English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ R ] / Rengarenk

Rengarenk translate Spanish

195 parallel translation
Rengarenk kelebeklere dönüşürler.
Esa se convertirá en una preciosa mariposa
Böyle rengarenk elbiseler giymek çok hoştur.
Qué bonitos esos vestidos de colores.
Tüm şehir süslendi ve rengarenk.
Toda la ciudad está engalanada y llena de colorido.
Başkent Elysium City palmiyeli bulvarlar... ve rengarenk boyalı evleriyle güzel bir metropoldür.
"Elysium City, su capital, es una bella ciudad... "... con bulevares con palmeras, modernos edificios públicos y coloridas casas de madera.
Güzel bir bilezik gibi rengarenk miydi?
¿ De diferentes colores, como una pulsera?
Eğer boğazımı doyurmazsan rengarenk bir yılan olacağım.
Que me jodan si este bolsa se las da de arrechito.
Melek, kelebek veya kuş cenneti gibi rengarenk.
o aves del paraíso llenando de color.
Ama yangın gibi değil, rengarenk....
No podemos incendiarlo, aunque...
Rengarenk değil mil?
Eso es, qué coloridas.
Hem de rengarenk bir biçimde!
En tecnicolor.
Neden rengarenk bayrak taşıyorsunuz Bay Shahbandar?
¿ Por qué flamea una bandera multicolor Mr.
Menekşeler, biberiye, rengarenk "bennüm" düğün buketim!
¡ Pensamientos, romero, violencia... mi ramo de novia!
Rengarenk, şekil şekil.
de todos las formas y colores
Ama şimdilik, çöl, sevimsizliğine tekrar bürünüyor ve rengarenk geçen birkaç hafta sanki hiç yaşanmamış gibi.
Ahora el desierto vuelve a ser inhóspito y las semanas de color parecen no haber existido.
Rengarenk bir saray, hemen! Paraya acımayın!
Un colorido palacio, no repares en gastos!
Tüm pazar alanını devasa rengarenk sirk çadırına çevirmek istiyorum.
Y quiero convertir la plaza del mercado en una gigantesca tienda de campaña multicolor.
Rengarenk güve!
¡ Mariposa pintarrajeada!
Ona Karanlıklar Efendisinin sahip olmasındansa... rengarenk Saruman'ın sahip olmasını yeğlemez misin?
¿ Preferirías que lo tuviese el Señor Oscuro o Saruman el Multicolor?
Kayalık, rengarenk ve muhteşem bitki ve çiçeklerden oluşmuş bir ormana benzer ama birine dokunduğunuzda sert ve dayanıklı taş yapısında olduğunu görürsünüz.
El arrecife puede verse como una jungla fantástica y multicolor de plantas y flores, pero al tacto, incongruentemente, tienen la dureza y rugosidad propias de la piedra.
kapıları rengarenk.
... con puertas de colores.
Kalbim rengarenk bir deniz kabuğu Sakin denizde kürek çeken
" Mi corazón es como una cáscara de arco iris Que las paletas en un mar halcyon ;
'İspanyol kalyonu dünyanın farklı okyanuslarından''toplanan rengarenk balığa ev sahipliği etmektedir.'
En el Galeón español verán gran variedad de peces traídos de los diferentes mares
Umarım iyi görünüyorumdur, ama bilirsin Yüce Tanrı hiçbir zaman rengarenk görünmemi istemedi.
Espero lucir bien. El Señor no me creó para que fuera modelo.
Rengarenk kiremitli çatılarımız, tipik Arnavut kaldırımlı sokaklarımız ve çok zengin tarlalarımız var.
Tenemos techos de tejas de colores, típicas calles empedradas y campos muy ricos.
İnsanların oraya gitmesinin esas nedeni bu değildir. İnsanlar... güzel atları... rengarenk giysili jokeyleri, ve- -
esa no es la verdadera razon por la que la gente real va ahi. la gente va... por los hermosos caballos... y coloridos jockeys, y- -
"Bana rengarenk aşkın rüyasını verdi"
"Me dio los sueños coloridos del amor"
"Golf toplarının yuvarlandığı yerden sonra rengarenk afişler vardır orada yeni talimatlar bulacaksın, işte burada."
¨ Donde las pelotas de golf ruedan y corren. Y hay banderas de colores. Ahí encontrarás nuevas instrucciones ¨.
Bir çeyrekliğe, rengarenk çimento topları mı?
¿ Bolas de cemento multicolor a 25 centavos?
