Restaurant translate Spanish
1,142 parallel translation
'Restaurant Boat'ile yine karşınızdayız ve ben Gil Chesterton. Ve Dr Frasier Crane'in yerine program yapıyorum.
Volvimos a Ritmo de restaurante, Gil Chesterton supliendo al Dr. Crane.
Artık pek çok restaurant kafeinsiz içeceklerde sunuyor.
Ahora muchos restaurantes están sirviendo café descafeinado.
Artik pek çok restaurant kafeinsiz içeceklerde sunuyor.
Ahora muchos restaurantes están sirviendo café descafeinado.
Akşam yemeği? Bunu restoranda yapamayız Verna.
Bueno, no podemos hacerlo en un restaurant, Verna.
Şehrin en iyi restoranı olan Flowering Peach'ın mönüsü.
Es del The Flowering Peach, el mejor restaurant de la ciudad.
Çok pahalı bir yermiş.
Se supone que es un restaurant especial o algo así.
Lokantadan uzaklaşırken ortaya çıktın.
Apareciste cuando ya estaba saliendo del restaurant.
"Sadece restoran müşterileri park edebilir."
"Estacionamiento para clientes del restaurant."
Sanırım bir restoran vardı.
Creo que habia un restaurant.
Şehirdeki bir restoranda şefim.
Soy chef en un restaurant del centro.
Bayan Radha ve Bayan Sita restaurantı kapatıp eğlenmeye gittiler.
La señora Radha y la señora Sita han cerrado el restaurante y han salido a divertirse.
Bay A'nın nezih mekanına hoş geldiniz.
Bienvenidos al restaurant del Sr. A.
Onu lokantada görmüş olabilirsiniz. Sen garson kılığına girip dikkatleri başka yöne çekerken... o da çantayı masanın altından aşırmış olabilir.
Ud. podría haberlo visto en el restaurant, vestido de mesero, haber creado alguna distracción... mientras ella tomaba el maletin de encima de la mesa.
Restoran tadilatı.
Restaurant Trabajo.
Pascal Ichak'ın Fransız restaurantı meşhur olmuştu.
El restaurante francés de Pascal Ichak se hizo reconocido.
Gördün mü, onlar restaurant'a da ateş ediyorlar...
Prendieron fuego al restaurante de...
Sen İstanbul'da, Viyana'da, Paris'te bir restaurant açabilirdin.
Podríamos haber abierto un restaurante en Estambul, Viena, París.
Restaurant'ını terk etmek istemiyorsun.
No quieres abandonar tu restaurante.
Ama restaurant'ında benim düğünüm için pasta yapabiliyorsun.
Pero puedes preparar en tu restaurante los pasteles para mi boda.
Britanya Dükü, bu civardaki en iyi restorandır. Orası...
Es el mejor restaurant de por aquí.
Restaurant da bir adamın doğum günü vardı, önce yemeğini yaktılar sonra da söndürdüler!
Habia un sujeto en el restaurante que cumplia años. Prendieron fuego a su comida y la soplaron
Eğer pahalı bir restoranta getirdiğiniz için vereceğimi sanıyorsanız tekrardan düşünün, çünkü üzgün kıçınız hakkında ne düşündüğümü söyleyeyim.
Y si piensa que no harmare un lio, solo porque me trajo a un lujoso restaurant mejor pienselo de nuevo, porque le dire excatamente lo que pienso de su... flaco trasero y de su caracter, porque nadie pasara sobre mi nombre, y yo renuncio
Nemo Pizzeria, "WooIhoff Chinese Takeout" u paramparça etmeliydi.
La pizzeria de Nemo debio destruir al restaurant chino de WooIhoff.
WooIhoff'Chinese Takeout.
Con el restaurant chino de WooIhoff.
Gittiğin şık restoranlardan birini söyle.
Necesito el nombre de uno de esos elegantes restaurant donde va.
Duydun işte. O pis restorana ihtiyacımız yok.
No necesitamos de él y su apestoso y pequeño restaurant.
