Reves translate Spanish
4,091 parallel translation
Tepetaklak olmuş bir yaratığım ben Frank.
Voy al revés, Frank.
Sen nefis bir tepetaklak olmuş yaratıksın.
Eres una deliciosa criatura que va al revés.
Tamam, o zaman alfabeyi Z'den A'ya kadar tersten oku.
Bueno, di el alfabeto al revés de la Z a la A.
- Tersten mi?
- ¿ Al revés?
Sadece alfabeyi tersten sayamam.
No puedo decir el alfabeto al revés.
Kaplumbağayı karşı tarafa geçirmen gerekiyor.
Igual que el que tienes, hay que poner la tortuga al revés.
Sanırım teorimizi tersten düşünüyoruz.
Creo que podríamos tener nuestra teoría al revés.
Dur, öyle değildi--. tam tersiydi..
Espera, no... es al revés.
Kahve güzeldi, o yüzden tersten gidelim.
Estaba pensando en... lo del café salió muy bien, funcionaría si lo hacemos del revés.
Tüm hayatı altüst olmuş durumda tıpkı benimki gibi.
Todo su mundo se ha vuelto del revés, como el mío.
Yani tersine yaşıyoruz.
Vivimos la vida al revés.
Hayır, ters doğum değil. Yanlamasına geliyor.
No, no está al revés.
Yani, işletmek isteyen baş aşağı bu adam hakkında?
¿ Quieres operar a este tío al revés?
Bir ters gastroskopi.
Una gastroscopia al revés.
Man, oh, her şey ters.
Vaya, todo está al revés.
Bu kek... baş aşağı bir parça kek bulunuyor.
Ha sido pan comido... pan comido al revés.
Ve arabanın tamamı suyun içindeydi, tepetakla olmuştuk.
Y el carro estaba lleno de agua y todo estaba al revés.
Genellikle tam tersi olur.
Generalmente es al revés.
Bazılarınızın bildiği gibi Seattle Grace Mercy West parasal bir gerileme yaşıyor.
Como muchos saben Seattle Grace-Mercy West ha sufrido un revés financiero.
Sanki dünya tersine dönmüş gibi hissettirdi.
Parecía que el mundo se hubiera vuelto del revés.
Olayı ters anlamışsın canım.
Lo has entendido al revés, cariño.
Hunter'ın halini dikkate alırsak, belki de tam tersi için endişelenmeliyim.
Dado el aspecto de Hunter, quizás fue al revés.
Geçir kafana. Ters tarafını, böylece gözlerini kapatır.
Al revés, que te cubra los ojos.
İlk seferinde dalış kıyafetimi ters giydim çünkü Virginia'da bir çiftlikte büyümüştüm..
Primero me puse el traje al revés pues me había criado en una granja de Virginia.
Sıralarını karmakarışık ederim.
Los veo todos mezclados y vueltos del revés.
Biletimdeki numara, ters yönde.
El número de mi entrada, al revés.
- Tersten.
- Al revés.
- Tersten? - Evet.
¿ Al revés?
Doping suçlarının sorununda, ispat yükü tersine çevrilir. Masumiyetini kanıtlamalısın.
El problema con la acusación del uso de drogas es que la carga de pruebas está al revés... uno debe probar que es inocente.
Geri arama taraması yapalım.
Hagámoslo al revés.
Ters mi?
¿ Está al revés?
- Çünkü ters duruyormuş da ondan!
- Oh, porque estaba del revés.
- Yani geriye doğru takip ediyorsun.
- ¿ Así que estás jugando al revés.
- Küçük bir gecikme.
- Un revés menor.
Orada bir virgül olması lazım,'U'harfinden sonra. Evet, yukarıdan.
La coma colgada al revés al lado de'U'oh.. el puñal colgando?
Sürekli olması gereken şeyin tersi için uğraşıyorum ben.
Siempre me esfuerzo en averiguar cómo sería al revés de lo que es ahora.
Önce biraz tersten takın, sonra da düzden takın.
Pónganos al revés por un momento luego pónganos correctamente.
Bilimsel keşifler tarafından inancımızın tehdit edildiğini düşünmektense inançlarımızı gerçekliğin kanıtlarına uyarlamaya zorlamamız gerektiğinin farkına varmalıyız tam aksini yapmak yerine.
En vez de estar amenazados o tener nuestra fe amenazada por los descubrimientos de la ciencia, deberíamos darnos cuenta de que deberíamos forzar nuestras creencias para cumplir con la evidencia de la realidad, en vez de que sea al revés.
Nasıl bilincin zamanın ruhu ve eter üzerinde pozitif etkileri varsa, aynı zamanda tam tersi de mümkün.
Así como la conciencia puede tener efectos positivos en el Zeitgeist o el ter, también puede funcionar al revés.
Peki ya ben senin hayatındaki her şeyi dışarı yansıtsam nasıl hissederdin?
¿ Te gustaría si yo diera vuelta tu vida al revés?
- Bay Picker bizi davet edenin siz olduğunu, bizim etmediğimizi hatırlatmak zorunda mıyım?
Sr. Picker, ¿ tengo que recordarle que ustedes nos invitaron... y no al revés?
Kötü olduğunu biliyorum, ama, dört hastanız öldü. Canım, ben Sheila.
Sé que has tenido un revés, pero cuatro pacientes han muerto.
Genelde tersini yaparlar.
Generalmente, es al revés.
Sadece bir tane ikiz yatağım var ama ayakuçlu başuçlu yatabiliriz.
Tengo una sola cama de una plaza, pero uno podría dormir al revés.
Biz sadece tersinden yaptık.
Estamos al revés.
Burası ters dönmüş paralel evren.
Hay un universo paralelo "al revés".
Burada sanki her şey ters.
Todo aquí parece estar al revés.
Joy, harika bir vuruş yeteneğin var.
Joy, tienes un revés muy malo.
Sadece elimin tersiyle dokundum.
Sólo un pequeño toque de revés.
Söyle ona, önce hastalarımı muayene ederim, sonra reçete yazarım öteki türlü olmaz.
Dile que primero examino a los pacientes, luego prescribo y no al revés.
Sana hatırlatmama gerek yok ; suçluluğu kanıtlanmadıkça herkes masumdur, ama tersi değil.
No necesito recordarles que es inocente hasta que se pruebe lo contrario, no al revés.