezgisi örneğidir.
Es el mejor ejemplo que he visto de intuición policial... desde el incendio del Reichstag.
Tonkin Körfezindeki kaza gibi, Reichstag yangını gibi bir şeyler...
Pronto un incidente como el del Golfo de Tonkín o el incendio del Reichstag...
Beethoven'ı, yıkıntıların arasında, kayalara zincirli olarak tasvir etmişti.
frente a las ruinas del Reichstag.
Yanlarında tüm Berlin halkının Reichstag'da toplanıp protesto etmesini isteyen Ernst Reuter da vardı.
Con ellos estaba Ernst Reuter, que ahora pedía a todos los berlineses reunirse en el Reichstag para protestar.
Çoğu, Doğu'dan yaklaşık 300.000 Berlin vatandaşı, Reichstag'da toplandı.
Cerca de 300.000 berlineses, muchos desde el este, se reunieron frente al Reichstag.
Reichstag'ın üzerinde dalgalanacak olan Kızıl Bayrak ev yapımıydı.
La bandera roja destinada a ondear sobre el Reichstag fue hecha en casa.
İşte Berlin'deyiz. Reichstag karşıda, Bradenburg Kapısı orada.
Aquí estamos en Berlin, el Reichstag está por allá, por acá la puerta de Brandenburgo
Bir keresinde Reichstag'ı plastikle sarmalamıştı.
Una vez envolvió el Reichstag con plástico.
- Reichstag olmaz!
- ¡ El Reichstag, no!
İktidara gelişimizden beri, plan buydu bu yüzden Reichstag'ı feshettik yerel meclisleri ve kişisel hakları kaldırdık.
Fue siempre nuestro plan que una vez que tuviésemos el poder... eliminaríamos a la Reichstag... y disolveríamos los parlamentos regionales, y los derechos individuales.
Yaptığımız her şey, Nürnberg kanunlarına uygun. Doktor Stuckart, 1935'te Alman Parlamentosu'na sundu.
Todo lo hecho respeta las leyes de Nuremberg que el Dr. Stuckart brindó al Reichstag en 1935.
1917 Temmuzunda, Alman parlamentosu Reichstag,... Müttefiklerle barış görüşmesi yapılmasını talep eden bir yasa çıkarttı.
En julio de 1917, el parlamento alemán, el Reichstag, aprobó una resolución pidiendo que se negociara una paz con los Aliados.
Yasama meclisindeki en büyük parti hatta tüm meclis sosyalistti ve bu yüzden hiçkimse demokrasiye yakin degildi.
El partido más grande en el Reichstag, o parlamento, era socialista, Y sin embargo nada de esto ayudó a la democracia.
Alman hükümeti, halka degil, meclis kanaliyla imparatora karsi sorumluydu.
El gobierno alemán no respondía al pueblo, representado por el Reichstag Sino ante su emperador.
Onu dinleyecek budalalar çıkacaktır. Devam edin.
Esos idiotas en el Reichstag no han aprendido la lección, entonces, echenlos.
Dostlarınız desteklemedikçe alman vatandaşı olamazsınız.
No puede obtener la nacionalidad a menos que tenga amigos en el Reichstag. Esta gente desea invertir en Ud., no en el Partido.
Führerimiz gibi. Buradaki kampanyamıza başlarken desteğinize ihtiyacımız var.
Necesitamos vuestro apoyo para comenzar nuestra campaña por asientos en el Reichstag.
Reichstag'ın en büyük ikinci partisi olduk.
Somos el segundo Partido más grande en el Reichstag.
Ama adamlar istediklerini elde etmek için ne gerekirse yapıyorlar. Bu yıI dördüncü kez seçime zorlanacağız.
Si inmovilizan al Reichstag nuevamente, que van a hacer cuando no obtengan lo que quieren, nos forzarán a tener una nueva elección, la cuarta este año.
Gündemimizde yer alan sıradaki konu için...
El proximo punto en la agenda del Reichstag Propongo una cuenta estimando la fijación de dineros