Bütün çiçekler açmıştı... ve rengarenk yazın tatlı kokusuyla beraber... babamız eve dönmüştü.
Todas las flores estaban floreciendo y junto con el color y el dulce olor del verano nuestro padre había regresado a casa.
Bana, rengarenk bir otobüsün içindeki çıldırmış bir keşifçiye inanacağını mı söylüyorsun?
Me quieres decir que vas a creer lo que un inspector loco En un autobús psicodélico dice?
San Francisco'dan gelen müthiş rengarenk afişler oluyordu.
De San Francisco llegaban unos carteles psicodélicos increibles.
Rengarenk kıyafetlerimizle dolaşıyorduk.
Asi que pasamos vestidos con la ropa psicodélica.
Ancak Pepper albümünün rengarenk dönemindeydik. Bu tarz şeyler istiyorlardı.
Con Pepperya nos habiamos metido en el mundo de la psicodelia y querian algo por el estilo.
Rengarenk sesler, Çeşit çeşit duygular.
Hay tanto colorido en su sonido, tantos humores cambiantes...
Sanki siyah beyaz dünyam, aniden rengarenk olmuştu.
Fue como si el mundo hubiera cambiado de blanco y negro a colores.
Missouri'de rengarenk giyiniyordunuz herhâlde? - Hatta farklı tarzlarda?
Allá en Misuri, ¿ usan muchos colores y muchos estilos?
Şöyle ki bir gün gelir her yeni olgunlaşan erkeğin hayatında önüne rengarenk ve güzel çiçekler çıkar.
Verás Russ vienen los tiempos en que cada vida de un joven cuando entra al perfumado jardín de las hermosas flores.
İki torba otumuz 75 tane meskalin hapı beş tabaka kurutma kağıdına emdirilmiş asit yarım tuzluk dolusu kokain uyarıcılar, sakinleştiriciler, çığlık attıranlar, gülümsetenler dolu rengarenk bir galaksimiz vardı.
Teníamos 2 bolsas de hierba ( de la buena )... 75 pastillas de mescalina... 5 cartones del mejor ácido... un salero medio lleno de cocaína... todo listo para tener una galaxia multicolor con subidas, bajadas, gritos, risas.
Yani bir arabanın arka koltuğunda bir saat geçiriyorlar ve bir anda, rengarenk oluyorlar.
Ellas pasan una hora en el auto, y ya están en tecnicolor.
Ancak bu ne onun hevesini, ne de burada saatlerdir bekleyen rengarenk hayranları- -
... no ha desanimado a sus entusiastas y pintorescos seguidores, algunos llevan haciendo cola desde anoche...
Şu rengarenk ufaklıklar yumurtayla dolular... Onları peteklere bırakacaklar.
Este pequeño diablo alargado está lleno de huevos, y se mantiene colocándolos en las celdas del panal.
Uçuşan rengarenk kuşlara bakın. Kuşların çevreyi dolduran güzel şarkılarını ve çocukların kahkahalarını hayal edin.
Mire los pájaros de colores... volando de aquí para allá... imagine su maravilloso canto... y la risa de los niños llenando el aire.
Rengarenk ağaçları, örmek bize keyif verecek.
Estaría bien cruzar el río, ahora que ha cambiado el color de los árboles.
Özel canlı rengarenk parıltısız, geri çekilebilir tank mı bu yoksa?
¿ Es una pecera de Colores Vivos antibrillo y de techo retraíble?
orada, rengarenk bir eşarp.
Allí, una hermosa bufanda
Ve güneş enerjili bu ayna elimdeki rengarenk fırıldağı döndürecek kadar enerji toplayabilir.
Y este panel solar puede almacenar suficiente energía para hacer girar este colorido molinete.
Rengarenk ibiklerini sergilerler rakiplerden biri geri çekilene dek.
Muestran sus crestas coloridas hasta que un competidor retrocede.
Rengarenk kağıtlar, giysiler...
" trapos rojos y negros, papeles coloridos y màs papeles,
ABD Başkanı Grover Cleveland'in düğmeye basışıyla birlikte tüm fuar alanı, florasanların ve rengarenk projektörlerin göz kamaştırıcı ışıklarıyla aydınlanıvermişti.
El campo de la exposición explotó iluminado por... brillantes tubos y reflectores multicolores.
- Rengarenk.
- Technicolor.
Rengarenk, sevimli bebek.
Sonríe y sirve a tu inocente una charla dulce como la uva.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]