Rezo translate Spanish
1,288 parallel translation
Tekrar tekrar dua ediyorum çünkü o kayboldu.
Rezo y rezo porque está perdida.
Geceleri, hiç değilse iyi bir evlilik yapsın diye dua ediyorum.
Rezo por las noches para que se case bien.
Geçenlerde o kadar üzgün görünüyordu ki St. Antoine Kilisesi'ne gidip mum yakacaktım.
Estaba tan triste el otro día. ¡ Casi le rezo a San Antonio!
Sevgili anne, senin için her gün dua ediyorum, sağlıklı ve güçlü olmanı istiyorum.
Querida mamá : Rezo todos los días por ti. Por que estés fuerte y saludable.
Sevgili anne, bu mektubu sağlıklı olarak okuman için dua ediyorum.
Querida madre : Rezo por que estas palabras te encuentren con buena salud.
Şunu öğrendim ki, bazı avcılara kurşundan daha fazla şeyler gerekiyor. tedaviden daha çok kangren.
Aprendí que algunos depredadores necesitan mas que una bala de plata..... y que un rezo no puede curar la gangrena.
Dua ediyorum, her gün sonunda kendine göre birisini bulacak.
Rezo, todos los días para que encuentre una mujer lo suficientemente buena para él.
İnşallah Tanrı sizi sever ve ben de sizin bana yaptıklarınız kadar dua ederim.
Espero que Dios os ame, y rezo por vos como me gustaría veros rezar por mí.
Dualarda tipik olarak şu yakarış vardır : "Beni unutma Tanrım."
Un típico rezo, rogaría :, "Recuérdame, Oh Señor."
Cennetin varolması ve senin bir melek olman için dua edeceğim ve bu şekilde öldüğümde nihayet beraber olabileceğiz.
Rezo para que exista un cielo y para que tú seas un ángel en él y así, cuando yo muera, podamos al fin estar juntos.
Tanrıya tek duam şudur ki... Evleneceğin adam seni benden daha çok seven biri olsun.
La única plegaria que le rezo al Señor es que el hombre con el que te cases te quiera incluso más que yo.
Sarı saçlı mavi gözlü İsa'na.
Y no le rezo a un Jesús rubio de ojos azules.
Benim zamanımda yakında gelecek ama sizi orada görmemek için dua ediyorum.
Mi hora también llegará pronto. Pero rezo para no saber cuándo me tocará.
Birkaç kutsal basmakalıp söz eder, inanmaları için dua ederdim.
Les lanzo comentarios religiosos y rezo, para que se lo traguen.
ben her gece uyurum ve her sabah uyandığımda dua ederim
Todas las noches antes de dormir, y al despertar, yo rezo.
Ben, kuvvet için dua ederim... Bütün geçim şeylerini öldürmem için beni zorlayan içgüdülerin üstesinden gelmek için kuvvetli... Onları benim yiyeceğim, veya benim çocuklarım için ev sahipliği yapmak.
Rezo por fuerza fuerza para elevarme por encima de los instintos que me inclinan a matar y convertirlos en mi alimento, para hospedar a mi linaje.
Sevdiklerim için ederim.
Rezo por mis seres queridos.
Çocukluğumdan beri dua etmedim.
No rezo desde que era niño.
Yani bunu atlatsın diye mi dua edeceğim? Burada yeterince kaldık eve gidelim desin diye mi? Yoksa acılarının dinmesi için ölsün diye mi?
¿ Debo rezar porque Brooks se salve, se siente en la cama y nos diga que nos vayamos a casa o rezo para que deje de sufrir y fallezca?
İki hafta önce birini ölmesi için dua ederek turluyordum buralarda. Şimdi birinin doğması için dua ediyorum.
Hace unas semanas, rezaba aquí para que alguien muriera y hoy rezo para que alguien nazca.
Gelmesi için dua ediyorum
- Rezo porque lo haga.
İsa'ya dua ediyorum, Ryan ve Brenda Teyze'nin güvende olması için, ve babamın mutluluğu için, ve anneme cennette iyi baksınlar diye.
Le rezo a Jesús que Ryan esté a salvo y que tía Brenda y mi papá sonrían y cuiden de mi mamá en el cielo.
Biraz dua ederim ve sabahları meditasyon yaparım.
Rezo un poco, medito todas la mañanas.
Dua ediyorum.
Rezo.
- Duke, duayı sen okusana.
Duke, el rezo.
İşte buna dua ettim ben.
Eso es... lo poco por lo que rezo
Bu kadarcığı olsun diye dualar ettim ben.
rezo por tan poco
Hergece yatağa yatmadan önce Stanford'a girmek için dua ettim
Todas las noches, antes de acostarme, rezo para poder entrar a Stanford.
İnşallah öyle olur.
¡ Sí, rezo por ello!
Senin için her akşam ve her sabah dua ediyorum.
Rezo por ti por las noches y por las mañanas.
Onlar için dua ediyorum. Senin için de dua ediyorum oğlum.
Rezo por ellos... y también por tí, mi niño.
Başımı eğiyor, dua ediyor ve bir gül adıyorum.
Por eso me inclino rezo y les dedico una rosa.
Orada ya da başka bir yerde dua ediyorum.
Rezo aquí o en cualquier parte.
Bu yüzden dua ediyorum.
Rezo por eso.
Allah onları nazardan korusun.
Rezo a Alá para que nadie eche el mal de ojos sobre ellos.
Her gün bu krizin bitmesi için dua ediyorum.
Rezo diariamente que acabe la crisis.
" ve aynı duayı ediyorum - dilim tutulana kadar tekrarlıyorum -
" Y yo rezo una oración... La repito hasta agarrotarme la lengua...
Senin için her gün dua edeceğim.
Rezo por tí todos los días. Nunca te abandonaré.
Diz çök oğlum ruhun için dua edeceğim.
Ponte de rodillas, hijo mientras rezo por tu alma.
Bu sokakta futbol oynuyorum. Bu kilisede dua ediyorum, burada takılıyorum, Olan biten her şeyi görüyorum.
Rezo en esta iglesia, voy por allí, veo todo lo que pasa.
sevdiği kadının mutlu ve güvenli olmasını istiyor Ve diliyorum ki bir gün... Onu ne kadar önemsediğimi kendisine söylebileyim
Y rezo para que algún día... sea capaz de decirle cuanto la quiero.
Dinle. Vaughn için ben de dua ediyorum.
Respecto a Vaughn, yo también rezo
Ve bilim beni tahrik ediyor. Ve bir gün, eğer çok dua eder ve bütün sebzelerimi yersem belki de kalçalarım olabilir.
Soy buena y pura, y la ciencia me excita y un día, si rezo lo suficiente y como todos mis vegetales... tal vez tenga caderas.
Her gece bir mucize olsun diye dua ettim ama hiçbir şey olmuyor.
Todas las noches, rezo y pido un milagro. Pero no sucede nada.
- Dua ediyorum.
- Rezo.
Olmayan bir şeyden.
Rezo por nada.
Her zaman dua ederim.
Rezo todo el tiempo.
Dua etmiyor gibi görünsem de dua ederim.
Rezo incluso cuando parece que no estoy rezando.
Bunun için dua ediyorum.
Rezo por eso.
Onun ruhu için dua ediyorum.
Rezo por su alma.
- Dua ettiğimde- - - Hı hıı. Ne duası edersem edeyim- -
Cuando rezo... pida lo que pida... doy gracias a Dios por ti.