Rengârenk translate Spanish
60 parallel translation
# Rengârenk küreklerle dalgalar kıyıya vuruyor
Había olas, conchas brillantes.
# Rengârenk tarlalarda # Batan güneş zayıflıyor
En los campos el sol se va escondiendo.
# Rüzgârın sesiyle, bembeyaz bulutlarla # Rengârenk küreklerle dalgalar kıyıya vuruyor
El viento soplaba, estaba nublado.
Rengârenk bayraklar, gökyüzünde dalgalanıyor.
Los trapos de colores están tendidos : "Union Jack".
Yeşil ve canlı. Her taraf rengârenk bitkilerle dolu.
Es verde y crece... como esos pastos verdes de los que hablan.
Uykuya yatmış olan kendi yetersizliğiyle ilgili hisleri Leonard'ın zengin, rengârenk tüyleriyle gelip de gösteriş yapmasıyla tetiklendi.
Sentimientos latentes de lo inadecuado yacían inactivos hasta que la visita de Leonard los activó con su desfile de plumas multicolor.
Şuradaki resim şiddetle doluymuş,... rengârenk ve nizami. Sen ne dersin?
Un maravilloso canto de violencia, colorido y forma, ¿ no crees?
18 Aralık'tan itibaren trilobitler deniz tabanında beslenerek çok aşırı miktarlarda çoğaldılar, ve kabukları rengârenk mürekkep balığına benzeyen canlılar da heryerde bol olarak bulunuyorlardı.
Para el 18 de diciembre, vastos grupos de trilobites hurgan el fondo oceánico. También hay seres parecidos a calamares con coloridas conchas.
18 Aralık'tan itibaren trilobitler deniz tabanında beslenerek çok aşırı miktarlarda çoğaldılar, ve kabukları rengârenk mürekkep balığına benzeyen canlılar da heryerde bol olarak bulunuyorlardı. Daha sonra olup bitenleri aşağı yukarı tahmin edebiliyoruz.
Las regiones oscuras, vistas en rayos X son huecos en la corona solar por donde fluyen los protones y electrones del viento solar más allá de los planetas hacia el espacio interestelar.
Her yer rengârenk : Kırmızılar, yeşiller parıltılı ışıklar.
Hay de todo, tonos rojos, verdes y una especie de reflejos.
Rengârenk paltoları olan şu İncil'deki adam, öyle değil mi?
Sí, ese es el tipo de la Biblia con sacos de colores, ¿ no? ¡ Dios mío!
Canavar çocuk, rengârenk bir kundağa sarılıyor!
¡ Un niño monstruo vestido en ropas de mil colores!
Her yer rengârenk
Tan lleno de color #
Yüreğimde canlı rengârenk hayalin var.
La sombra en mi corazón son tus siete colores... la del alma de colores.
Artık hayatın, rengârenk uzun bir rüyadan ibaret olacak!
¡ Ahora tu vida será sólo un único y largo sueño en color!
- Aynen! Ve rengârenk bir kemer.
... y un cinturón amarillo.
Rengârenk lahanalar arasında küçük kameramı alayım ve gözüme ilişen diğer sebzeleri çekeyim.
Yo también me voy con mi cámara entre las coles a filmar otros vegetales que me gusten.
Teşekkür ederim ama bu rengârenk resimlere bakmaya geldim.
Gracias, pero vine... a ver los cuadros de colores.
Ben de, ama 3 saat kadar taslak çizip, Walt Whitman şiirlerini okuduktan sonra ilham almak için sözlük karıştırıyordum ve "pinyata" kelimesiyle karşılaştım ve rengârenk sürprizlerle dolu olduğunu düşündüm ki bu sürprizler ancak biraz hırpaladıktan sonra ortaya çıkar.
A mí también me gustan pero revisaba el diccionario buscando inspiración después de dibujar durante tres horas y leer poemas de Walt Whitman y me encontré con la palabra "piñata" y pensé : Son coloridas, llenas de sorpresas que sólo se revelan después de haber sido golpeadas.
Bakalım Paul "Rengârenk" Crewe bir şeyler gerçekleştirebilecek mi.
Veamos si Paul "Motley" Crewe puede lograr algo.
Bu rengârenk olanı Chris'e alayım.
Okay, creo que esta de color arremolinado y loco es para Chris.