Yunan Lezzeti adında bir restorana dört yıldız verdim ki inan bana ismi yanlış değil.
Acabo de dar a un restaurant llamado, "A Taste Of Grecia" cuatro estrellas, que, créeme, es un nombre inapropiado.
Jerome'de bir yer daha var.
Hay otro restaurant italiano donde Jerome.
"Lokantadan çıkarçıkmaz, Brest bir kadını tehdit etti ve arabasına el koydu."
"Cuando dejaba el restaurant, Brest amenazó a una mujer y se llevó su auto."
Ve Chez Ernie restaurantının... yıkılması kararlaştırıldı.
"Chez Ernie", un restaurante muy popular... en el muelle, ha sido clausurado.
Bunlar sana bahsettiğm yandaki GS'ler. Benim restaurantımı alıp büyük bir gece klubü yapacaklar!
Tratan de comprar mi restaurante... para ampliar su club bailable.
Aslında kendi restaurantımı açmayı düşünüyorum.
Pienso abrir mi restaurante.
Bir kulüp ve lokanta.
Un club y un restaurant.
Restoranı tercih ederim. Sizi de davet edebilirim.
Prefiero un restaurant.
Gidip güzel bir deniz restorantı bulalım ve biraz kırmızı som balığı yiyelim.
Vamos a un restaurant y comamos salmón.
Burda diyorki, bir lokantadayken kenarlarda oturmalısın. böylece silahına rahat ulaşabilirsin.
Aqui dice que cuando estas en un restaurant, debes sentarte de lado asi puedes llegar mas facil a tu arma.
Sadece yandaki depoyu kontrol ediyorum olası bir restoran yeri için.
Sólo miraba el depósito de aquí al lado como una posible locación para un restaurant.
Ee Mitch, restoran açmak için bu işe yaramaz depoyu almayı ciddî ciddî düşünüyor musun?
- Entonces, Mitch, ¿ realmente creíste que ibas a comprar este edificio en ruinas para abrir un restaurant?
Bir restoran açmayı düşünüyorum.
- Planeo abrir un restaurant.
Kahrolası bir restoranı içeriyor.
- Involucran a un maldito restaurant.
Restoran açma fikrinin sadece bir fikirden ibaret olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Comenzaba a pensar que esta idea tuya del restaurant era sólo una...
Oraya gittiğimizde konuşur, neden orada olduğumuzu ve aramızdakinin ne olduğunu saptarız.
Tendremos una discusión en el restaurant y determinaremos por qué estamos ahí y qué es.
Noel ile restorandayım.
- Estoy en el restaurant con Noel.
Ve birkaç ay sonra bir restoranda yemek yerken hiç beklemediğim bir anda John masanın üstünden eğilip, beni öptü.
Unos meses después, estábamos en un restaurant. Para mi total conmoción, John se inclinó por sobre la mesa y me besó.
Ya evet, ne zaman restorana gitsem, hep bir fotoğraf makinem olsun isterim.
Sí, cada vez que voy a un restaurant realmente desearía tener una cámara.
Şimdi de bir İspanyol Restaurantında "bunch" yemeye başladık.
Ahora vamos a restaurantes latinos.
Sonra Çin restaurantına gittik, kimi gördüğümü asla tahmin edemezsin.
Después fuimos a cenar, ¿ y a quién crees que me encontré?
Bence Fung Wa's şehirdeki en iyi Çin restaurantı bu yüzden oraya gittik.
Para mí, Fung Wa es el mejor restaurante chino de la ciudad por eso fuimos ahí.
45 dakika ve üç hayvan pozisyonundan sonra Samantha ve Siddhartha sağlıklı yemekler restaurantında yeşil çaylarını içiyorlardı.
Después de 45 minutos y tres posiciones de animales... Samantha y Siddhartha estaban tomando té verde en un restaurante naturista, Tofu Or Not Tofu.
İsterseniz bu lokantayı tamir ettiririz!
Podemos reparar el restaurant si ustedes quieren!
Tabiî ki kendi restaurantımızı açacağız.
Pues preparando comidas para llevar.