Rengârenk engel pisti mi, gıdıklama labirenti mi, lolipop yağmuru mu?
La pista de obstaculos arcoiris, el laberinto de consquillas o la ducha de paletas? Te lo digo todo fue fantastico.
- Her yer rengârenk.
- Y todo es muy colorido.
Bana rengârenk dans sahneleri olsunda isterse çamurdan olsun.
Deme una escena de danza con colores brillantes ¿ eh?
Bu kostümün böyle rengârenk olmasındaki sebep nedir?
Alguna razon por la que estos trajes tienen que ser tan coloridos
Çılgın pantolon, rengârenk sütyen, harika kıyafetler. Hesabına eklendi.
shorts, remeritas, top, todo colorido, todo bonito... cargados a tu cuenta.
Rengârenk, güzel bir dövme.
Bonito, coloreado...
"Bir Salı öğlen vakti giydiğim şu rengârenk sürtük elbisesine de bakın" der gibi.
un martes por la tarde.
Rengârenk yerler şaşırtıcı yaratıklar hayret verici insanlar ve tuhaf manzaralar.
Con coloridos lugares, sorprendentes criaturas, increíbles personas... y extraños paisajes.
Kar için giyinip kuşandılar kışlık spor giysileriyle Beyaz Geyik Grupları için rengârenk takımlar festivallerde ışık saçacak.
Todos están vestidos para la nieve con sus conjuntos invernales deportivos White Stag, ropa colorida que alegrará cualquier ocasión festiva.
Şunlar da rengârenk şekerlemelere benziyorlar.
Y estos vidrios parecen caramelitos de colores.
Cebinde kuruş para yok ama... rengârenk hayalleri var.
Ni un centavo en el bolsillo y tiene sueños coloridos. Y tiene sueños coloridos.
Kulüp güzelce doluyor, Pek rengârenk bir topluluk.
Se esta llenando muy b ¡ en. Es un púbI ¡ co muy color ¡ do.
Rengârenk şunlara bakar mısın?
Miren... están coloreadas...
O yüzden göze çarpan, rengârenk bir şey arıyoruz.
Así que estamos buscando algo vivo con mucho color.
"Rengârenk nakışlı keten korsajlar..." "... elbisenin uygun bir biçimde oturmasına... "
"Las camisolas de lino de colores variados han dado rápidamente paso a los vestidos bordados..."
Rengârenk olanlar bugünün spesiyali.
- ¿ Eh? Ten.
Yukarıdaki rengârenk sevimli rol arkadaşının bir mahsuru yoktur, değil mi?
Ahora ¿ puedes voltear tu mirada allá arriba, quieres?
Rengârenk bir mezar gibi.
Como una tumba colorida.
Orada duruyordu rengârenk çirkin yaratık.
Parado allí, hijo de puta colorido.
Dediğin doğruydu, rengârenk mezar gibiydi.
Un escarabajo barrenador, como dijiste.
Suyun üzerindeki rengârenk tabakayı görüyor musun?
¿ Ves la capa de esa película iridiscente en la superficie del charco?
Rengârenk hayat ve sevgi dolu.
Y vida... y amor.
Bu rengârenk kalabalığa liderlik etmem gerek. Bu yüzden kısa bir süre daha bunlara katlanabilmeliyim.
Se supone que soy el líder de este variado grupo, así que debería poder lidiar con esto un poco más.
Saçmasapan, rengârenk bir fantezi dünyasında yaşıyorsun.
Vives en un ridículo y colorido mundo de ensueño.
Onu rengârenk öpücüklerle ve tek boynuzlu at çıkartmalarınla kazanacaksın mısın?
¿ La convencerás con tus besos de arcoíris y pegatinas de unicornio?
Müşteriler dükkâna yaklaşınca ilk olarak müsrifliklerle dolu rengârenk camlar görmeleri gerekecek.
Imaginé que los clientes que se acercan por la calle lo primero que verían serían vidrieras llenas de colores y extravagancias.
- Rengârenk yüzünü yine, ciddi misin?
Cara de discoteca, ¿ en serio?
Güz yaprakları rengârenk Sarıdan kırmızıya
Estás empezando una nueva vida, y yo también.
Hem de rengârenk!
- Multicolores.
"Sıra dışı hava ve rengârenk gökyüzü ile birlikte..."
Como el cielo pintado.